Rekabet Kanunu Değişikliği TBMM Başkanlığında
Değişiklikte AB tarafından benimsenen yeni kriterler esas alınıyor
ANKARA - Rekabetin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa Tasarısı, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Tasarıyla, yasanın daha açık ve anlaşılır hale getirilmesi, teşebbüsler açısından hukuki belirliliğin artırılması, bürokrasinin azaltılması ve Kurum kaynaklarının ciddi rekabet ihlallerine yönlendirilmesine olanak sağlanması hedefleniyor. Ayrıca yoğunlaşmaların değerlendirilmesi bakımından AB tarafından benimsenen yeni kriterler esas alınıyor.
Ortak girişimlerin hukuki durumu netleştirilirken, birleşme ve devralma işlemleri bakımından soruşturma prosedürünün uygulamasına son verilmesi öngörülüyor. Kurula, ortak girişim grubu, şirket birleşme ve devralmalarında nihai inceleme aşaması kaldırılmakta, gerek ihlal tespiti yapılamaması gerekse ilgili tarafların rekabet sorunlarını giderecek taahhütte bulunmaları dolayısıyla yürütülmekte olan bir soruşturmaya son verilebilme olanağı getirilmesi hedefleniyor.
Rekabet Kurulu, pazar payı ve ciro gibi ölçütleri önceden belirlemek kaydıyla bazı anlaşma, uyumlu eylem ve teşebbüs birliği karar ve eylemlerini soruşturma konusu yapmayabilecek.
Muafiyetin erteleyici şarta bağlanması durumunda, muafiyetin verildiği tarih ile şartın gerçekleştiği tarih arasındaki sürece ilişkin hukuki belirsizliğin önlenmesi amacıyla, muafiyet kararının bağlanabileceği şartın ancak ''bozucu'' nitelikte olabilecek. Buna göre, anlaşmanın yapıldığı tarihten itibaren geçerli olacak muafiyet, bozucu şartın gerçekleşmesiyle ortadan kalkacak.
Yoğunlaşma işlemi
Kontrolde kalıcı değişiklik meydana getirecek şekilde; iki veya daha fazla teşebbüsün birleşmesi, ya da bir veya daha fazla teşebbüsün tamamının ya da bir kısmının doğrudan veya dolaylı kontrolünün, hisse ya da mal varlığının satın alınmasıyla, sözleşmeyle veya diğer bir yolla bir ya da daha fazla teşebbüs veya halihazırda en az bir teşebbüsü kontrol eden bir ya da daha fazla kişi tarafından devralınması halinde ''yoğunlaşma işlemi'' sayılacak. Bağımsız bir iktisadi varlığın tüm işlevlerini kalıcı olarak yerine getirecek bir ortak girişimin oluşturulması da ''yoğunlaşma işlemi'' sayılacak.
Ülkenin tamamında ya da bir kısmında bir mal veya hizmet piyasasında, tek başına ya da birlikte hakim durum yaratılması veya mevcut hakim durumun güçlendirilmesi yoluyla veya başka bir suretle rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak yoğunlaşma işlemleri yasaklanıyor.
Kurul tarafından belirlenen eşiklerin aşılması durumunda, yoğunlaşma işlemleri gerçekleştirilmeden önce Kuruma bildirilmesi zorunlu kılınıyor. Özelleştirme yoluyla gerçekleştirilen yoğunlaşma işlemleri hariç olmak üzere, incelemenin derinleştirilmesi ihtiyacının bulunması durumunda 30 iş günlük süre, Kurul kararı ile 4 aya kadar uzatılabilecek.
Kurum, bildirilmesi zorunlu bir yoğunlaşma işleminin izin alınmaksızın gerçekleştirildiğinden haberdar olduğunda, işlemi incelemeye alacak. İnceleme sonunda Kurul, gerektiğinde para cezasına da hükmedebilecek.
Rekabet Kanununun ihlaline ilişkin iddiaların ön araştırma aşamasında daha sağlıklı yapılabilmesi için ön araştırma sürelerinin uzatılması amaçlanırken, kanunun ihlali ile ilgili soruşturma süresinin ise 6 aydan 4 aya indiriliyor.
Dava açma yetkisi
Kurum, mal ve hizmet piyasalarında rekabeti sınırlayıcı anlaşma, eylem ve kararlar, hakim durum ve birleşme veya devralmayı yasaklayan eylem ve işlemlerle benzer etkiye sahip sonuçlar doğurabilecek idari işlem ve düzenlemelerin bir kısmının ya da tamamının iptali için Kurul kararıyla yargı yoluna başvurabilecek.
Kurul, bu yasakların ihlal edildiğini tespit ederse, ilgili teşebbüs veya teşebbüs birliklerine rekabetin tesisi için yerine getirilmesi ya da kaçınılması gereken davranışları ve teşebbüslerin belirli faaliyetlerini yahut ortaklık paylarını devretmeleri gibi yapısal tedbirleri nihai kararında bildirebilecek. Kurul, nihai kararın alınmasına kadar ciddi ve telafi olunamayacak zararların ortaya çıkma ihtimalinin bulunduğu durumlarda, ihlalden önceki durumu koruyucu nitelikte ve nihai kararın kapsamını aşmayacak şekilde geçici tedbir alabilecek.
Kurum, Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken, gerekli gördüğü her türlü bilgi ve belgeyi, gerçek ve tüzel kişilerden, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinden, kamu kurum ve kuruluşlarından isteyebilecek. İstenen bilgi ve belgenin belirlenen süre içinde verilmesi zorunlu olacak. Devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler hariç olmak üzere, özel kanunlarda yazılı gizlilik ve sır saklama hükümleri ileri sürülerek bilgi ve belge vermekten imtina edilemeyecek.
İnceleme yetkisi
Kurum, Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirirken gerekli gördüğü hallerde, teşebbüs ve teşebbüs birliklerinde incelemelerde bulunabilecek. Yerinde inceleme yetkisi Kurul kararı ile kullanılacak. Bu amaçla yeterli ölçüde ve yetkiyle meslek personeli görevlendirilecek. Meslek personelinin incelemeleri sırasında devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler hariç olmak üzere, özel kanunlarda yazılı gizlilik ve sır saklama hükümleri ileri sürülerek bu yetkilerin kullanılmasına engel olunamayacak.
Mülki amirler, kolluk güçleri ve kamu kurumları yerinde incelemelerde meslek personeline gerekli desteği verecek. Yerinde incelemenin engellenmesi veya engellenme olasılığının bulunması durumunda, görevli meslek personelinin başvurusu üzerine sulh ceza hakiminin kararıyla ve gerektiğinde kolluk güçleri marifetiyle yerinde inceleme yapılabilecek.
Rekabet Kurulu, göstereceği adayların en az yarısını meslek personeli sıfatıyla Kurumda en az 10 yıl çalışmış kişiler arasından seçecek. Bakanlar Kurulu, Kurulun göstereceği iki aday arasından birisini Başkan olarak görevlendirecek. İkinci Başkanı, Kurul üyeleri seçecek.
İki yıl yalışma yasağı
Kurul üyelerinin görev süresi 6 yıl olacak. Görev süresi sona eren Kurul üyeleri bu göreve en fazla bir kez daha atanabilecek.
Türk Ceza Kanununda belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine, Anayasal düzene, milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarıyla ilgili olarak haklarında ceza davası açılan Kurul Başkan ve üyelerinden görevi başında kalması sakıncalı görülenler, Bakanlar Kurulu tarafından tedbiren görevden uzaklaştırılabilecek.
Görevden uzaklaştırılan Kurul Başkan ve üyeleri hakkında Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri uygulanacak. Bu şekilde geçici olarak boşalan üyeliklere, tedbiren görevden uzaklaştırılan üye göreve dönünceye kadar ve her halükarda söz konusu üyenin üyelik süresini geçmemek üzere, Bakanlar Kurulunca atama yapılabilecek.
Kurul üyeleri, üyeliklerinin sona ermesinden itibaren 2 yıl süreyle herhangi bir teşebbüs veya teşebbüs birliğini idari ve yargı süreçlerinde temsil edemeyecek.
Üyeler çekimser oy kullanamayacak
Kurul kararları gizli görüşme sonucu alınacak. Toplantıyı Kurul Başkanı veya Kurul Başkanının toplantıya katılmadığı durumlarda İkinci Başkan, onun da yokluğunda Kurulda en kıdemli üye yönetecek. Karara bağlanacak konular tartışıldıktan sonra Başkan oyları toplar ve en son kendi oyunu verecek. Hiçbir Kurul üyesinin oyu çekimser olamayacak.
Hakime taktir yetkisi
Düzenlemenin özel hukuka ilişkin hükümlerini uygulayacak olan adli mahkemeler, önemli ölçüde teknik bilgi gerektirecek olan rekabet ihlalinin varlığına ilişkin ekonomik olguların belirlenmesi konusunda Rekabet Kurumunun bilirkişiliğine başvurabilecek.
Kurum bünyesinde yürütülmekte olan inceleme, araştırma veya soruşturmanın aynı zamanda mahkemede yürümekte olan bir davanın konusu olması durumunda, mahkeme kararı ile Kurul kararının çatışması ve bunun da teşebbüsler veya teşebbüs birlikleri açısından hukuki belirsizlik doğurması riskini bertaraf etmek amacıyla, davanın Kurul kararına kadar bekletilmesi konusunda hakim takdir yetkisi kullanabilecek.
Zararın tanzimi
Tasarıya göre, kusurlu olarak anlaşma, karar veya uyumlu eylem ile rekabeti engelleyen, bozan ya da kısıtlayanlar, ihlalden zarar görenlerin uğradıkları her türlü zararı tazmin etmekle yükümlü olacak. Zarar birden fazla kişinin davranışıyla ortaya çıkmışsa, bunlar zarardan müteselsilen sorumlu tutulacak.
Ortaya çıkan zarar, kanunu ihlal eden teşebbüs ve teşebbüs birliklerinin kastı veya ağır ihmalinden kaynaklanmışsa, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın üç katına kadar tazminata hükmedilebilecek. Kurumla aktif işbirliği yaparak ceza bağışıklığından veya indiriminden yararlanan teşebbüs ya da teşebbüs birlikleri için ise hükmedilecek tazminat, uğranılan zararı aşamayacak.
Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla devam etmekte olan inceleme, ön araştırma ve soruşturmalarda usul ve süreler bakımından, değişiklikten önceki hükümler uygulanacak. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte devam etmekte olan bir inceleme veya ön araştırma sonucunda açılacak soruşturmalarda ise, bu düzenlemeyle değiştirilen hükümler geçerli olacak.