Rekabet Kurumu'ndan 'rekabet mektubu'

Rekabet kültünü anlatmayı amaçlayan mektup, iş dünyasına ve sivil toplum kuruluşlarına gönderilecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Rekabet Kurumu, rekabet kültünü bütün çevrelere daha iyi bir şekilde anlatmak ve mesajlar vermek amacıyla, 2009 yılına dönük ilgili bütün kesimlere gönderilmek üzere "Rekabet Mektubu" hazırlıyor.

Buna göre, son halini aldıktan sonra Rekabet Kurulu tarafından belirlenecek mektup, Cumhurbaşkanı, TBMM, Başbakan'dan başlamak üzere bütün yönetime, iş dünyasına ve sivil toplum kuruluşlarına gönderilecek.

Konuyla ilgili açıklama yapan Kaldırımcı, Ocak ayı içinde yayımlanması düşünülen mektubun, esas olarak, içinde bulunulan dönem itibariyle rekabetçi açıdan önemli görülen ve kamuoyuna duyurulması uygun bulunan genel bir değerlendirmeyi ve diğer mesajları kapsayacağını bildirdi.

2009 Rekabet Mektubu ile ilgili çalışmaların sürdüğünü ve oluşturulan çalışma grubunun, mektup metni içinde yer alacak hususların yanı sıra hedef kitlenin ve iletişim yönteminin belirlenmesine yönelik hazırlıklara da hız verdiğini anlatan Kaldırımcı, olabildiğince fazla sayıda muhataba doğrudan veya dolaylı olarak ulaşmak için neler yapılabileceği üzerinde yoğunlaşan grubun, çeşitli hedef kitle kategorilerini ve uygun adresleri belirlemeye çalıştığını belirtti. Rekabet kültürünü geliştirmenin, rekabet savunuculuğu görevinde başarılı olma anlamlı bir hedefi olduğunu işaret eden Kaldırımcı, bu bağlamda, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 11 yıllık uygulaması ışığında, teşebbüsler, teşebbüs birlikleri ile özel sektör ve kamu yönetimi açısından üzerinde durulması gereken temel konuları kamuoyu ile paylaşmanın önemli olduğunu vurguladı.

Mektup uyarı ve hatırlatmalar içerecek

Kaldırımcı, söz konusu mektupta, geleceğe ışık tutacak görüş ve önerilerin kamuoyu ile paylaşılacağını ve gerekli uyarı veya hatırlatmaların yapılmaya çalışılacağına dikkat çekti.

Adil bir rekabet ortamı ya da rekabetçi bir toplumsallaşma sürecinin, hayatımızın kalitesini yükselteceğini ifade eden Kaldırımcı, toplumsal alanda ve iş hayatında, hak edenin, başarılı olanın, liyakatin ödüllendirilmesi, öne çıkması esas olması gerektiğini belirtti.

Bu çerçevede rekabetin ya da rekabet kültürünün genel olarak eğitim ve öğretim sistemimiz içinde yer alması ve özellikle de üniversitelerin gündemine girmesinin önemli olduğuna işaret eden Kaldırımcı, özellikle, lisans düzeyinde, kamu yönetimi, hukuk, işletme yönetimi ve pazarlama gibi alanlarda da, politika ve hukuk boyutu ile rekabet olgusunun öne çıkması amaçlarının arasında olduğunu bildirdi.

Krizi kendi sınırları içinde anlamak

Halen yaşanmakta olan ve bütün dünyanın ve ülkemizin etkilendiği krizin görmezden gelinemeyeceğine dikkati çeken Kaldırımcı, krizin kendi sınırları içinde anlaşılması, ne yok sayılması ne de abartılması gerektiğini belirtti.

Birey ve toplum olarak ve teşebbüsler itibariyle, krizden en az nasıl etkileneceğinin, nasıl çıkılacağının ve ortaya çıkacak yükü adil şekilde nasıl paylaşılacağının hesabının yapılması gerektiğini vurgulayan Kaldırımcı, ancak bu hesabın, adil rekabet ortamının varlığını ve gerekliliğini gözardı etmemize yol açmaması gerektiğini ifade etti.

"Rekabetin kuralsızlık demek olmadığını bilmeli, kriz ortamında rekabetçi yaklaşımın gereksiz olduğu gibi bir anlayışa da karşı çıkmalıyız" diyen Kaldırımcı, kendilerinin rekabetçi bir yaklaşımı, krizden çıkışın tedbirlerinden biri ve sağlıklı bir temelde yükselişin ya da rekabet gücümüzü artırmanın bir gereği olarak gördüklerini bildirdi.