”Sektörün finansman sağlama şansı yok”

Krea Group CEO'su Kodal, bankacılık sektörünün, ödeme olanağı olmayanlara yönelik finansman sağlama şansının bulunmadığını söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Krea Group Üst Yöneticisi (CEO) Hakan Kodal, önümüzdeki dönemde bankacılık sektörünün, geliri çok düşük, ödeme olanağı olmayanlara yönelik finansman sağlama şansının bulunmadığını belirterek, "Önümüzdeki 5-10 yıllık dönemde bir daha bankacılık sektörü, bu segmente kesinlikle el sürmeyecektir" açıklamasında bulundu.

Kodal, dünya piyasalarındaki finansal krizin, bölgeye, Türkiye'ye ve gayrimenkul sektörüne etkilerine ilişkin düzenlediği basın toplantısında, ABD piyasalarında yaşanan dalgalanmayla yatırım bankacılığı döneminin neredeyse tarih olduğunu, yatırım bankalarıyla, ticari bankaların beraber yaşayabileceği bir döneme girildiğini dile getirdi.

Uzun süreli bir resesyon döneminin içinde bulunulduğunu ancak, dip noktanın görüldüğü görüşünü ifade eden Kodal, bundan sonraki süreçte artçı dalgalanmalar olabileceğini, çıkışın yavaş ve kademeli olacağını ve bundan sonra daha kötü bir senaryo yaşanmasının "mümkün olmadığını" söyledi.

Kodal, kredi piyasalarında eskisi gibi ucuz fonlama sağlanamayacağını ve bu piyasaların aşağı doğru giderken aynı zamanda projelere dayalı finansman olanaklarının da azalacağına işaret etti. Türk bankacılık sektörünün kriz döneminde yaşadığı kötü tecrübeyi şu anda dünya piyasalarının yaşadığını belirten Kodal, azalan kredinin daha seçici olarak proje, ülke ve bölgelere dağılacağını, risk faktörlerine göre de fiyatlamanın daha farklı olacağını bildirdi.

Kodal, dünya piyasalarında daha seçici bir yatırım fonlaması olduğuna ve yatırımda gelişmekte olan ülkelerin öne çıktığına dikkati çekerek, "Türkiye, hiç olmadığı kadar dünya piyasalarındaki yatırımcıların gündeminde... Gelişmekte olan ülkelere ilgi artıyor" dedi. Gelişmiş ülkelere yatırım ortamı bulunmazken, gelişmekte olan ülkelerde talep bulunduğuna ve harcama alışkanlıklarının değiştiğine dikkati çeken Kodal, görüştükleri yatırımcıların bugün veya önümüzdeki 3 yıl içerisinde Türkiye'ye yatırım yapmayı düşündüklerini anlattı.

"Türkiye cazibesini koruyor"

Kodal, Türkiye'nin krizden çok az etkilenme nedeninin, finans sektörünün, gayrimenkul içinde az yer kaplaması ve borçlanarak çok fazla işlem yapılmaması olduğunu ifade ederek, Türkiye'ye ayrılan fonların göreceli olarak arttığını söyledi.

Gayrimenkul sektöründe bir "sindirim dönemi" yaşandığını kaydeden Kodal, "2008 zor bir dönem olarak anılıyor. 2009'u da kolay bir yıl olmayacak gibi görüyorum. Sermaye yapısı güçlü olan kurumlar daha da güçlü çıkacak bu dönemden. Çünkü özellikle gayrimenkul sektöründe 'nasılsa satarım' mantığıyla yola çıkıp yapılan projelerin bir kısmında yavaşlama göreceğiz. Ama yine de yatırım açısından Türkiye, cazibesini koruyor" şeklinde konuştu.

Hakan Kodal, Türkiye'nin cari açığının en büyük risk faktörü olarak görüldüğüne işaret ederek, finansal dalgalanmanın etkisiyle faizlerin 2009'un sonundan önce düşüşe geçmesinin "biraz zor" gözüktüğünü kaydetti.

Daha seçici bir kredi piyasası oluşacağını ve bölgelere, projelere göre fiyatların daha farklı bir tarz izleyeceğini vurgulayan Kodal, piyasa genelinde çok ciddi bir düşüş beklemediğini ancak, bölgesel olarak ve proje bazlı gevşeme veya fiyatların daha istikrarlı olmasının beklenebileceğini ve bütün disiplinleriyle gayrimenkul sektörü içinde farklı bir yatırım dönemine girildiğini dile getirdi.

Kodal, potansiyel talebin olduğu alanlarda yatırımın daha fazla olacağını kaydederek, "Talep yok, sadece fiyat kırarak iş yapma şansınız kesinlikle yok. Talebin olduğu yerde yatırım yapma dönemine girdik" dedi.

"Avrupa'daki modele yakın bir gelişim bekliyoruz"

Kodal, "Temelinde tutsat (mortgage) sistemi çöktü mü? Bundan sonra ne olacak?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Mortgage sektöründe iki tane ayrım olacak. Bir tanesi, orta kesimin sosyal konutuna yönelik mortgage, daha fazla kamu desteğiyle, sübvansiyonuyla devam etmesi gereken bir sektör haline gelecek. Çünkü bunun riskini özel kurumlar almayacaktır. Tam tersine özel sektör ve bankacılık sektörü de, daha kendine göre sağlıklı gördüğü konut finansmanını kamu desteği olmadan sendikasyonlarla yapma yoluna gidecektir. O yüzden de ABD'deki model çöktü diyebiliriz. Bir daha geriye gelmesi çok zor bu modelin..."

ABD'deki modelin Avrupa'dakine göre daha farklı olduğunu, Avrupa'da konut finansmanında daha fazla serbest piyasa ve sendikasyona dayalı bir model bulunduğunu aktaran Kodal, şöyle devam etti:

"Daha Avrupa'daki modele yakın bir gelişim bekliyoruz. Özellikle kamu veya ülkelere göre hükümetlerin, özellikle sosyal konutu veya orta kesime yönelik bazı konut ürünlerini, gerek vergi teşvikleriyle gerek sübvansiyonlarla veya kamu eliyle destekleyeceği bir dönem daha fazla öne çıkıyor. Çok fazla riskli alanlarda konut projelerine veya tüketiciye yani geliri çok düşük olan, ödeme imkanı olmayanlara yönelik bankacılık sektörünün finansman sağlama şansı yok önümüzdeki dönemde. 5-10 yıllık dönemde bir daha bankacılık sektörü bu segmente, kesinlikle el sürmeyecektir.

Kira öder gibi ev sahibi olmak hayali, bizim açımızdan baktığımızda zaten çok hayata geçememişti. Onun temel faktörü faizlerin düşmesiydi. Kısa vadede yine o kesime yönelik eğer hükümetin açıklayacağı özel destek, sübvansiyon vergi teşviği kurumlara yönelik bir destek söz konusu olmazsa, alt gelir grubuna yönelik önümüzdeki orta ve uzun vadeli dönemde bir beklenti içine girmek yanlış olur. Ama tekrar faizlerin düşmesiyle beraber orta ve ortanın biraz altına yönelik kredi piyasalarında bir gelişme bekleyebiliriz orta vadede..."

Krea Group'un kısa vadede daha seçici olacağını, orta vadeli yatırım hedeflerinde herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını aktaran Kodal, İstinye'deki projelerinin 2,5 aylık dönemde oldukça ilgi gördüğünü ve üçte birinin satıldığını, üçte birine de talep aldıklarını, güneyde 800 villalık bir projeye hazırlandıklarını anlattı.