Sertrans, lojistik merkezleri ile piyasadaki konumunu güçlendirecek

İSTANBUL - Bir aile şirketi olarak 1989 yılında kurulan ve 2007 yılında tüm iştiraklerini holding şemsiyesi altında toplayan Sertrans, 'uluslararası nakliye' kimliğinden 'lojistik'e geçiş yapıyor. Lojistik altyapısını güçlendirmek ve tüm tedarik zinciri hizmetlerini vermek adına 1999 yılında bu yönde harekete geçen şirket, bu çalışmaların sonucu olarak Hadımköy'de 35 bin metrekarelik bir lojistik deposu kurdu. Yaklaşık 30 milyon Euro'ya mal olan deponun bu yıl ekim ayında faaliyete geçmesi planlanıyor. "Çok uzun yıllar adımızın sonuna lojistik koymamak için direndik. Biz tüm tedarik zinciri yönetimi hizmetini vermeye hazır bir firmayız ve artık bu piyasada çok ciddi bir oyuncu olarak yerimizi alacağız" diyen Sertrans Holding'in Genel Müdürü Nilgün Keleş, tedarik zincirini A'dan Z'ye yönetebilmek adına know-how, İK, altyapı ve arazi yatırımı yaptıklarını belirtti. Hadımköy, sadece tekstilciler için Hadımköy, Kıraç, Gebze-Şekerpınar ve Samandıra'da arazi anlamında altyapı organizasyonlarını tamamladıklarını kaydeden Keleş, Hadımköy yatırımının 9 yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu söyledi. Hadımköy'deki deponun sadece tekstil firmalarına hizmet vereceğini açıklayan Keleş, "Yaklaşık bir yıldır iç dizaynı ile uğraşıyoruz. En doğru çözümleri üretebilmek için bütün yatırım detaylarını inceledik. Hem kendi adımıza, hem sektör adına hem de müşteri adına iyi bir örnek oluşturmak istedik" dedi. İkinci depo 2009'da Şekerpınar'da İkinci depo yatırımını yaklaşık 50 bin metrekare kapalı alan üzerine Şekerpınar'da yapacaklarını açıklayan Keleş, yaklaşık 30-40 milyon Euro'ya mal olmasını bekledikleri bu yatırımın da 2009 sonu, 2010 yılı başında faaliyete geçeceğini kaydetti. Şekerpınar'daki deponun endüstriyel lojistik hizmeti üreteceğini söyleyen Keleş, bu yatırımın şu an proje aşamasında olduğunu bildirdi. Keleş, "Tedarik zinciri yönetimi anlamında 25 bin metrekare kapalı alanda hizmet veriyoruz. 2010 yılı hedefimiz minimum 100 bin metrekare kapalı alanda lojistik hizmeti üretmek. Hadımköy'deki depo ile bunun yaklaşık 70 bin metrekaresi hayata geçmiş olacak. 100 bin metrekarenin üzerine çıkacağımızı tahmin ediyoruz" diye konuştu. Kurumsallaşma çalışmaları hızlandı Şirketin dönüşüm sürecinde kurumsallaşma adına da önemli adımlar attıklarını dile getiren Nilgün Keleş, bu anlamda da insan kaynaklarına önemli yatırımlar yaptıklarını belirtti. Kurumsallaşma adına 2005 yılından bu yana hazırlık yaptıklarını ileten Keleş, bu yılın profesyonel yönetime geçmeyi düşündüklerini açıkladı. Türk cumhuriyetlerinde şirket kuracağız Sertrans olarak Akdeniz'e kıyısı olan Güney Avrupa ülkeleri ile Kuzey Afrika ülkelerine hizmet verdiklerini ifade eden Keleş, "En büyük özelliğimiz niş alanlarda büyüyen bir grup olmamız. Bulgaristan ve Romanya yatırımlarımız da niş alanlar stratejimizin bir parçası olarak geldi. Tekstil Türkiye'nin çok önemli bir ayağı ve bizim burada ciddi bir know-how'ımız var. Biz 5 yıl önce bu sektörde Türkiye'ye alternatifler çıkabileceğini öngördük ve Bulgaristan'daki ilk şirketimizi kurduk" dedi. Türkiye'den Bulgaristan ve Romanya'ya, oralardan da Avrupa ülkelerine taşımacılık yaptıklarını kaydeden Keleş, Balkanlar'daki büyümenin ardından Türk cumhuriyetlerinde de yatırım düşündüklerini bildirdi. "Türk cumhuriyetlerinde çok ciddi araştırmalar yapıyoruz. Burası olmak istediğimiz çok önemli bir platform ama kendimiz mi yapacağız, yoksa yerel bir partnerle mi yapacağız karar vermiş değiliz" diyen Keleş, 2009 yılı içerisinde harekete geçeceklerini kaydetti. "Üzgünüm ama bu sektörde kadınlar da var" Türkiye'de kadının iş hayatına katılımının çok az olduğunu ve kadının kenara itilmiş durumda olduğunu söyleyen Nilgün Keleş, "Bu sektörde kadın olmak daha da zor. Sektörümüz erkeklerin egemen olduğu bir yapıya sahip. Dolayısıyla siz bir şey söylediğinizde 'baskın' karakter oluyorsunuz. Burası bir erkek dünyası kadınları kolay hazmedemiyor. Üzgünüm ama bu sektörde biz de varız" dedi. "Nakliye filosunu büyütmeyeceğiz" Sertrans'ta 200'ü şoför olmak üzere toplam 440 kişi çalıştığını açıklayan Nilgün Keleş, filolarında ise 220 adet özmal araç bulunduğunu aktardı. Uluslararası nakliye filosunu daha fazla büyütmek istemediklerini kaydeden Keleş, "Belli bir kalitede hizmet üretmek için bu sayı yeterli" dedi. Yurtiçi dağıtımı da taşeronlar aracılığıyla yaptıklarını ileten Keleş, demiryolu ayağında da çeşitli tiplerde 230 adet vagonları bulunduğunu belirtti.