‘Sigorta sadece poliçe satma işi değil’

Axa Sigorta Üst Yöneticisi Guillaume Lejeune, herkesin kendine “bana bir şey olursa” sorusunu sormasını istiyor. Sigortacılığa bu çerçeveden bakan Lejeune, “Sigorta hayatı nasıl koruyabileceğimizi gösteren, bunu sağlayan bir sistem” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Serhat ALİGİL 

Türkiye’deki sigorta sektörü, özellikle hayat dışı alanda yavaş gelişiyor. Son verilere göre kişi başına prim üretiminde dünya ortalaması 660 dolarken, bu Türkiye’de 133 dolar. Ayrıca yine hayat dışı alanda zorunlu trafik ve kasko da bir yığılma söz konusu. Hem bunun nedenleri hem sektörü büyütmenin yolları sürekli bir tartışma konusu. Biz de konuyu sektörün önemli isimlerinden Axa Sigorta ile Axa Hayat ve Emeklilik Üst Yöneticisi (CEO) Guillaume Lejeune ile konuştuk. Türkiye’deki bu durumun sadece milli gelir düzeyiyle açıklanamayacağını belirten Lejeune, şu noktalara dikkat çekti: “Bugün Türkiye’de kişi başına milli gelir 10 bin dolar seviyesinde. Sigortalılık oranı ise yüzde 1,5. Ancak Türkiye’ye benzeyen ülkelerde bu oran yüzde 3 düzeyinde. Türkiye’de görebildiğim, anlayabildiğim kadarıyla kadercilik yüksek. Bu davranış biçimi diğer ülkelere göre daha yüksek. Örneğin DASK’a bakalım. Zorunlu olmasına rağmen bugün 10 evin dördünde bu sigorta var. Türkiye’nin şartları açısından bakınca bu zorunlu sigorta bile yapılmıyorsa geri kalanlar için ne diyelim?..” 

‘Mükemmel Türk babası’ 

Bu noktada sigortanın insan hayatı için önemine vurgu yapan Lejeune, bunu şöyle örneklendirerek anlattı: “4 çocuğum var, eşim çalışmıyor. Bu açıdan bakınca bana ‘mükemmel bir Türk babası’ diyebilirsiniz. Benim öncelikli görevim ise şunu düşünmek: Bana bir şey olursa ailem ne olacak, ailem, eşim nasıl geçinecek, onlardan ben sorumlu değil miyim? Bunlar temel sorular. İnsanlar bunu düşünmeli. Bu nedenle sigorta sadece bir poliçe satmak işi değil. Hayatı nasıl koruyabileceğimizi gösteren, bunu sağlayan bir sistem. Kötü şeylere karşı insanların hayatlarını normal hale getirmek görevimiz. Bunu ev satın almak gibi düşünebilirsiniz. Onla da kendimizi korumaya almaya çalışıyoruz. Sigorta da kendinizi korumanın bir aracı. Oysa konuya bu açıdan bakılmıyor. Bu bilinci insanlara kazandırmak gerekli. Bunun üzerinde çalışmak, bilgi ve eğitim çok önemli. Bu konuda hepimize sorumluluk düşüyor.” Varlık artışının da sigortacılığı geliştireceğini ifade eden Lejeune, ayrıca Türkiye’de tamamlayıcı sağlık, seyahat, bireysel emeklilik sistemi (BES), hayat gibi sigortaların gelişme sürecinde olduğunu, kendilerinin de bu konularda çalıştıklarını anlattı.

BES pazarını takibe aldılar 

BES pazarında, bugün geri sıralarda olmalarına rağmen hızla büyüdüklerini belirten Üst Yönetici Lejeune, ‘otomatik katılım’ sonrası bu sistemin daha da hızlanacağını düşünüyor. Bu kapsamda Lejeune, şirketinin BES’le ilgili planlarını anlattı: “Biz bu alanda aktör olmaya devam edeceğiz. Çünkü potansiyele inanıyoruz. Ayrıca BES pazarında konsolidasyon olabileceğini de düşünüyoruz. Biz de bu sürecin herhangi bir tarafında yer alabiliriz.”

‘Türkiye'nin geleceğine inanıyoruz’

Axa’nın Türkiye’deki en eski sigorta şirketlerinden biri olduğunu hatırlatan Guillaume Lejeune, bünyelerindeki Union’un 1800’lerin sonunda acentelik açtığını hatırlattı. Lejeune, “Bu açıdan bakarsak üç yüz yıldır buradayız. Şimdi bir üç yılın daha planları içindeyiz. Türkiye’nin geleceğine güveniyoruz. Yatırımlarımız sürecek” dedi. 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak hem şahsi hem grubunun düşüncelerini de anlatan Lejeune, şunları söyledi: “Girişim gece başladı, sabah bitti. Herkese başsağlığı diliyorum. Böylesi kötü ve şoke edici olayın halkın tepkisiyle toparlanması büyük bir şanstı. Grup olarak ise Türkiye için en iyisini istiyoruz. Umudumuz bu birlik ve beraberlikle en iyi sonuca gidilmesidir. Hükümetin yabancı yatırımlarla ilgili açıkladığı desteğe de güveniyoruz.”

‘Tavan fiyat' kötü şoförü teşvik eder

Üst Yönetici Lejeune, zorunlu trafik sigortası primlerindeki (fiyat) yükselişle ilgili tartışmaları değerlendirdi. Geçmişte, bu alanda düşük fiyat politikası izlenmesi nedeniyle sektörün önemli sıkıntılar yaşadığını hatırlatan Lejeune, bedeni hasarlar konusundaki yasal belirsizliklerin de ciddi maliyetlere yol açtığını ifade etti. Son yasal düzenlemeler sonrası özellikle bedensel hasarlarla ilgili konularda önlerini daha iyi görebilir hale geldiklerini açıklayan Lejeune, sigortalılar açısından da adil ve zamanında ödeme sisteminin oluştuğunu belirtti. Prim fiyatları üzerinde, son bir yılda asgari ücretteki artışın ve enfl asyonun da etkili olduğunu vurgulayan Lejeune, buna rağmen mart ayından beri fiyat indirimleri görüldüğünü, bunun yüzde 10-15’leri bulduğunu, kendileri için de bunun geçerli olduğunu söyledi. Fiyatlara ilgili sürecin zamana ve rekabet şartlarına bırakılmasını isteyen Lejeune, bugünlerde sık sık gündeme gelen ‘tavan fiyat’ konusunda da şöyle bir yorum yaptı: “Bu uygulamanın daha çok kötü şoföre yol açacağını, böyle bir mesaj vereceğini düşünüyorum. Oysa Türkiye’deki trafik kazalarının sonuçları; ölümler, sakatlıklar ortada. Bu tabloyu düzeltmek için daha çok şey yapmalıyız. Otomotiv üretimi, karayolları altyapısı konusunda çok iyi çalışmalar yapılıyor. İnsanlar da kendini korumalı. Örneğin sarı ışıkta durmaya başlamalıyız. Sigorta fiyatları da bundan etkilenecek.”

Bu konularda ilginizi çekebilir