Şimşek: ABD'nin tavrı sürdürülebilir değil

Başbakan Yardımcısı Şimşek, ABD ile yaşanan vize krizinde Türkiye’nin gerekeni yaptığını ancak ABD'nin tavrının sürdürülebilir olmadığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Şimşek, Washington’da düzenlenen Uluslararası Para Fonu (IMF) – Dünya Bankası Yıllık Toplantıları sırasında soruları yanıtladı.

Hafta ortasında başlayan yoğun temaslarının son derece olumlu geçtiğini belirten Şimşek, bir araya geldiği yüzlerce küresel yatırımcıya, Türkiye’nin ekonomik performansını, reform gündemini ve geleceğini anlatma fırsatı bulduklarını dile getirdi.

Şimşek, IMF-Dünya Bankası toplantıları ve G20 oturumlarından çıkan ana mesajı "şimdi reform yapma zamanı" diyerek özetlerken, "Küresel ekonomide kısa vadede her şey çok iyi görünüyor, yani her şey güllük gülistanlık. Orta vadede tabii her zaman için bir takım riskler var. İşte o risklere karşı küresel olarak küresel ekonominin direncini artırmak için reform ihtiyacı var." değerlendirmesini yaptı.

Çoklu toplantıların yanı sıra bire bir görüşmelerle, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble gibi birçok muhatabıyla sohbet etme imkanı bulduğunu söyleyen Şimşek, ayrıca Avrupa Birliği (AB) yetkilileriyle verimli görüşmeler yaptığını aktardı.

Şimşek, sözlerine şöyle devam etti:

“AB Komisyonu'nun Ekonomik ve Parasal İşlerden Sorumlu Üyesi Pierre Moscovici’yle de bir araya gelme fırsatımız oldu. Aralık ayında Avrupa’yla Yüksek Düzeyli Ekonomik Zirve öngörüyoruz. Bu yönde bir davet var. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen ve benim eş başkanlığımda, Avrupa Komisyonu üyeleri ve bizim bakan arkadaşlarımızın katılacağı, Türkiye ve AB arasında ekonomik entegrasyonu ve ilişkileri geniş bir şekilde değerlendireceğimiz bir zirve öngörüyoruz.”

 “ABD’nin tavrı sürdürülebilir değil”

Washington temasları sırasında, ABD ile Türkiye arasında yaşanan vize krizinin de gündeme geldiğini belirten Şimşek, anlaşmazlığın esasını ve Türkiye’nin perspektifini hem Amerikan iş dünyasına hem de yetkililere anlattıklarını bildirdi.

Şimşek, "hiç yaşanmaması gereken" vize kriziyle ilgili şunları söyledi:

“Vize krizinin çözülmesi noktasında zaten Dışişleri Bakanımız ve Amerikalı muhatabı görüştüler. Anladığım kadarıyla teknik bir heyet Türkiye’ye gidecek. Adli yardımlaşma gibi konularda çalışılacak. Bu krizin hiç yaşanmaması gerekiyor. Aşırı bir reaksiyon, yanlış bir reaksiyon olarak görüyoruz. Türkiye gerekeni yapmıştır ama böyle bir yaklaşım, yani ABD’nin bu tavrı, sürdürülebilir değil. Dolayısıyla çok hızlı bir şekilde bu sorunun çözülmesi her iki ülkenin de menfaatine olacaktır”

Geçen hafta sonu alınan vizelerin askıya alınması kararlarının piyasalarda yarattığı ilk tepkinin çabuk yumuşadığını anımsatan Şimşek, çözülmesini beklediğini krizin ciddi bir etki bırakma ihtimalinin düşük olduğunu vurguladı.


“Yüzde yüzün üzerinde bir revizyon”

Şimşek, IMF’nin Türkiye’ye yönelik 2017 büyüme beklentisini yüzde 2,5’ten yüzde 5,1’e çıkarmasının önemli olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:

“IMF gecikmeli de olsa Türkiye’deki güçlü performansı gördü ve büyüme tahminlerini yüzde 2,5’ten yüzde 5,1’e revize etti. Bu yüzde yüzün üzerinde bir revizyon demek. Biz geçen sene bu vakitlerde Türkiye ekonomisinin temellerinin sağlam olduğunu onlara anlattık. ‘Biz hükümet olarak doğru tedbirleri alıyoruz. Bizim orta vadeli program tahminlerimiz gerçekçi’ dedik ama realite ile algı arasında epey bir fark olduğunu için onlar yine düşük tahminlerle yollarına devam ettiler. Ama şimdi hemen hemen bütün uluslararası çevreler, uluslararası kuruluşlar büyüme tahminlerini yukarı doğru revize ediyorlar.”

Türkiye'nin büyüme performansında yapısal reformların önemli rolü olduğunu belirten Şimşek, bu konuda çok güçlü adımlar atıldığını ve atılmaya devam edeceğinin altını çizdi.

Özellikle gelecek 12 ayda "yatırım iklimini iyileştirecek, eğitimde kaliteyi artıracak, vergiyi tabana yayacak, mükellef haklarını güçlendirecek, yargı süreçlerini hızlandıracak ve kalitesini artıracak, iş gücü piyasasını etkinleştirecek, istihdamı artıracak, kamu yönetiminde etkinliği sağlayacak ve bürokrasiyi azaltacak reformlar planladıklarını" kaydeden Şimşek, Orta Vadeli Programın (OVP) da Türkiye’nin temel sorunlarına çözüm üretmeyi amaçlayan ve sınıf atlamasını öngören bir rehber olarak izleneceğini ifade etti.

Büyümeyi, istihdamı ve adil gelir dağılımı önceliklendiren OVP'nin içeriğinin çok tartışılmamasını talihsiz bir durum olarak niteleyen Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Maalesef programın içeriği çok tartışılmadı. Daha çok bu vergi düzenlemeleri ön planda oldu. O talihsiz bir durum. Ama inanıyorum ki bu program incelenirse, ayakları yere basan, ilgili tedbirlerin meclise sunulduğu, reformların yapılmaya başlandığı güçlü bir program olduğu çok net bir şekilde görülecek.

Şu anda Maliye Bakanımızın liderliğinde götürülen torba tasarıya bakarsanız orada çok önemli birkaç reform var. Örneğin, kitle fonlaması bir reformdur. Örneğin, Hazine'nin girişimcilik ekosistemini güçlendirmek için, yani gelecek vadeden şirketlere kaynak aktarılacak fonlara Hazine'nin destek vermesi, bir reformdur. Örneğin Merkez Bankasının kur riskine yönelik reel sektörden bilgi toplaması ve onun üzerine makro ihtiyati bir çerçeve oluşturması önemli bir reformdur.”

Şimşek, ayrıca işçi-işveren arasındaki sorunların uzlaşmayla çözümünü öngören reformun, TBMM'den geçmesinin çok önemli bir gelişme olduğunu dile getirdi.

"Niye farklı yerlere çektiler anlamakta zorluk çekiyorum”

Başbakan Yardımcısı Şimşek, Washington temasları sırasında sosyal medyada yaptığı “Orta vadeli Program ve bütçe hedefleri değişmedi. Değişiklik yaptığımız vergi düzenlemelerini telafi edecek tedbirler alacağız” paylaşım sonrasında yapılan bazı değerlendirmelerin yanlış olduğunu dile getirdi.

İlgili tedbirlerin Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından hali hazırda açıklandığını vurgulayan Şimşek, şunları kaydetti:

“Daha önce sadece finans sektörü için düşünülen kurumlar vergisindeki artış geçici bir düzenlemeyle bütün şirketleri kapsayacak hale getirildi. Bu kapsam genişlemesi, vazgeçtiğimiz vergi artışlarını telafi edecek büyüklükte. Benim kastım oydu. Nitekim plan birçok komisyonda da o çerçevede yapıldı. Bunu niye farklı yerlere çektiler doğrusu anlamakta her zamanki gibi zorluk çekiyorum.”

“Enflasyon gelecek yılın ilk çeyreğinden itibaren tek haneye iner”

Şimşek, enflasyon konusuna da değinirken, son dönemde yüzde 10’un biraz üzerinde seyreden enflasyonu tetikleyen birkaç faktörün olduğunu anlattı.

Bu faktörleri, önceki yıla göre daha yüksek seviyelerde seyreden petrol fiyatları, geçen sene yaşanan şoklardan olumsuz etkilenen turizm, Türk lirasındaki değer kaybı ve artan gıda fiyatları şeklinde sıralayan Şimşek, hükümetin özellikle gıda fiyatlarının kontrolünde çok güçlü bir çaba içerisinde olduğunu ifade etti.

Şimşek, ayrıca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) para politikasında doğru adımları attığının altını çizerken, “Enflasyonla mücadele konusunda çok güçlü bir duruş var. İnanıyorum ki gelecek yılın ilk çeyreğinden itibaren enflasyon tekrar tek haneli rakamlara iner.” dedi.

"Altın ihracında yorum yapmak için henüz erken”

Hazine Bakanlığı’nın bu ay başlattığı altın tahvili ihracına yönelik ilgiden memnun olduklarını dile getiren Şimşek, “Altın tahvil ihracının başındayız. Daha birçok etap olacak. Ancak ilk günler oldukça olumluydu, yoğun ilgi gördük. Kampanya devam edecek. Ama biraz fiziki altının alınıp, eksperler tarafından değerlendirilmesini içerdiği için süreç biraz zaman alacak. Dolayısıyla, miktar ya da büyüklük konusunda yorum yapmak için henüz erken.” diye konuştu.

Şimşek, IMF-Dünya Bankası toplantılarında da gündeme gelen kripto para birimleriyle ilgili soru üzerine, Türkiye’nin bu tür platformları dijital ekonomi bağlamında değerlendirmeye alacağını da bildirdi.

Bu alanda büyük bir spekülasyon yaşandığına dikkati çeken Şimşek, “Tabii ki dijital ekonominin, e-ticaretin, bu bir takım yeni para birimlerinin geliştirilmesi gibi gelişmelerin devlet kontrolünde olması gerekiyor” dedi.