Şimşek: Beklenenden hızlı 'sıkılaşma' baş ağrısı yapar
Türkiye'nin parasal sıkılaşmadan kaynaklabilecek risklere karşı geçmişteki kadar kırılgan olmadığını bildiren Şimşek, yine de beklenenden daha hızlı bir sıkılaşmanın sıkıntı yaratabileceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dış riskler açısından küresel para politikasında öngörülen normalleşmeye değinirken, bunun doğru yönetilmesinin büyük önem taşıdığının altını çizdi. Şimşek, “Para politikasında beklenenden daha hızlı bir sıkılaşma tabii bir sıkıntı yaratır. Ama bunun iletişimi iyi yapılır ve bugüne kadar olan hızda giderse yönetilebilir. Beklenenden daha hızlı para politikası sıkılaştırması tabii ki baş ağrısı yapar. Piyasalarda ciddi oynaklık yaratır. Ama şu an öngörülen bir durum değil.” diye konuştu.
Uluslararası Para Fonu (IMF) - Dünya Bankası Bahar Toplantıları ve G20 Görüşmeleri kapsamında ABD'nin başkenti Washington’da bulunan Şimşek açıklamalarda bulundu.
Şimşek, yoğun ve verimli geçen ABD ziyaretinde birçok yatırımcı grubuyla buluşma fırsatı bulduğunu ifade ederken, "Üç aşağı, beş yukarı Amerika’nın bütün portföy yöneticileriyle bir araya geldik. Gerçekten trilyonlarca dolar yöneten şirketlerin temsilcileriyle buluştuk. Oradan benim edindiğim izlenim, Türkiye’ye ilişkin algı olumlu. Özellikle referandumdan 'evet'in çıkmasıyla istikrarın pekişeceğine dair inancı onlar da taşıyorlar. Reformların hızlanmasını tabii ki öngörüyorlar. Zaten anlattığımız hikaye de üç aşağı beş yukarı bu çerçevede. Onun için, yatırımcı ayağı inşallah önümüzdeki dönemde daha destekleyici olacak.” değerlendirmesini yaptı.
Katıldığı IMF ve G20 toplantılarından çıkan en önemli mesajın ise dünya ekonomisinin güçlü bir şekilde toparlandığı olduğunu kaydeden Şimşek, “Dünya ekonomisinde bir hızlanma var. İlk defa sekiz yıldır, hatta daha fazla bir süredir, küresel büyüme tahminleri aşağı yönlü değil, yukarı revize edildi. Bu, çok anlamlı çok önemli bir adım. Dolayısıyla küresel büyümeye ilişkin beklentiler olumlu.” diye konuştu.
'G20'nin Afrika projesi Türkiye için çok önemli'
Şimşek, G20 görüşmelerinde ele alınan bir diğer konu başlığının Afrika’yla iş birliği olduğunu anlatırken, 20 ülkeli grubun kıtadaki özel sektör yatırımlarını artırmayı amaçlayan projesinden bahsetti.
Bu girişimin Türkiye için çok önemli olduğuna işaret eden Şimşek, “Bizim için çok önemli bir konu bu. Çünkü Türkiye’nin de Afrika’ya yönelik çok büyük bir açılımı var ve biz gerçekten Afrika’ya çok güçlü destek veriyoruz. Afrika’da özel sektör yatırımcılarının canlanması için G20’nin bir projesi var. Bizim firmalarımız da orada aktif ve bundan faydalanabilirler diye düşünüyoruz.” dedi.
Ticarette korumacılık ve içe kapanma meselelerinin de toplantılarda tartışıldığını dile getiren Şimşek, tekrar canlanmaya başlayan küresel ticaretin korumacılık yoluyla sınırlanmaması hususunun vurgulandığını ve genel olarak korumacılığa karşı bir duruş sergilendiğini bildirdi.
Şimşek, yeni ABD yönetiminin ise G20 ve IMF’nin küresel makro dengesizliklere yoğunlaşmasını istediğini ve ticarette adalet hususunu vurguladığını aktarırken, "Bu yeni bir şey değil, gizli bir şey değil. Amerika’nın yeni yönetimi küresel konuların, küresel makro dengesizlikleri irdelemeden, konuşmadan analiz edilemeyeceğini anlatıyor. Küresel dengesizliklerin başında da tabii cari açık ve cari fazlalar var. Yani işin özü o" yorumunda bulundu.
'ABD ile ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi konusunda mutabakata vardık'
İkili temasları kapsamında Türkiye’ye yaklaşık 2 milyar eurosu geçen sene olmak üzere toplamda 9 milyar euronun üzerinde yatırım yapan EBRD Başkanı Suma Chakrabarti ile bir araya geldiğini bildiren Şimşek, kuruluşun Türk ekonomisine yönelik güçlü desteğine bu sene de devam edeceğini dile getirdi.
Şimşek, ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ile de görüştüğünün bilgisini verirken, “İnşallah daha yakın bir şekilde çalışacağız ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi noktasında mutabakata vardık. Ekonomik ilişkilerin yanında kara para aklanması ve terörizmin finansmanı gibi konularda zaten Amerika ile Türkiye arasında iş birliği var. Bu iş birliği devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yeni Amerika yönetimiyle ikili ilişkilerini geliştirmeye çalışırken, dünyayla entegrasyona ara vermeyeceğinin altını çizen Şimşek, şöyle konuştu:
"Türkiye içine kapanmayacak. Türkiye iş için, aş için koşuşturmaya devam edecek. Türkiye dışa açık olmaya devam edecek. Türkiye, bir taraftan Körfez İşbirliği Ülkeleriyle serbest ticareti konuşurken, bir taraftan Avrupa Birliği ile Gümrük Birliğinin genişletilmesini, güncellenmesini konuşuyor. Dolayısıyla, Türkiye şuna inanıyor: Ticaret büyümenin motorudur. Biz rekabetten korkmuyoruz. Rekabet iyi bir şeydir, beraberinde yenilikçilik ve verimlilik getirir. O da refahın esas motorudur."
'Herkes Türkiye’deki referandumu merak ediyordu'
Washington'daki temasları sırasında Türkiye’de geçen hafta gerçekleşen halk oylamasının sık sık sorulduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti:
“Herkes Türkiye’deki referandumu merak ediyordu. Bu referandum sonucunda Türkiye’de yönetimde istikrarın olacağını; artık Türkiye’nin 5 yıllık bir icraat imkanı bulacağını; hükümet krizlerinin son bulacağını; sistemin küresel formlara uygun işleyeceğini; yargının bağımsız ve tarafsız olacağını; parlamentonun daha güçlü olacağını... Bütün bunları kendilerine anlattık. Dolayısıyla gerçekten herkesin Türkiye’nin bu sürecini iyi anlaması için elimizden geleni yaptık.”
Şimşek, Türkiye ekonomisinin son birkaç yılda yaşanan çeşitli felaketlere karşı büyük direnç gösterdiğini vurgulayarak, “Son yıllara bakarsanız başımıza gelmeyen felaket kalmadı, gerçekleşmeyen bir risk kalmadı. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi hakikaten büyük bir direnç gösterdi. Kim ne derse desin ortada büyük bir başarı var” ifadelerini kullandı.
Türkiye için halen risk niteliği taşıyan faktörlerin başında ise jeopolitik gerginlikler ve terörün geldiğini belirten Şimşek, buna karşın iç siyasi şokların bertaraf edildiğini dile getirdi.
Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geçen sene olduğu gibi bir hain darbe girişimi veya 2015’te sonuçsuz kalan bir parlamento seçimi gibi ve 2013-2014’te yargı üzerinden darbe girişimi gibi risklerin olmadığı bir ortamda Türkiye’nin performansı daha iyi olacak. O riskler geride kaldı. Türkiye FETÖ’yle mücadelede önemli bir mesafe kat etti, büyük başarı sağladı.
Türkiye terörle mücadelede de hiçbir dönemde olmadığı kadar etkin ve kararlı. Suriye’de bir duvar örüyoruz, o önemli. DEAŞ belasını bizim sınırımızdan def etmek için biz Suriye’ye girdik, orada kontrolü sağladık. Bütün bunlar aslında var olan risklerin de azaltıldığı anlamına geliyor.”
Türkiye ekonomisinin muhtemelen nisan sonrasında hızlanacağını öngören Şimşek, bunda azalan belirsizlik ve risklerin yanı sıra küresel toparlanmanın önemli rol oynayacağını anlattı.
Şimşek, ayrıca hükümetin reform programına döneceğini belirterek, “Yapacağımız reformlarla beklentileri olumlu etkileyeceğiz ve onun sayesinde Türkiye inanıyorum ki bu sene daha iyi bir performans gösterecek.” dedi.
Bununla birlikte ekonomi hakkında “nokta tahminleri” yapmadığını vurgulayan Şimşek, orta vadeli programda belirlenen yıllık yüzde 4’ün biraz üzerinde büyüme hedefinde değişikliğe gidilmediğini bildirdi.
'Enflasyon, Türkiye’nin uzun vadeli refahı açısından tehlike arz eden bir durum'
Şimşek, enflasyon konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı:
“Enflasyon beklediğimizden daha kötü maalesef. Para politikasında bir sıkılaşma var. Bu sıkılaşmanın gecikmeli etkisi olacak, hemen olmuyor. Merkez Bankası 320 baz puanlık bir sıkılaşmaya gitti. Bu önemli bir sıkılaşma ve bunun etkilerini önümüzdeki aylarda göreceğiz. Enflasyonun mutlaka ve mutlaka tekrar tek haneye düşmesi lazım. Türkiye için çift haneli enflasyon asla kabullenmeyeceğimiz, doğru bulmadığımız ve Türkiye’nin uzun vadeli refahı açısından tehlike arz eden bir durum. Dolayısıyla, enflasyonun tekrar tek haneye inmesi bizim için hedef. Büyümenin de orta vadede reformların da etkisiyle tekrar yüzde 5 ve üzeri bir patikaya oturması bizim hedefimiz.”
'Beklenenden hızlı sıkılaştırma baş ağrısı yapar'
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, dış riskler açısından küresel para politikasında öngörülen normalleşmeye değinirken, bunun doğru yönetilmesinin büyük önem taşıdığının altını çizdi.
Şimşek, “Para politikasında beklenenden daha hızlı bir sıkılaşma tabii bir sıkıntı yaratır. Ama bunun iletişimi iyi yapılır ve bugüne kadar olan hızda giderse yönetilebilir. Beklenenden daha hızlı para politikası sıkılaştırması tabii ki baş ağrısı yapar. Piyasalarda ciddi oynaklık yaratır. Ama şu an öngörülen bir durum değil.” diye konuştu.
Türkiye'nin aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin parasal sıkılaşmadan kaynaklanabilecek risklere karşı geçmişteki kadar kırılgan olmadıklarına dikkati çeken Şimşek, “Gelişmekte olan ülkelerin bir kere eski yaklaşımlarla değerlendirilmemesi lazım.” dedi.
Şimşek, son 10-15 yılı reformlarla, rezerv birikimleriyle, daha doğru politikalarla ve iyi risk yönetimiyle geçiren ülkelerin şoklara karşı dirençli olduğunu vurguladı.
'Mesajın alındığına inanıyorum'
Washington’a Rusya’nın başkenti Moskova’dan gelen Şimşek, Türk-Rus ekonomik ilişkilerinin geleceğini de değerlendirdi.
“Rusya’yla tabii ki siyasi ilişkiler çerçevesinde ciddi bir iyileşme oldu; ekonomik ilişkilerdeki iyileşme ise daha tedrici oldu. İstediğimiz bu ilişkilerin daha hızlı şekilde eski düzeyine çıkması.” ifadelerini kullanan Şimşek, Türk ürünlerine yönelik yasaklar ve tarife dışı engellemelerin sürdürülebilir olmadığını söyledi.
Şimşek, Türkiye’nin ticarette serbestleşmeden yana olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti: “Rusya da Türkiye’ye başta enerji olmak üzere çok ciddi miktarda mal satan bir ülke. Dolayısıyla, ilişkinin dengeli gitmesi gerekiyor. Bunu net bir şekilde ortaya koyduğumuza inanıyorum. Mesajın da alındığına inanıyorum.”
Rusya Başbakan Yardımcısı ve heyetinin mayıs başında Türkiye’ye geleceğini anımsatan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin o zamana kadar yukarı bir yol haritası, bir eylem planı çıkarmış olacağını ve normalleşmenin sağlam bir zemine oturmasını beklediğini sözlerine ekledi.