Şirketlerin yeni hedefi; tercih edilen olmak

Şirketlerin yeni hedefi; tercih edilen olmak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Çalışma hayatının içinde olan kişilerin yeri geldikçe altını çizdikleri bir nokta var: Evlerinden fazla işyerinde bulundukları ve buradaki düzenin kendileri için çok önemli olduğu. Uykuda geçirdikleri zamanı çıkarırsanız, çalışan kişiler, aileleriyle ya da arkadaşlarıyla geçirdikleri zamandan çok daha fazlasını işyerinde geçiriyorlar. Gelecek beklentilerinde işe ilişkin planlar önemli yer tutuyor. Pek çok konudaki beklentiler, çalıştıkları şirket ve bu şirketin kendilerine sağladığı imkanlarla şekilleniyor. Sonunda, tercih imkanı olsa, hangi şirkette çalışmak istersiniz, sorusu sorulduğunda bazı şirketler, açık ara farkla diğerlerinin önüne geçiyor. Çünkü bu şirketler, çalışanlarına değer verdiğini onlara hissettiriyor. Nasıl mı? Bu yolları şirket yönetimi belirliyor. Şirketten şirkete farklılık gösteren uygulamalar yaşanıyor. Kimi çalışanların görüş ve isteklerine öncelik verirken, kimi çalışma ortamında esnekliği savunuyor ve uyguluyor, bir diğeri çalışanların kişisel gelişimlerini ön plana çıkaracak imkanlar sunuyor, hatta çalışanlarının ailelerine yönelik gelişim programları oluşturuyor... Bazıları da bu ve benzer birkaç noktayı aynı anda yönetim tarzı olarak uyguluyor. Yapılan bu ve benzer uygulamalar bir yandan şirket verimliliğini ve dolayısıyla kârlılığını artırırken, diğer yandan da söz konusu şirketi çalışılmak istenen ideal şirketler listesinde üst sıralara taşıyor. Böylece, daha kaliteli çalışanları şirkete çekiyor ve sadakat-verimlilik-kârlılık üçgeninin sonucu olarak; daha güçlü şirketler, daha mutlu çalışanlar, daha sağlıklı bir toplum üçgenini oluşturuyor. Çalışan beklentilerinin yoğunlaştığı noktalar... Şirkette bir takım ruhu oluşturmak, aslında bu adımların ilki. Eğer çalışanlar kendilerini bir takımın parçası olarak görüyorlarsa ve ikinci adım olarak bu takım, her çalışanın gurur duyacağı mükemmel bir ürün üretiyorsa... Yani, çalışan ortaya çıkan sonuçtan gurur duyuyorsa, ortada büyük bir başarı var, demektir. Tabii burada dikkat edilmesi gereken bir nokta; her çalışanın kendisine birey olarak değer verildiğini hissetmesi. Her çalışanın, şirketin performansına yaptığı kişisel katkının farkına vararak çalışması ve yönetimin de bunun bilincinde olduğunu bilmesi, onun memnuniyetini büyük ölçüde artırıyor. Bu noktada, çalışanların bireysel çabalarına ve katkılarına verilen önemin açıkça ortaya konması ciddi önem taşıyor. Gösterdikleri çabanın farkında olunduğunun bilinmesi, kişisel performans ve mutluluk grafiklerinin artışında, bazen maddi teşviklerden çok daha etkili oluyor. Her yıl en az 1000 şirketin başvuruda bulunduğu, en iyi işyeri listesini hazırlayan Avrupa'daki Great Place to Work Institute'nun yaptığı ankete göre çalışanların yüzde 68'i sosyal iyileştirmeleri ekonomik iyileştirmelerden daha üstün tutuyor. Farklı uygulamaları sayesinde söz konusu listeye girmeyi başaran küçük ve orta ölçekli şirketler, yılda ortalama 15 bin iş başvurusu alıyor. Diğer taraftan, işverenin, çalışanların şirket dışındaki yaşamıyla da ilgilenerek bu alandaki gelişimlerine de katkıda bulunması, çalışan memnuniyetini olumlu etkiliyor. Ancak, işverenler artık bütün bunların dışında çalışan memnuniyetini artırmanın yeni yollarını buluyor ve diğer şirketlerden farklı uygulamalar geliştirerek iç müşteri memnuniyetinde en başarılı şirketler arasında yer almayı hedefliyorlar. Kıyasıya rekabetin yaşandığı günümüzde, şirketler, üretimleriyle ve kaliteleriyle öne çıkabilmek için, öncelikle çalışanlarını mutlu etmeleri gerektiğinin farkına varıyorlar. Üstelik bunu yaparken de yaratıcılığın sınırlarını zorlamaktan çekinmiyorlar. Şirket uygulamalarından bazı örnekler Google: Çalışan isterse köpeğini işyerine getirebiliyor. 11 farklı mutfağa ait restoranlar hizmet veriyor. Colgate-Palmolive: Çalışanların serbest zamanlarının kendilerine kalması için kuru temizleme hizmeti sağlıyor, banka hizmeti sunuyor, yıllık seyahat organizasyonlarını üstleniyor. Emekli olacak çalışanların strese girmemesi için üç ay öncesinden çalışma programlarını esnek hale getiriyor. Microsoft: Personelini hafta sonlarında kayağa götürüyor. Her sabah çalışanlar mutluluk hormonu salgılayarak işe başlasın diye çikolata dağıtıyor. Network Appliance: Personelin yüzde 95'i esnek çalışma saatlerine sahip. Arnold & Porter: Çalışanlar, önerdikleri adaylar işe alınırsa 15 bin dolar kazanıyor. Goldman Sachs: Aynı şirkette çalışan sevgililer bir haftadan fazla tatil yapabiliyor. S.C Johnson&Son: Evi uzakta olan çalışanların 5 yıldızlı otellerdeki konaklama masraflarını karşılıyor. Genentect: Çalışanlarına güveniyor ve bir gerekçe sormaksızın gelmedikleri günlerde de ücretlerini ödüyor. Pentescope: Çalışanın seçtiği kariyer koçunu kiralıyor. Admiral Grup: Çalışanlar için oluşturduğu teselli odalarında bilgisayar oyunlarıyla stres atmalarına yardımcı oluyor. Ayrıca bisiklet parkuru, manikür ve hipnozla sigara terapisi gibi hizmetleri var. Virgin Mobile: Her ay personeli için özel doğum günü partileri düzenliyor. Irma: Tüm şirket faaliyetleri hakkında çalışanlarına bilgilendirme yaparak kriz dönemlerine karşı hazırlıyor. Boehringer Ingelheim: Çalışanların çocuklarının da kaynaşması için özel partiler düzenliyor. Her kademeden personelin ailesi bu toplantılara katılıyor. Schering-Plough: Aile bireylerinden birinin vefatı durumunda, çalışanlarına özel terapi uyguluyor. Günümüzde şirketlerin işi zor. Rekabet, şirketleri daha yaratıcı olmaya zorluyor. Yalnızca müşterine değil, çalışanlarına karşı da... Rekabet, müşteriler daha kaliteli, ucuz ve çeşitli ürün imkanı sunarken, çalışanlara da daha iyi çalışma koşullarına sahip olma imkanı sağlıyor. Unutmayalım; gelecek, farkla yaratan şirketleri ağırlamaya hazırlanıyor. Her açıdan... Avrupa'nın en iyileri Great Place to Work Institute (Çalışmak İçin Mükemmel Yer Enstitüsü), 2003'ten bu yana her yıl, Avrupa'da çalışmak için en iyilerin listesini yayınlıyor. En iyiler listesi, Avrupa'da öncelikle Avrupa Konseyi tarafından desteklenmiş, Avrupa iş dünyasını en iyiler arasına yöneltmeyi, insanların yaşam kalitelerini yükseltmeyi ve bir yandan da sürdürülebilir rekabeti geliştirmeyi amaçlamıştır. İlk sene yayınlanan listeden sonra, araştırmalara devam edilmesine karar verilmiş ve 15 ulusal en iyi çalışma yerleri çalışması birleştirilerek en iyi 100 ortaya çıkmıştır. Ulusal araştırma çalışmalarında kullanılan metodoloji Trust Index (Güven Endeksi), çalışan anketi, kültür denetimi ve yönetim anketi gibi birkaç aracın bir araya getirilmesiyle tamamlanmıştır. Bu araçlar arasında en önemli değerlendirme, çalışanlardan alınan bilgilerdir. "Çalışmak İçin Mükemmel Yer", çalışanların yöneticilerine güvenmeleri, yaptıkları işten gurur duymaları ve çalışma arkadaşlarından mutlu olmaları olarak tanımlanır. Güvenilirlik, saygı, adalet, gurur ve arkadaşlık, yapılan incelemenin beş boyutunu oluşturur. Çalışmak için mükemmel yer kriterleri Güven Güven, çalışan ve işveren arasındaki en önemli bağdır. Güvenilirlik, saygı ve adalet, güveni oluşturan üç öğe... Güvenilirliği sağlamak ve korumak için, yöneticilerin şirketin yönünü ve planlarını çalışanlarıyla paylaşması ve çalışanların fikirlerinden de yararlanmaları esas alınmalıdır. İnsanları ve kaynakları etkin bir şekilde koordine etmek, çalışanların şirketin bir parçası olduklarını hissetmeleri ve yaptıkları için şirkete katkısını görmeleri açısından önem taşır. Güvenirliği sağlayan, sözlerin hareketlere ve davranışlara dönüştürülmesiyle gerçekleşir. Saygı Saygı, çalışanlara işlerini yapabilmeleri için ekipman, kaynak ve eğitim sağlamayı kapsar. Başarılı bir işi takdir etmek, ekstra bir çabayı dikkate almak, demektir. Çalışanlara ulaşmak, onları şirketin aktivitelerini gerçekleştirirken partner haline getirmek, departmanlar arası beraber çalışmayı ön plana çıkarmak, güvenli ve sağlıklı bir iş ortamı yaratmak saygı ile gerçekleşir. Saygı, iş-yaşam dengesinin bir slogan değil, bir uygulama şekli olduğunu doğrular. Adalet Adil bir organizasyon, ekonomik başarının telafi ve yan yararlarla paylaşılmasını sağlar. Herkes başarısının ödüllenmesi için eşit fırsat taşımalıdır. İşe almada ve terfilerde objektif olmak esas alınmalıdır. Organizasyon da kendini her türlü ayrımcılıktan korumalı, eşitlikten yana olmalıdır. Gurur ve arkadaşlık Gurur ve arkadaşlık, çalışanlar ve işleri ya da şirketleri ile olan ilişkilerini belirler. Şirketler büyüyünce, yönetim ve çalışan arasındaki bölünme kaybolur. İşyeri bir toplum haline gelir. Çalışanlar yaptıkları işle, takımlarıyla ve şirketleriyle gurur duyarlar. Şirkette oldukları gibi davranabilme özgürlüğünü hissederler. Takım arkadaşlarının başarılarını kutlarlar, organizasyon genelinde beraber çalışmaya son derece açıktırlar. Çalışmaktan keyif alırlar. Şirketlerinde devam edip, kariyerlerine yön vermek isterler. Avrupa'nın en iyi 10 şirketi . Büyük ölçekli en iyi şirketler Microsoft Google Cisco 3M Impuls Finanzmanagement WL Gore & Associates SMA Technologie Grundfos Roskilde Bank PWC . Küçük-orta ölçekli en iyi şirketler Reaktor Innovations ConSol Software 4flow Piscines Ideales & Samhoud Sparkasse Neuhofen Middelfart Sparekasse Orion Pharma Cushman & Wakefield The Structure Group Açıklık ve iletişim-Microsoft'u başarıya taşıyor Hep önde olan bu şirketlerin ortak özelliği iletişim. Ekonomik yavaşlamanın olduğu, çalışanların maaş kesintileri ve işten çıkarmalarla mücadele ettiği bir dönemde, kişilerin şirket bağlılığını korumak, yapılması en zor şeylerden biri. Bir şirketin çekiciliğini kalıcı kılan nedir? Avrupa'nın en iyi şirketleri listesinde birkaç sene üst üste en yüksek sıraları alan şirketlerin bazı ortak özellikleri görülüyor. Avrupa'da bu senenin ilk sırasında Microsoft var. Microsoft'taki çalışanlar açıklık kültürünün ve liderlerle iletişimin önemini vurguluyorlar. Geribildirim ve yönlendirmeye ihtiyaç duyan her çalışan, üst düzey yönetime ulaşma konusunda hiç sıkıntı çekmiyor. Sonuçları ve hedefleri, herhangi bir bilgiyi sansüre tabi tutmadan paylaşmak üst düzey yönetim kültürünün bir parçası. Yapılan anket, 10 çalışandan 9'unun yönetime sordukları mantıklı her soruya direkt bir cevap aldıklarını gösteriyor. Böyle bir ortamda enerji, iyimserlik ve takım ruhunu korumak ve daha iyi işler çıkarmak çok daha kolay. İşe yeni başlayan bir çalışana işinin nasıl olması gerektiği konusunda soru soruluyor ve çalışanın verdiği geri bildirim doğrultusunda değişiklikler yapılıyor. Çalışanlar kendilerini bu açık politika sayesinde evlerinde hissediyorlar. Beraber eğlenmek ve sosyal zaman geçirmek de şirket kültürünün bir parçası. İki haftada bir cuma günleri "Happy Hour" yapmak, ofisin içinde bulunan oyun odalarında ve sinema salonlarında zaman geçirmek, takım ruhunu güçlendirir ve şirketin çalışanlar tarafından benimsenmesine katkıda bulunur. Ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerden iki yönlü iletişim daha da önemli bir hale geliyor. Çalışanların ulaşılabilir olmaları ve üst yönetime kendilerini açık ve net bir şekilde ifade etmeleri sorunlu dönemleri atlatmak için anahtar nitelikte. Şirketin toplu işten çıkarmalar olduğunda veya bütçe kısması gerektiğinde çalışanlara olan sorumluluğunu sadece İK departmanı aracılığıyla değil, üst düzey yönetimin açıklamalarıyla çalışanlarına aktarması şirketi yücelten bir unsur. Her ilişkide olduğu gibi, güven, şirket ve çalışan arasında uzun süreli bir ilişki için olmazsa olmaz. Dolayısıyla, şirketin stratejisini oluşturan, geleceğini tayin eden yöneticilerin kalıcılığı da en üst kademeden en alta çalışanların şirkete güvenini ve bağlılığını etkiler. Reaktor Innovators, mükemmel işyeri olmak için var Küçük-orta ölçekli şirketler arasında ilk sırayı alan Reaktor Innovators, Helsinki merkezli yazılım ve teknoloji danışmanlık şirketi. 'En İyi İşyeri' yarışmasına ilk defa bu sene katılıyor. Tüm değerlendirmelerde en yüksek puanları alan şirket, İK alanında hiçbir geliştirme aktivitesi yapmadığını söylüyor. Reaktor'un 90 çalışanı, mühendis ve danışmanlardan oluşuyor. İşleri, büyük özel ve kamu kuruluşlarına yazılım geliştirmek. Amaçları, zirvedeki teknolojileri komplike olmayan insan yaklaşımıyla birleştirmek. Bu yaklaşım, şirketin 2000'de kurulmasından bu yana, sadece 2 kişinin ayrılmasının nedeni olabilir. İşler üst düzey teknolojik ekspertiz gerektirdiğinden, Reaktor, profesyonel gelişimlerine çok önem veriyor. Firmanın sıradışı eğitim programları, CEO'ları Vesa Lauronen'in 'sürekli gelişim' modeliyle son derece uyumlu. Hedefleri, dünyanın en iyi uzman şirketi olabilmek. Böyle bir sıralamada birinci olmak birşeyleri doğru yaptıklarının kanıtı, ancak her zaman daha iyi yapılabilir. Şirket içi eğitimler, aynı zamanda çalışanların birbirlerini eğittikleri fonksiyonlar ve departmanlar arası paneller şeklinde de organize ediliyor. Internal koçluk sistemini de efektif bir şekilde kullanan Reaktor, farklı takımların uzmanlık alanlarını geliştirmede ve çalışanları yönlendirmelerinde takım çalışmasına başvuruyor. Reaktor'un çok güçlü bir kurumsal kültürü var. Yeni işe girenlerin benimsediği Reaktoryan kültürü, şirkete bağlılığın bir simgesi. Geçmişte, şirketin liderleri kısa dönemli kazançlar uğruna yeni iş fırsatlarını geri çevirmeyi tercih etmiş ve kaliteden ödün vermeden Reaktor'de kalmak ağır basmış. Şirket uzun soluklu perspektifler üzerine strateji geliştiriyor, şimdiye kadar bu, çalışanların, müşterilerin ve şirketin yararına olmuş.