Siyasi kriz, 16 milyar dolarlık yabancı yatırımı tehdit ediyor
Siyasi kriz, 16 milyar dolarlık yabancı yatırımı tehdit ediyor
İZMİR - Yapı Kredi Yatırım Menkul Değerler Yurtiçi Piyasalar Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Alphan Akiz, siyasi krizin derinleşmesi durumunda sıcak paranın panik halde Türkiye'den çıkış sürecine gireceğini belirterek, böyle bir ortamda ülkeye daha uzun vadeli planlarla gelen doğrudan yabancı yatırımların supap vazifesi göreceğini vurguladı. 2006 yılında gelen 20 milyar dolar ve geçen yıl gelen 22 milyar dolar tutarındaki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının Türkiye'nin istikrarına güvenin en güçlü göstergesi olduğunu belirten Akiz, Türkiye'de son günlerde oluşan siyasi belirsizliğin derinleşmesi ve uzaması durumunda bu yıl için belirlenen 16 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımı hedefinin zora gireceğini ifade etti. Yapı Kredi Yatırım'ın İzmir'deki yatırımcıları Vadeli İşlemler ve Obsiyon Borsası'nın (VOB) işleyişi konusunda bilgilendirmek amacıyla Hilton Oteli'nde düzenlediği 'Türkiye Ekonomisi, VOB' konferansına katılan Akiz, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Siyasi istikrarın yabancı yatırımcı için çok önemli olduğunun altını çizen Akiz, "Siyasi istikrar bozulduğunda ilk olarak Türkiye'nin daha çok tanıdığı sıcak para ürküyor. Bu durum faiz, döviz ve bono piyasasını aynı oranda etkiliyor. 2006 yılında 20 milyar dolar olan Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımı 2007'de 22 milyar dolar oldu. 2008'de 16 milyar dolar giriş olmasını bekliyoruz. Bu para yatırım için fabrika, tesis kurmak için geliyor. Son günlerde AKP'nin kapatılmasının gündeme gelmesiyle oluşan siyasi istikrarsızlığın uzun sürmesi bu yıl gelmesi beklenen 16 milyar dolarlık doğrudan yabancı sermaye yatırımını riske sokar" diye konuştu. Yabancı sermayenin Türkiye'den çıkış sürecine girdiği düşüncesinde olmadığını vurgulayan Akiz, sadece faiz ve dövizde hareketli bir hafta yaşandığını dile getirdi. Akiz, siyasi krizin uzaması ve şiddetlenmesiyle sıcak parada oluşacak panik halindeki çıkışın Türkiye ekonomisini olumsuz etkileyeceğini belirtti. Türk tüketicisinin de güveni sarsıldı Akiz, mortgage krizinin ulaştığı boyutun şirketlerden gelen bilançoların artmasıyla görüleceğini, dış piyasalarda kredi imkanlarının azalması, resesyon söylentileri, emtia fiyatlarının yükselmesiyle oluşan ekonomik koşulların Türkiye'de yanına siyasi krizi de alarak etkisini artırdığını kaydetti. Akiz, "Şu an için kötü senaryo çizmek için erken. Bir ay içinde gidişatı görmek daha kolay olacak" dedi. Akiz, 2007'nin son çeyreğinden sonra bu yılın ilk çeyreğinde de ekonomik büyümenin hedeflerin altında kaldığını anımsatarak, gelişmelerin Türkiye ekonomisinin büyüme dinamizmini yitirdiği şeklinde yorumlanabileceğini söyledi. Büyüyememenin dünyanın en büyük korkularından olduğunu söyleyen Akiz, "Şubat ayında yapılan tüketici güven endeksinin en dip seviyede çıkması son derece önemli. Tüketici siyasi istikrara, ekonomiye güvenmezse harcamaz, kasar ve rahat davranmaz. Bu durum Türkiye'de kredi kartlarındaki meblağda rahatsızlık yaratabilir. Otomotiv ve beyaz eşya satışlarında azalma var. Türkiye'deki tüketici güven endeksi son birkaç ayın en düşük seviyesine geldiyse bir anlam çıkarmak lazım. Yabancı yatırımcıdan önce Türk tüketicisinin siyasi ve ekonomik istikrara güveni kayboldu diyebiliriz" diye konuştu. VOB, hacimsel artışta rekor kırmayı sürdürecek Oluşan belirsizlik ortamında VOB'un yatırımcıya güvenli bir sığınak sunduğuna dikkat çeken Akiz, şunları söyledi: "VOB Türkiye'de 2005 te başladı. 2006'dan 2007'ye kadar hacminde yüzde 600 artış oldu. Bu çok yüksek bir büyüme. Dünyada da vadeli işlemler borsası büyümesini sürdürüyor. Geçen yıl dünyadaki büyüme ortalaması yüzde 27 oldu. Özellikle bu dönemde yatırımcıları riskten koruma anlamında sığınak olacak. VOB geçen yıl 120 milyar YTL işlem hacmine ulaşmıştı. Bu yılın sadece ilk 3 ayındaki hacmi 60 milyar YTL oldu. Böyle giderse bu yıl yüzde 100 büyüyecek. Tek hisse senedine bağlı vadeli satışlarında başlamasıyla yüzde 150 artış olması bekleniyor."