Superonline, Bulgaristan'a gitmemek için direniyor
Superonline Genel Müdürü Murat Erkan,1.8 milyar TL'lik yatırım yaptıkları fiber hatlarla Türkiye'nin internet hızında Avrupa seviyesine çıktığını belirtiyor. Erkan'a göre bundan sonrası bu altyapıyı doğru kullanıp katma değerli hizmetlerle kârlı stratejil
Özlem ERMİŞ BEYHAN
İSTANBUL - Türkiye fiber internet altyapısı ile dünyada öncü ülkelerden biri ve bu internet otoyolunda şimdi karlı stratejiler kurgulama zamanı. Fiber internet altyapısının kahramanlarından Superonline Turkcell'in Genel Müdürü Murat Erkan hem şirketi için hem de Türkiye için bu vizyonu ortaya koyuyor. "Önümüzdeki dönem şirket olarak katma değerli hizmetlere odaklanacağız" diyen Erkan'a göre İstanbul ‘internet merkezi' olarak konumlandırmalı ve bu fiber otoyoldan geçenler ‘konuk edilerek' Türkiye sadece geçiş ücreti değil yan ürünlerden de kar edecek bir strateji izlemeli. İnternetin başkenti olmak için Türkiye ile rekabet eden Bulgaristan bu yolda çok önemli teşvikler veriyor. Erkan, "Gitmemek için direniyoruz, gidersek biz de ülke de kaybeder" diyor.
Konsolidasyon sürecek fırsatlara bakıyoruz
Superonline'ın 5 yıl önce yüzde 1'lerde olan pazar payı yüzde 10'lar seviyesine gelmiş. Erkan, bu payda artışın süreceğini düşünüyor. Son 5 yıllık gelir artışı ortalaması yüzde 44 olmuş. 2013 yılının ikinci çeyreğinde de şirket gelirlerinde yüzde 37,3, AVFÖK'ünde ise yüzde 77,9 artış kaydetti. Peki Turkcell'deki son gelişmeler Superonline yönetimini etkiliyor mu? Erkan, "Elbette şirket yönetiminde uyum çok önemli. Bizim bu gelişmelerden olumsuz etkilenmediğimizi sonuçlarımızdan da görebilirsiniz" yanıtı veriyor.
"Sektör kaçınılmaz olarak konsolide oluyor" diyen Murat Erkan son 5 yılda 4 firma satın aldıklarını belirtiyor: "Önce Superonline'ı, sonra Sabancı Telekom'u, Ülker'den Global İletişim'i ve son olarak da Zorlu Grubu'ndan Deksarnet'i satın aldık. Her ülkede iki ya da üç firma kalır bu alanda. Operatörler gibi. Bizde de öyle olacak." Konsolidasyonun nedeni Erkan'a göre sektörde yatırımın geri dönüş süresinin ortalama 8-9 yıla sarkması. "Suyun altında nefesinizi çok uzun süre tutmanız gereken bir alan bu" diyor Erkan. Bir holdingin sadece kendi işlerinin o alanda ayakta kalmasına yetmediğini anlatıyor. Erkan, konsolidasyonun kaçınılmaz olarak devam edeceğini, Turkcell Superonline olarak fırsatları takip ettiklerini söylüyor.
Fiber kararı ile ülkenin prestijini de artırdık
Superonline 5 yıl önce ‘Işık hızında 5 yıl' diyerek bir strateji kurguladı. Burada seçim bakır kablo değil fiber internete odaklanmak olmuş. Murat Erkan bu kararın şimdi çok doğru olduğunu gördüklerini söylüyor. Daha maliyetli olmasına rağmen geleceğin teknolojisine yatırım yapmanın ülkenin prestijini de artırdığını belirtiyor:
"Dünyayla aynı anda biz aynı teknolojiye yatırıma başladık. Şu anda dünyada birçok operatör arasında öncü pozisyondayız. 1000 megabit hızı verebilen ilk 5 operatörden biriyiz. Japonya'dan sonra nüfusu en yüksek 2 ülkeden biri Türkiye 1000 megabit hızı verebilen. Bu bence Türkiye açısından çok prestijli bir şey."
Türkiye'de 76 ile değen, 12 ilde evlere kadar fiber noktasına gelen toplam 1.8 milyar TL'lik bir yatırım söz konusu. Superonline 1 milyon 500 bin haneye ulaşmış durumda. Evlere kadar fiberde ise 500 bin müşteri sayısı aşılmış.
Superonline evlerin yanı sıra kurumlara ve uluslararası operatörlere yönelik de hizmet veriyor. "Türkiye internette ana geçiş yolunun tam omurgasında oturuyor. 70 uluslararası operatörle bu kapsamda işbirliği yapıyoruz" diyen Erkan, kurumlar için ise ‘rekabetsel avantaj' yaratan çözümler üzerinde durduklarını anlatıyor. 1000 megabit internet hızı sunan Superonline bu noktada kurumların dijital dönüşümüne destek olma misyonunu belirlemiş.
Kurumlar maliyet avantajı ile rekabet gücü arıyor
Fiber internet ağı ile kurumlara anahtar teslimi çözümleri sunduklarını söyleyen Erkan, bir IT ekibi kurmak istemeyen kurumlara bulut teknolojisi ile tüm çözümleri birarada götürebildiklerini vurguluyor. Superonline bunun için Türkiye genelinde 3 ilde 7 noktada 7 bin metrekarede veri merkezleri kurmuş. Bilgi teknolojileri kullanımında Türk Ticaret Kanunu'nun da kademeli olarak getireceği zorunlulukları da öngörerek böyle bir strateji kuran şirket, kurumlara müşteri ilişkileri yönetiminden kurumsal kaynak çözümlerine kadar rekabet avantajı sağlayacak pek çok çözüm sunmaya başlamış. Bulut teknolojisinin sağladığı maliyet avantajı büyük bir cazibe yaratıyor. Superonline Genel Müdürü, kurumların ilgisinin çok yüksek olduğunu çünkü artık rekabette geride kalma endişesinin tüm KOBİ‘lerin bu alana ilgi göstermesini beraberinde getirdiğini vurguluyor. Fiberin getirdiği yüksek internet hızı sayesinde bulut teknolojisinde dünya standartlarına ulaştıklarını ekliyor.
İstanbul net'in başkenti olursa ülke kazanacak
Superonline şimdi önümüzdeki 5 yıl için yeni bir strateji belirliyor. Bu stratejinin merkezinde katma değerli servislerin sayısını artırmak var. Bundan önce altyapı yatırımlarının sürüklediği şirket, bundan sonra tüketicinin hayatına değen hizmetlerle pazar payı elde etme yarışına girecek. Bölgenin önemli oyuncularından biri olmak bu strateji içinde önemli bir yere sahip. Bir de hayalleri var: İstanbul'u dünyada internetin başkentlerinden biri yapmak... Aynı havaalanları gibi internet şebekesinin de aktarma noktaları olduğunu anlatıyor Superonline Genel Müdürü. İstanbul'un da bu merkezlerden biri olması halinde içeriklerin İstanbul'a geleceğini, oyunların merkezinin burada yerelleşeceğini anlatıyor. "İnternetin merkezi olduğunuzda bir ekosistem oluşuyor. İçerik oluşturanlar, ona içerik geliştirenler, aynı otomotiv sektörü gibi altında yelpaze gibi açılıyor" diyor Erkan ve katmadeğerin de işte burada olduğunu söylüyor. Bu projenin sadece Superonline'ın desteği ile değil, Bakanlık, düzenleyici kurum ve tüm şirketlerin katılımı ile hayata geçirilebileceğini anlatan Erkan şöyle devam ediyor:
İnternet otoyolunu kurduk şimdi kâr etme zamanı
"Bu konuda bakanlık ve BTK aslında önemli adımlar attı. Ancak burada Dubai ile, Bulgaristan ile, Moskova ile rekabetteyiz. Bu alanda bir serbest bölge mantığı ile düzenlemeler yapılmalı. Vergi açısından da hukuki açıdan da teşvik edici, şeffaf, rahatlatılmış bir düzenleme gerekiyor. Burada önemli bir dirayet lazım. Tüm şirketlerin bir araya gelmesi gerekiyor. Dubai şu anda üste para veriyor bu yapılar oluşsun diye. Bize bile davette bulunuyorlar. Bakın, 32 bin kilometre fiber optik döşedik biz Türkiye'de. Sınırdan 100 kilometre daha döşesem Bulgaristan'ın merkez haline getirmek istediği bölgeye giderim. Ama ben oraya gidersem uzun vadede ben de kaybederim, ülke de. 10'a 1 maliyetler orada, sübvanse ediyor seni, vergi almıyor, kucaklıyor. Biz direniyoruz buna senelerdir... Ama ben bunu yaparsam, yaptığınız otobanı o merkeze bağlamış oluyorsunuz. Siz otobanı yapıyorsunuz, üzerinde hiçbir tesis yapmıyorsunuz. Geçerken kapıda 2.5 lira veriyor, geçiyor. Başka hiç kazandığı bir para yok. Sınırı geçiyor, orada birçok lokanta, tesis. Orada yiyor içiyor, 250 lira bırakıyor. O tesisleri biz İstanbul'a yaparsak, para burada bırakılacak. Milyar dolar yatırıp otoyolu yaptık ama sadece gişeden para kazanıyoruz. Sistemi kurmak lazım."
Yerli üreticiden almayı tercih etti, 11 bin kişilik ekosistem yarattı
Turkcell Superonline fiber altyapıya 1.8 milyar TL yatırım yaparken, ilk günden bu yatırımın yerli ürünlerle gerçekleştirilmesi prensibini belirlemiş. "Biz ithalatçı bir şirket değiliz. Toplam yatırımımızın topu topu yüzde 17'sini ithal ürünlerle gerçekleştirmişiz" diyor Genel Müdür Murat Erkan. Bu ithal edilen kalemler de Türkiye'de üretilmeyen ürünler. Ekosistemleri içinde 11 bin kişinin istihdam edildiğinin altını çiziyor Erkan. "Bu ülkede üretim yapan, hizmet veren şirketlerin önemli bir müşterisiyiz. Bu da ülkeye çok önemli bir katkı aslında" diyor.
Tercihlerini her zaman yerli üretici ve hizmet sağlayıcılardan yana kullandıklarını, ilk günden beri bu şekilde baktıklarını anlatan Erkan, bu sayede ekonomi açısından önemli bir ekosistemin ortaya çıktığının altını çiziyor. Fiberoptik kablo bile yerli üreticilerden alınıyor. Uzakdoğu'da pek çok ürün daha ucuz ama Türkiye'de en kaliteli ürünlerin geliştirildiğini belirten Erkan şöyle devam ediyor: "Bazı ürünlerde patentimiz var. Firmalarla ortak ürün geliştiriyor, Türkiye koşullarına uygun dizaynlar yapıyoruz. Daha sonra bu ürün ve hizmetleri geliştiren firmalar, bizimle çalıştıktan sonra global pazarlara da bu ürünleri satıyor. Turkcell Superonline çok önemli bir referans oluyor bu noktada. Global pazarda çok iyi bilinen bir şirketiz."
Net'te bir şey kaçırdım korkusu trend oldu, benim kurallarım var
"Günde en fazla 2 saat internette vakit geçiririm. Tatillerde internetsiz dönemlerim olur. Bu noktada kendinizi disipline etmeniz şart. Özel hayatla arasında çizgi çekilmesi gerektiğine inanıyorum. Örneğin benim yönetim toplantılarıma ben dahil kimse elinde bilgisayarla giremez. Çünkü ister istemez konsantrasyon dağılıyor, göz göze iletişim kurulamıyor. Böyle birçok prensibim var. Bu işin sosyalleşme tarafı var ama asosyal hale getirme riski de var. İnternet üzerinden gelir elde eden bir şirketin genel müdürü olarak her çok faydalı şeyin fazlasının zarar verebileceğini düşünüyorum. Burada belirli kurallarım vardır ve burada hassasım. Pazar günlerinden telefonumu uzak bir yere koyarım, ararlar, arada bakarım ve geri dönerim. 13 yaşında bir çocuğum var, ona kaliteli zaman ayırmaya çalışıyorum. Şöyle bir istatistik var, insanlar 6 dakikada bir telefonuna bakıyor. Bakmadan duramıyor, bakmadıysa ‘bir şey yapmalıydım, yapmadım' tedirginliği hissediyor. Pazarlamada yeni bir trend var:
FOMO: (fear of missing out) Bir şey kaçırdım korkusu... Pazarlamada insanları ne kaçırdım diyerek takip ettirebiliyorsanız, oradan kendinize çekebiliyorsunuz... Bu gittikçe herkesin içine katıldığı bir trend. Hepimizde var, bende de var. Sosyal medyadan uzak duramazsınız ama diğer aşırı uca da gitmemek lazım."
Harvard, telefonu kütüphaneye tercih etti "İnternet fırsat eşitliği sağlıyor. Sizin bugün yeterince hızlı internetiniz varsa Harvard'da bir profesörün dersini canlı olarak evinizde izleyebiliyorsunuz. Steve Jobs'un babası Suriyeli. Kader onu Silikon Vadisi'ne, bilginin olduğu yere atmış. Daha sonra o potansiyel ortaya çıkmış. Bulunduğu yerden 30 kilometre içinde bütün bilgiye ulaşabiliyormuş o garajda. Şimdi ise bilgi 30 kilometre bile değil hemen elimizdeki bilgisayarlarda. Harvard'ın eski rektörü demiş ki "Bana
bir akıllı telefon mu, dünyanın en geniş 5'inci kütüphanesi olan Harvard kütüphanesi mi diye sorsalar, akıllı telefonu isterim". Yani potansiyel bugün çok yüksek, yeter ki o potansiyeli harekete geçirecek fırsatı verelim."
Bir ev, interneti hızlı değilse akıllı olamaz
"Bir evin akıllı olabilmesi için o evin internet altyapısı çok kritik. Bulut teknolojisi de aynı şekilde. Bulut yıllardır konuşuluyor ama sizin işyerinize gelen internetin hızı yavaşsa etkin olarak kullanılamaz. Sen istersen dünyanın çözünürlüğü en yüksek kamerasını koy eve, internet hızlı değilse hiç farketmez. Biz Superonline olarak Bursa'nın Mobese altyapısını kurduk. 100 megapiksel kamera konulacaktı, 2 megabit bakır hatlara... Ya kameranın kapasitesini küçültün ya da internetin hızını artıralım dedik ve bütün altyapı operasyonunu ücretsiz olarak biz sağladık. Şu anda gidin bakın, cam gibi bir görüntü... Aynı kamera yatırımını başka bir şehir yaptıysa ama fiberi koymadıysa o görüntüyü elde etmesi imkansız."