”Sürdürülebilir bir toparlanmanın başlangıcından uzağız”
Maliye Bakanı Şimşek, bankacılık sektörünün sorunları açısından özellikle ABD ve Batı Avrupa'nın bazı bölgelerinde sorunların devam ettiğini belirtti
İSTANBUL - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Küresel kriz; her ne kadar kötüleşme oranı yavaşlamış olsa bile, iyileşme işaretleri görülse bile henüz sürdürülebilir bir toparlanmanın başlangıcından uzak görünüyoruz" dedi.
Şimşek, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) tarafından düzenlenen "4. Türk-Arap Ekonomi Forumu"nda yaptığı konuşmada, forumun başarısının gerçek iş dünyasının aktörleri arasında bir ilişki kurulup kurulmamasıyla ölçüleceğini söyledi.
Türkiye'nin Arap dünyasına ihracatının 2002 yılında sadece 11 milyar dolar olduğunu hatırlatan Şimşek, 2008 sonunda bu rakamın 62 milyar dolara yükseldiğini, ihracatın hemen hemen 6 katına çıktığını bildirdi.
Aynı durumun yatırımlar için de söylenebileceğini ifade eden Şimşek, "2002'de Arap dünyasının Türkiye'ye yaptığı yatırımlar son derece sınırlıydı. Ama son yıllarda kümülatif olarak toplam 30 milyar dolara yükselmiştir. İşin başarısı, sizi bir araya getirmekten doğuyor" dedi.
Küresel krizin mortgage krizi olarak başladığını, krizin Türkiye gibi yükselen piyasalar açısından finansal bir krizden ziyade reel bir ekonomik kriz haline dönüştüğünü anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Çünkü Türkiye'nin etkilendiği kanallar, dış talepteki çöküş, kredi piyasalarının işlemesi, bütün bunlarla gelen karamsarlıktır. Ama finansal sektör söz konusu olduğu zaman Türkiye oldukça iyi ayakta kaldı. Finansal sektöre bakıldığında burada hakim unsur bankalardır ve bankacılık sektörü kaya gibi ayakta kalmıştır. Ancak bu, Türkiye'nin krizden etkilenmesini engelleyememiştir. Ama hiç olmazsa finansal sektörün gücü, bize bu krizden çıkış için bir olanak yaratmaktadır."
Türkiye'de bankacılık sektörünün 2001 yılından bu yana iyi düzenlendiğini, denetlendiğini ve yönetildiğini anlatan Şimşek, bankaların karlılıklarına işaret ederek, "Öyle görünüyor ki bu yılın ilk 4 ayında geçen yılın aynı dönemiyle karşılaştırırsak karlılık yüzde 30 artmıştır, çok daha muhafazakar politika güttükleri halde" dedi.
Mehmet Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Küresel kriz; her ne kadar kötüleşme oranı yavaşlamış olsa bile, iyileşme işaretleri görülse bile henüz sürdürülebilir bir toparlanmanın başlangıcından uzak görünüyoruz. Bankacılık sektörünün sorunları açısından özellikle ABD ve Batı Avrupa'nın bazı bölgelerinde sorunlar devam ediyor. Çünkü bu zehirli aktifler bilançolarda varlıklarını devam ettirdikleri sürece sürdürülebilir toparlanmadan bahsetmek çok zordur."
Saudi Oger yönetim kurulu üyesi Mohammed Hariri
Türk-Arap Ekonomi Forumu sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Saudi Oger yönetim kurulu üyesi ve Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Mohammed Hariri, Cüneyt Türktan'ın Oger Telecom'da Yeni Nesil Kablosuz Yatırımlar konusunda Yönetim Kurulu Başkanı Stratejik Danışmanlığı görevine getirilmesiyle ilgili olarak, "Cüneyt Bey uzun zamandır bizimle birlikte çalışıyordu. Tecrübelerinden yararlanmak için şu anda grup içinde kendisine daha yüksek bir pozisyon verdik" dedi.
Global krize ilişkin olarak da Hariri, Türkiye'de yaptıkları yatırımın tamamının finansmanını sağlamış durumda olduklarını ifade ederek, "Kriz herkesi etkiliyor ama bizim yaptığımız yatırımlar üzerinde bir etkisi olmadı" şeklinde konuştu.
Türk Telekom'un performansından çok memnun olduklarını söyleyen Hariri, Türk ekonomisinin de umut verici olduğunu, Türkiye'nin bölgedeki en önemli ekonomik güçlerden biri olarak yer aldığını vurguladı.
Yeni yatırımlar
Türkiye'de yeni yatırım düşünüp düşünmediklerine ilişkin bir soruya karşılık da Hariri şunları kaydetti:
"Türkiye'de telekomünikasyon dışında başka alanlarda da yatırım yapmak istiyoruz. Telekomünikasyonun yanında enerji, bankacılık, sigortacılık alanındaki yeni fırsatlara da bakıyoruz. Telekomünikasyon sektöründe daha da büyümeyi hedefliyoruz. Diğer alanlarda da fırsatlara bakıyor olacağız."
Enerji santralleri ile ilgilendiklerini söyleyen Hariri, "Suudi Arabistan'da enerji üretimi ile ilgili faaliyetlerimiz var Türkiye'de de bununla ilgili ne yapılabilir onu değerlendiriyoruz. Eğer hükümetin enerji santralleri ile ilgili ajandasında özelleştirme ile ilgili konu gündeme gelirse biz ilgileniriz."
Yatırım bütçesini önceden planlamadıklarını, yatırımları proje bazında değerlendirdiklerini ifade eden Hariri, sonrasında diğer yatırımcıları da kendileri ile birlikte yatırım yapmak üzere davet ettiklerini, Türk Telekom'u buna örnek olarak gösterebileceklerini belirtti.