”Teknik tekstil büyüme trendini yakaladı”

MÜSİAD 'Teknik Tekstil'' raporunda ticaret hacminin 1,5 milyar doları aştığı belirtildi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) hazırladığı ''Teknik Tekstil'' raporunda, 1,5 milyar doları aşan ticaret hacmi ile Türk teknik tekstil sektörünün büyüme trendini yakaladığı belirtildi.

MÜSİAD'ın ''Teknik Tekstil'' raporu, derneğin Sütlüce'deki binasında gerçekleştirilen ''Teknik Tekstilin Türkiye'deki Uygulama Alanları, Yeni Açılımlar ve Fırsatlar'' konulu panelinde kamuoyuna açıklandı.

Dünya teknik tekstil sektörünün 1994 yılında üretim değeri 9 milyar dolar iken günümüzde bu değerin 22,4 milyar dolara ulaştığı dile getirilen raporda, şunlar kaydedildi:

''Dünya teknik tekstil üretimi 1994 yılında 49 milyar metre kare iken, günümüzde 163 milyar metre kareye ulaşmıştır. Yine 1994 yılında 2,16 milyon ton olan üretim, bu günlerde 6,32 milyon tona ulaşarak, son 15 yılda yüzde 150 oranında bir büyüme sergilemiştir.

Sektörde öncü ülkelerin durumuna bakıldığında, Japonya toplam lif tüketiminin yüzde 45'ini ileri teknoloji ürünü tekstiller için harcamakta, yine Çin, ikinci büyük tekstil pazarı olarak toplam lif tüketiminin yüzde 37'sini teknik tekstiller için harcamaktadır. Hindistan'ın da bu sektöre yönelik olarak gerçekleştirdiği Ar-Ge yatırımlarıyla yükseliş içerisinde olduğu gözlenmektedir.''

1,5 milyar doları aşan ticaret hacmi

Türk teknik tekstil pazarının 2000 yılında toplam 405 milyon 328 dolarlık ihracatını, 2006 yılında 847 milyon 55 dolara taşıdığı belirtilen raporda, şunlar ifade edildi:

''Teknik tekstil sektöründe gerçekleşen ithalat ise 2006 yılında 628 milyon 814 dolara ulaşmıştır. Almanya, Fransa, İspanya gibi Euro bölgesi ülkeleri ihracatımızın temel pazarları olurken, yine ithalatımızda da bu pazarlar başı çekmektedir. Bugün 1,5 milyar doları aşan ticaret hacmi ile Türk teknik tekstil sektörü büyüme trendini yakalamıştır.

Gelişmiş ülkelerin tekstil, makine, elektrik-elektronik ve kimya sanayilerinin bilinçli ve çok etkili bir işbirliği sonucunda teknik tekstillerin üretimi önem kazanmış ve AB ülkelerinde tekstil üretiminin neredeyse dörtte birini teknik tekstiller oluşturmuştur.''

Raporda, Türk tekstil ve hazır giyim sektöründeki işletmelerin teknik tekstillerde önemli avantajlara sahip olduğu, bu avantajların değerlendirilmesi ve sektörün Uzak Doğu ülkelerinin rekabetinden kurtulabilmesi için üniversitelerin, devletin ve sivil toplum kuruluşlarının işbirliği içinde olması ve sanayi kuruluşları ile birlikte yeni teknikler geliştirilmesine yönelik çalışmaların yapılması gerektiği vurgulandı.

"Ar-Ge henüz gelişmedi"

Raporda, teknik tekstil için Türkiye'de yeterli altyapının olmadığı ve Ar-Ge'nin henüz gelişmediğine işaret edilerek, şöyle denildi:

''Türkiye'de teknik tekstiller için hem ihracat potansiyeli hem de iç piyasada önemli bir pazar vardır. Bu da Türkiye'nin çok önemli avantajlarından biridir. Ancak yüksek katma değerli veya teknolojik ürünlerin üretilmesi için en önemli faktörlerden biri Ar-Ge'dir. Teknik tekstilde iyi bir noktaya gelinmesi için Ar-Ge şarttır. Uzun yıllar konuşulan üniversite-sanayi işbirliği, bilimsel çalışma ve bu çalışmanın sanayiye aktarılması konusunda ülkemizde problemler yaşanmaktadır.

Günümüzde tüketicinin tekstil yüzeylerinden beklentileri giderek değişmektedir. Kalite ve ucuzluğun yanında çok işlevlilik, kolay satın alabilme, teknolojik üstünlük daha çok aranır hale gelmektedir. Dolayısıyla rekabette avantaj, ülkelerin pazarlayabilirlik özelliklerinden daha çok üretimde ileri teknolojiye dayalı, yüksek katma değerli ürünleri üretebilirlikleri ile alakalı hale gelmiştir.''

Türkiye'nin AB ile geliştirdiği yakın işbirliğinin imkanlarını zorlayarak bu yeni alanda söz sahibi olmaya aday ülkelerden biri olduğu dile getirilen raporda, şunlar kaydedildi:

''Bu alanda Türkiye ile Avrupa'yı rakip saymak doğru değildir. Avrupa'nın en önemli üretim üssü olan Türkiye, bu ülkelerin geliştirdiği teknolojilerin de uygulama alanı haline gelebilir, bir sonraki aşamada bu birliktelik ortak Ar-Ge faaliyetlerine dönüşebilir. Kısacası Türkiye ile Avrupa birbirini tamamlayan ortaklar olarak çalıştıkları takdirde büyük başarılara imza atabilirler.

Türk ekonomisinin küresel ekonomiyle gerçekleşen bütünleşme sürecinde birçok sektörün geleceğini belirleyen çeşitli makro tercihler yapılmaktadır. Bu tercihlerden en çok etkilenen sektör ise tekstil sanayi olarak görünmektedir. Çünkü tekstil ve hazır giyim sektöründe önceki yıllarda ülkemizin sahip olduğu ucuz emek avantajı, iş gücünün ucuz olduğu ülkelerin rekabetiyle dönüşüm geçirmektedir.''