Tekstilde siparişler Asya-Pasifik'ten Türkiye'ye döndü
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
BURSA - Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, tekstil sektöründe, kriz sonrası dönemde son 3-4 yıldır Asya-Pasif bölgesindeki üretimin ciddi anlamda kan kaybettiğini belirterek, "Özellikle büyük alıcılar alımlarının, tedariklerinin büyük bölümünü Asya-Pasifik bölgesinden Türkiye'ye kaydırmaya başlamışlardır" dedi.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Denetim Kurulu üyesi de olan Burkay, 2023 stratejisi çerçevesinde hedeflenen rakamların yakalanabilmesi için ülkenin her sene otomatik olarak yüzde 12'lik bir ihracat artışının gerçekleştirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Burkay, dünyada 2009'daki krizden sonra talepte ciddi anlamda daralmalar yaşandığını, Türkiye'nin ise 2010 yılında bir toparlanma sürecine girdiğinin görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Bunun en önemli sebeplerinden bir tanesi de 2005-2006 yıllarından başlamış olan 'alternatif pazar' dediğimiz bizim, yakın çevre ülkeler olsun, bununla birlikte Asya-Pasifik bölgesi, bu bölgeler aslında bizim bir yerde pazar çeşitlenmemizi ciddi anlamda hızlandırdı. Ağırlıklı olarak AB ağırlıklı bir ihracat yapımız vardı, ama bu dönemde gördük ki işte bu yüzde 56'lardan yüzde 36'lara kadar geriledi. Aslında bu hem ihracatımızın artarak devam ettiği dönemde AB'nin payının bu oranda gerilemesi ki neredeyse yüzde 18'lere yakın AB payını diğer pazarlara devretti. Bu çok önemli bir gelişme Türkiye için."
Gelişmiş ekonomilerde, eksi yönlü olmasa bile, önümüzdeki 10 yıllık dönemde dünyadaki ortalama büyümenin altında bir büyümenin yaşanmasının beklendiğini ifade eden Burkay, Türkiye'nin, ihracat pazar payının artık gelişmekte olan ülkelere kaymasının ne kadar önemli olduğunu açıkça görüldüğünü vurguladı.
Burkay, 2011 yılında ise tahminlerin üzerinde bir büyümenin gerçekleştiğini ve tekstil sektörünün yüzde 27'lik bir büyüme oranını yakaladığını belirterek, 2012'de ise 2011'deki şokun tersini yaşadıklarını söyledi.
Olumsuzluklara rağmen, tekstilin 2012 yılını yine kayıpsız tamamladığını, 2011 ile hemen hemen aynı ihracat rakamının yakalandığını, otomotivdeki gibi bir gerilemenin olmadığını anlatan Burkay, alışık oldukları ihracat artışının gerçekleşmemesinin ise kendilerini üzdüğünü dile getirdi.
Alımlar, Asya-Pasifik bölgesinden Türkiye'ye kaydı
Burkay, kriz sonrası Türkiye lehine değişimlerin olduğuna da değinerek, "Tekstil sektöründe, kriz sonrası dönemde son 3-4 yıldır Asya-Pasif bölgesindeki üretimin de ciddi anlamda kan kaybettiğini gördük. Özellikle büyük alıcılar alımlarının, tedariklerinin büyük bölümünü Asya-Pasifik bölgesinden Türkiye'ye kaydırmaya başlamışlardır" dedi.
Global krizin, "üretim olmazsa, ekonominin sürdürülebilir olmasının mümkün olamayacağını" gösterdiğini vurgulayan Burkay, şöyle devam etti:
"Burada en büyük tehdit ise Asya-Pasifik bölgesinden geliyor. Dünyadaki tüm tüketicilerde aslında Asya-Pasifik bölgesinde üretilen ürünlere karşı, doğal bir reaksiyon oluşmaya başladı. Yani tüketicilerde 'Madein China, Madein Hong Kong' etiketi bir reaksiyona sebep olmaya başladı. Bu da tabii ki büyük alıcılar için çok önemli bir etken. Özellikle müşteriden gelen bu reaksiyona karşı onlar da mümkün olduğunca raflarında bu 'Madein China, Madein Hong Kong' etiketli bölümleri azaltmaya başladılar. Bu anlamda da özellikle daha yüksek katma değerli, biraz daha inovatif, tasarıma dayalı ürünlerin birçoğunu Türkiye'ye kaydırmaya başladılar. Madein Turkey'e dönmeye başladılar. Bu çok önemli bir etkendi."
Biz onları kıskanırdık...
Burkay, bu gelişmenin sadece tüketicinin reaksiyonundan kaynaklı olmadığına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bir de Türkiye'nin son 10 yılında uygulamış olduğu 'Turquality Projesi'yle 'Madein Turkey' etiketi, gerçekten dünyada artık aranılan bir etiket haline geldi. Bizim yıllardır hep dillendirdiğimiz, 'Madein Italy' dediğiniz zaman, aynı ham madde aynı malzeme aynı işçilik, fakat etikette 'Madein Italy' yazıyor. Bu sebepten dolayı yüzde 15-20 daha yüksek fiyattan mal satma imkanına sahip oldukları için İtalyan üreticiler, biz onları kıskanırdık. Ama bugün geldiğimiz noktada, 'Madein Turkey', aynı avantajlara sahip. Özellikle Asya-Pasifik bölgesindeki üreticiler bizle karşılaştıklarında, 'Madein Turkey', etiketinden dolayı bizden yüzde 15-20 pahalıya mal satabiliyorsunuz' diyorlar. Bu sadece bir kağıt parçasından ibaret değil. Bunun altında, tasarım, inovasyon, Ar-Ge var ve neticede hizmetle ilgili olan ciddi yatırımlar var."
Kriz döneminde, Asya-Pasifik bölgesindeki üreticilerin çok kötü bir sınav verdiklerini, Türkiye'nin ise orada çok sağlam durduğunu belirten Burkay, şöyle dedi:
"Pamuk fiyatları fahiş bir şekilde arttığında spekülatif olarak, Türk üreticisi sadece ham maddenin artış oranını mamulüne yansıttı, bu çok çok önemli bir gelişmeydi. Fakat Asya-Pasifik'teki üreticilerin çoğu, ham madde yüzde 100 arttıysa, mamulü de yüzde 100 artırdı. Halbuki o ham maddenin mamuldeki oranı belki yüzde 40-50'ydi. Bu hesaplamaları doğru düzgün yapmayıp birçok siparişlerini de iptal edip teslim etmeyince Asya-Pasifik'teki üreticiler, bu sefer ciddi alıcılar, kriz dönemlerinde bu bölgelerdense Türkiye ile çalışmanın çok daha önemli olduğunun farkına vardılar. Bu da aslında Türkiye'nin en önemli imtihanlarından bir tanesiydi. Bu anlamda Türkiye'nin bu önümüzdeki dönemde, özellikle kriz döneminde kazanmış olduğu prestijle hem pazar hem ürün çeşitliliğiyle tekstil sektöründe ihracatımızda ciddi bir ivme olacağına inanıyorum. En azından biz sektör olarak 2023'teki hedeflerimizi rahatlıkla yakalayacağız, ben bu hedefin de üzerine çıkacağımıza inanıyorum."
"Sektör 2013'teki hedeflerini yakalayacak"
Tekstil sektöründe Ocak 2013 itibariyle çok olumlu gelişmeler yaşadıklarını, Türkiye'nin tekstil ihracatının bu dönemde yüzde 21 arttığını belirten Burkay, Bursa'nın ise genel ihracat rakamının, yüzde 10 üzerinde bir ihracat artışı gerçekleştirdiğini kaydetti.
Burkay, Avrupa'daki krizin toparlanma sürecine girdiğini, artık bu psikolojinin oluştuğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu anlamda, tabii sektörün 2013'teki hedeflerini yakalayacağını ümit ediyoruz. Türkiye genelinde biz yüzde 12'lik bir büyümeyi yine hedefliyoruz sektörde. Bursa özelinde ise ben yüzde 15'in üzerinde bir büyüme bekliyorum. Çünkü Bursa, ciddi anlamda ayrışmaya başladı. Bursa'daki tekstil sektörünün altyapısına baktığımız zaman bizde ürün çeşitliliği çok fazla. Neredeyse tekstili oluşturan bütün alt segmentlerde üretim mevcut Bursa'da ve Bursa'nın pazar dağılımı, çeşitliliği çok iyi konumda. Şirketlerimizin özellikle Ar-Ge ve tasarım bölümlerine baktığım zaman, koleksiyonlar, trendler ciddi anlamda Bursa'da üretiliyor ve bu trendler de dünyada ciddi anlamda talep görüyor ve takip ediliyor."