Türk-İş yeni asgari ücrete muhalif kaldı
Türk-İş, asgari ücretin bilimsel hesaplarla belirlenebileceğini ve Anayasa’da yer alan 'geçim şartları' uyulmadığını belirterek yeni asgari ücret zammına imza atmadı.
Yeni yılda asgari ücrete yüzde 8 zam yapıldı. Böylece asgari ücret net 1.404 liraya çıktı. Karar işveren tarafını temsil eden TİSK ve hükümet tarafından ortak alındı. İşçi tarafını temsil eden Türk-İş karara muhalif kaldı. Karar sonrası Türk-İş, "Sadece bekar bir işçinin aylık harcama tutarı net 1.668,90 TL’dir. Devlet sosyal koruma görevini iktisaden zayıf olan işçiden yana kullanmadı" açıklamasını yaptı.
Türk-İş karşı oy gerekçesini şu şekilde açıkladı:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi kesimi adına görev yapan Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) temsilcileri, işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çokluğu görüşüyle 2017 yılı için belirlediği asgari ücrete aşağıdaki gerekçeyle katılmamış ve muhalif kalmışlardır:
“Anayasanın 55 inci maddesinde ‘asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur’ düzenlemesi yer almaktadır.
Asgari Ücret Yönetmeliğinde ise ‘işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin, gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret’ olarak asgari ücret tanımlanmaktadır.
Asgari ücret, çalışanların düşük ücretlere karşı korunmasını ve emek sömürüsünü önlemeye yönelik önemli ve etkin bir sosyal politika aracıdır. İnsan temel hak ve özgürlüklerinin tanımlandığı tüm uluslararası sözleşmelerde, herkesin kendisi ve ailesi için “insan onuruna yaraşır” adil ve elverişli bir ücret hakkı olduğu kabul edilmektedir.
İşçi temsilcileri, mevcut asgari ücrete hedeflenen enflasyon ya da biraz üzerinde belirlenecek oranda yapılacak bir artışın yeterli olmayacağını, olumsuz yaşama şartlarını düzeltmeyeceğini, bu nedenle kabul edilemez olduğunu ifade etmişlerdir.
İşçi temsilcileri asgari ücreti belirleme çalışmaları sırasında temel alınması gereken ilkeleri aşağıdaki biçimiyle açıklamış ve talep etmiştir:
1. Anayasa’da yer alan “geçim şartları” yaklaşımına öncelikle uyulmalıdır.
2. İşçinin ailesi ile birlikte günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir tutar olmalıdır.
3. Belirleme yapılırken, işçinin ve ailesinin bilimsel olarak belirlenmiş harcama kalıbı esas alınmalı ve hesaplamalarda TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verileri kullanılmalıdır.
4. Perakende fiyatlar kullanılarak hesaplanan net harcama tutarı, işçinin eline net geçecek biçimde düzenlenmelidir.
5. Asgari ücret, sanayi/tarım ve yaş, cinsiyet ayırımı yapılmadan yine ulusal düzeyde tek olarak belirlenmelidir.
6. İşçilerin arasında nitelik, kıdem, işin mahiyeti gibi ekonomik amaçlı değerlendirmelerin tümünden bağımsız olarak ele alınmalı, ekonomik ölçülerin ötesinde sosyal bir ücret olarak kabul edilmelidir.
7. İşçinin satın alma gücünün ileriye dönük olarak korunabilmesi için gerekli bir iyileştirme ayrıca ilave edilmelidir.
8. Asgari ücret belirlenirken, gelir dağılımında adaleti yönelik olarak ayrıca refahtan pay verilmelidir.
9. Ücretlerde adaleti sağlamak açısından, en düşük devlet memuru maaşı da dikkate alınmalıdır.
Yaşama maliyetinin çok altında
İşçi temsilcileri, asgari ücret çalışmaları sırasında bu ilkeleri savunmuş ve asgari ücretin bu çerçevede belirlenmesi ve kabul edilmesi için çaba göstermiştir.
Asgari ücretin belirlenmesindeki göz önünde bulundurulması öncelikli ilke olan ‘çalışanların geçim şartları’ devletin resmi kurumu Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından ortaya konulmuştur. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun verdiği görev doğrultusunda TÜİK çalışanların geçim şartlarını hesaplamıştır. Devletin resmi kurumunun Komisyona sunduğu hesaplamaya göre, 2016 Kasım ayı itibariyle ağır bir işte çalışan bekar bir işçinin aylık harcama tutarı net 1.668,90 TL’dir. Yapılan bu hesaplamada ‘çalışanın ailesi’ dikkate alınmamıştır. TÜRK-İŞ’in (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) 30 yıldan bu yana her ay düzenli olarak yaptığı ‘Açlık ve Yoksulluk Sınırı’ araştırmasına göre tek bir işçinin yaşama maliyeti ise aynı dönem itibariyle net 1.761,74 TL’dir. TÜRK-İŞ ile TÜİK’in verileri uyumludur.
Bilindiği üzere, asgari ücret pazarlık ücreti değildir. Bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücrettir.
İşçi kesimi, öncelikle TÜİK tarafından belirlenen net tutarın temel alınmasını, sonradan 2017 yılı için öngörülen enflasyon hedefi ile refah payı ilavesi gerektiğini, sonuç itibariyle, bu yöntemle belirlenecek asgari ücretin önemli adım ve başlangıç olacağını Komisyonda ifade ve talep etmiştir.
Sosyal politikaların bir yansıması
Ancak işçi kesiminin bu talebi bile Komisyonda görev yapan işveren-devlet kesimi temsilcileri tarafından dikkate alınmamıştır. Asgari ücret pazarlık konusu yapılmış ve düşük belirlenerek, oy çokluğuyla kabul ve ilan edilmiştir.
Bu yaklaşım gelir eşitsizliğini ve adaletsizliği daha da büyütmektedir. Kararlaştırılan asgari ücret, ülkede uygulanmakta olan ekonomik ve sosyal politikaların bir yansımasıdır. Devlet sosyal koruma görevini iktisaden zayıf olan işçiden yana kullanmamıştır.
2017 yılı gelir vergisi tarifesi oranları aynı kalmış, gelir vergisinin sadece ilk dilimi yüzde 3,17 oranında artırılmıştır. Bu düzenleme ile ücretliler bu yıl daha da fazla vergi ödemek zorunda kalmaktadır. Asgari ücretliler üzerinde bile taşınmaz boyutlarda vergi yükü bulunmaktadır. Aynı şekilde, sosyal güvenlik için kesilen prim asgari ücretli için yüksektir. Ancak işverenlerin sosyal güvenlik primi 5 puan indirimi uygulaması yanında işgücü maliyeti artışını karşılamak için ayrıca teşvik verilmektedir. Türkiye, ücretten yapılan kesintilerin yüksekliği bakımından OECD üyesi ülkelerin başında gelmektedir. Ülkemizdeki asgari ücret düzeyi çoğu AB üyesi ülkelerin gerisindedir. Türkiye’nin rekabet şartlarını düşük ücret politikasıyla sağlaması mümkün değildir.
'Toplum beklentilerini karşılamadı'
Asgari ücret artışını gerekçe yaparak, çalışanların işsizlik ve kayıtdışı istihdamla karşı karşıya bırakmanın doğru bir yaklaşım olmadığı açıktır. Komisyonun işveren-hükümet temsilcileri tarafından belirlenen asgari ücret, işçilerin ve toplumun beklentilerini karşılamamıştır. Bu durumun iş barışını ve sosyal barışı bozabileceği endişesi maalesef devam etmektedir.
Ülkenin milli birlik ve beraberliği her şeyin üzerindedir. İşçiler olarak biz bunun gereğini her fırsatta yerine getirdik. Ancak, işçiye karşı yükümlülüklerin yerine getirilmesi beklentimiz karşılanmamıştır.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işveren-devlet kesimi temsilcilerinin oy çoğunluğuyla belirlenen asgari ücrete, gerek miktar ve gerek belirleme yöntemi açısından yukarıda sıraladığımız gerekçelerle katılmıyoruz ve işçi kesimi olarak muhalif kalıyoruz.” "