Türk tasarımı iş makineleri ile dünya devlerini titretiyor

İşçi olarak girdiği Karayolları'ndan burs alıp mühendis olan, kurduğu Hidromek ile dünya devi iş makinası üreticilerine kafa tutar hale gelen Hasan Basri Bozkurt, Rusya'da yeni bir fabrika kurmanın arifesinde.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem ERMİŞ BEYHAN

İSTANBUL - Yıl 1965... Erzincanlı lise mezunu bir genç, Ankara'da Karayolları'nda işçi olarak çalışmaya başlar. 2 yıl sonra "Ben bu şekilde ne kendime ne de memleketime faydalı olabilirim" der ve Amerikan yardımı sırasında Karayolları'na verilen o dev iş makinalarını daha yakından tanıyabilmek için mühendislik okumaya karar verir. 4 yıllık eğitimini Karayolları bursu ile tamamlar ve Genel Müdürlüğe bu kez mühendis olarak girer. Yaklaşık 20 yıl sonra Türkiye'nin ilk kendi tasarımı olan iş makinesini üretecek olan bu genç, 2012'de ise Tahiti'den Avustralya'ya 50 ülkeye ihracat yapan bir sanayi devi Hidromek'in sahibi olan Hasan Basri Bozkurt'tur... 
"İş makineleri ile tanışmam ve onlara ilgim Karayolları'nda işçi iken başladı. Bir gün bu makineleri üretmek fikri hep hayalim oldu" diyor Hidromek Genel Müdürü Hasan Basri Bozkurt. Ancak o tarihlerde Türkiye'de yokluklar dönemi, döviz sıkıntısı had safhada. Bozkurt'un ise iş makinesi üretme hayalini gerçekleştirmek için ne sermayesi var ne de deneyimi. Onu bursla mühendis yapan Karayolları'nda 4 yıl çalıştıktan sonra 1977 yılında hayalini gerçekleştirmek için ilk adımı atıyor, işinden ayrılıp 1978'de Hidromek'i kuruyor.

Ambargo yıllarında traktörden iş makinesi

Kıbrıs müdahalesi nedeniyle ambargo uygulanılan yıllar. İş makinesi ithal edilemiyor. Bozkurt hemen işe koyuluyor:
"Tarım traktörlerinde gerekli değişiklikler yapılarak, imal ettiğimiz yükleyici kazıcı ekipmanlarının montaj edilmesi yoluyla traktörü iş makinesine çeviriyorduk. Böylece, müşterimiz ihtiyaç duyduğu makineyi ucuza mal edebiliyordu. Müşterilerimiz; şahıslar, belediyeler, devlet kuruluşları idi, kolayca satın alıp işlerini görüyorlardı. Bu 10 yıl böyle devam etti, biz de elde ettiğimiz karımızı sürekli işimize yatırarak sermayemizi ve üretim deneyimimizi artırdık." 1986-1988 yıllarında Ankara'nın doğal gaz boru hattı kazı çalışmaları Hidromek'in traktörlerden dönüştürdüğü kazıcı yükleyiciler ile gerçekleştirilir.

Türkiye'nin ilk yerli iş makinesini 89'da üretti

Bu 10 yılda gerekli tüm sermaye, know-how, tecrübe, ekip ve güven oluşur ve önemli bir adım daha atılarak Hidromek 1989'da tasarımı kendine ait olan yükleyici/kazıcıyı üretmeye başlar. Hidromek sonraki 10 yıl sadece iç pazara odaklanır, satış ağını kurar. 1999 ise ilk ihracata imza atılır. Bugün şirket, ilk ihracat yaptığı Tunus'ta pazar lideri. Avustralya'dan Jameika'ya, Japonya'ya ve AB'ye 50 ülkede Hidromek'in ürettiği iş makineleri kullanılıyor. Bundan sonraki hedefi ise Hasan Basri Bozkurt, "Yeni hedefimiz, vizyonumuz Hidromek'i bir dünya markası yapmak" sözleri ile açıklıyor.

Global devlere kendi evinde kafa tutuyor

2000 yılında kazıcı/yükleyici üretimine ilave olarak ekskavatör üretimine başlamış Hidromek. Bu makinelerin tasarımları ve know-how'ları yine Hidromek'e ait. Şimdi şirket iş makineleri ile kendi pazarlarında devlere kafa tutuyor.
Peki ya bundan sonra? Hedefler çok iddialı... Türkiye'nin 2011 yılı iş makinaları toplam pazar hacmi 1.7 milyar dolar. Bunun 1.2 milyar doları ihracat. Hasan Basri Bozkurt planlarını şöyle anlatıyor: "2023 yılında Türkiye'nin 12 milyar dolarlık ihracatı yapar hale gelmesi öngörülüyor. 2023 yılında, yerli üreticilerin iç ve dış pazarlara cevap vermeleri için yaklaşık 17 milyar dolarlık bir Üretim hacmine sahip olmalarını gerektiriyor. Bu da demektir ki sektörümüzde 5 milyar dolarlık bir yatırım yapılması lazım. Biz böyle bir pazarın gereksinimlerini karşılamak için yatırımlarımızı ona göre yönlendirmekteyiz, yapı taşlarını ona göre kurgulamalıyız."

Rusya'da ve Anakara'da yeni fabrikalar kuracak

Bozkurt bu vizyonla belirlemiş hedeflerini. Şöyle anlatıyor:
"Yurt dışında satış ve bayi teşkilatımızı geliştiriyoruz. Avrupa ülkelerine daha iyi hizmet vermek ve pazara yakın olmak, müşterilerimizi daha iyi tanımak amacıyla İspanya'nın Barselona şehrinde ofisimiz ve yedek parça depomuzu kurduk. İspanya krizde ama biz oraya gittik, artık çıkmayız. Ayrıca gayet iyi durumdayız. Aynı şekilde Rusya'da da hizmet vermek için adım attık, şirketimizi kurduk. Bu pazarda 1000 iş makinemiz hali hazırda çalışıyor. İleriki aşamada Rusya'da yatırım da düşünüyoruz. Orada da yüzde 10 pazar payına ulaşacağız."
Bozkurt'un 2023 hedefi işte bu kapsamda şekilleniyor: "2023 yılında 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan, 2 milyar dolar cirolu bir şirket olma planımız var. Bu plan dahilinde Ankara'daki 4'üncü fabrika için 9 bin metrekarelik bir arazi aldık. Şu an yılda 4 bin makine üretiyoruz, bu rakamı 5 yılda 15 bin makine üretir hale gelebilecek yeni yatırımlar için hazırlanıyoruz."

340 yerli, 100 yabancı firmadan mal alıyor

+ Hidromek yılda 4 bin makine üretiyor.
+ Ürünleri, kabinleri başta olmak üzere dünyaca bilinen pek çok şirketten tasarım ödüllerini topluyor.
+ Yükleyici-taşıyıcılarda Türkiye'de pazar payı yüzde 43.
+ Türkiye'de 340 tedarikçisi var. 100 yabancı şirketten de mal alıyor. Yurtdışı bayi sayısı 100'ü aşıyor.
+ Şirketin çalışan sayısı 1300'ü bulmuş durumda.
+ Hidromek Turqualty kapsamında. Bozkurt, "Hem maddi hem de manevi olarak çok faydalı" diyor.

Maaşla çalışan patron

Hasan Basri Bozkurt, çok mütevazı bir şirket sahibi. "Ben kazandığımı hep işe yatırdım, şirketten maaş alırım. Üstü gerekirse bir sonraki maaşımdan keserler" diyor. Yıllar boyunca kazandığını hep yatırıma döndürmüş, özkaynakları güçlendikçe şirketinin krizlerde nasıl büyüdüğünü görmüş... 1978'den beri neredeyse hiç kar dağıtmamış şirket. Bozkurt, "Sadece oğlumun düğünü öncesinde nakit ihtiyacı nedeniyle bir kar dağıtımı yaptık" diyor. Şirketin sermaye yapısı böyle olunca yabancılar da peşini bırakmıyor. Fonlardan, global şirketlerden ortaklık teklifleri var ama Bozkurt çok net, "İlgilenmiyorum" diyor.

Başbakan'la konuşsam bomba etkisi olacak 2 önerimi anlatırım

Hasan Basri Bozkurt, yerli otomobilin hala hayal olduğu bugün, 20 yıl önce ilkini ürettiği yerli iş makinelerini dünyaya satıyor. Bu vizyona sahip bir işadamına "Elinizde güç olsa Türkiye ekonomisi için ne yapardınız?" diye soruyoruz. Heyecanla anlatıyor:
"Başbakanın yerinde olsam eğitime öncelik veririm. Mesleksiz, vasıfsız, umutsuz milyonlarca kişi var Türkiye'de. İş bulamayan lise mezunu bu umutsuz gençler için bir çözüm üretmek gerek. Ben, 9 ay sürecek teknik eğitimlerle bu gençlerin iş hayatına katılabileceğini düşünüyorum. Önemli bir vasıflı eleman ihtiyacı var. Bu paralelde bir şirket yatırım yapıyorsa, bu yatırım tutarı o yılın vergisinden yüzde 100 düşülür. Bu da yatırımlara büyük hız verir. Bu iki önlem bir arada gerçekleştirilirse bomba etkisi yapar."

Fabrikalar okul oldu
Hasan Basri Bozkurt, kendi yaşam hikayesinin de etkisiyle eğitimin önemine yürekten inanıyor. Bu yolda çok önemli adımlar atmış, sözde değil gerçekten elini taşın altına koyarak eğitimle ilgili çalışmalar yapıyor. Öncelikle Hidromek, Türkiye'de rekor denilebilecek sayıda, 100'e yakın stajyer çalıştırıyor. Tunceli Üniversitesi ile işbirliği yapılmış, bu üniversitenin mühendislik bölümünde okuyan öğrenciler tüm masrafları Hidromek tarafından karşılanmak üzere staja alınıyor. Bozkurt, Ankara 1. Organize Sanayi Bölgesi kapsamında yaptıkları ve örnek teşkil edecek diğer bir çalışmayı ise şöyle anlatıyor:
"Sanayinin ihtiyacı olan nitelikli eleman yetiştirmek için Ankara OSB olarak bir çalışma grubu oluşturduk ve Sanayici Eğitim İşbirliği Kurulu oluşturduk. Avrupa'nın gelişmiş ülkelerindeki mesleki eğitim sistemlerini inceledik. Gördük ki öğrenciler ilkokulan sonra becerilerine göre ayrıştırılarak yeteneklerine göre eğitim aldığında çağın gerektirdiği eğitim modeli yakalanabiliyor. Okul-Sanayi Eğitim Programları (OSEP) modelini böyle yarattık. Bu amaçla Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol hazırladık. Bu kapsamda OSB bünyesinde kurulan okulumuzda mesleğin teorik ve pratik eğitimlerini veriyoruz. Öğretmenlerimizin yanı sıra derslere sanayicilerimiz de bizzat katılabiliyor. Öğrenciler bir işletme ile sözleşme yapıyor. Eğitim sonunda öğrenciler bu işletmede çalışma imkanı buluyor. Şu anda okulumuzda metal teknik, elektroteknik ve otomotiv bölümleri var. Hidromek'in 5 sınıfı bulunuyor. Kendi elemanımızı burada kendimiz yetiştiriyoruz. Çocuklarımızın aileleriyle iletişimden kitap okumalarına kadar her konuyla ilgileniyoruz."

Okula ilkokulu bitirdiği yıl müracaat eden, 3 not ortalamasını tutturan ve beceri testini geçen öğrencilerin alındığını anlatan Bozkurt, 3 yıl süreli ikili mesleki eğitim programında kurulan Ortak Eğitim merkezleri ile KOBİ ölçeğinde olup, bünyesinde bir eğitim merkezi kuramayan şirketler için de çözüm üretildiğini anlattı. Bugün OSEP bünyesinde 266 öğrenci bulunuyor. Yemekten servise, eğitim materyaline kadar tüm ihtiyaçları sağlanan öğrenciler sigortalanıyor ve asgari ücretin yüzde 30'u kadar ücret alıyor. OSEP bünyesinde  kısa süreli eğitimler de veriliyor. Hidromek bu kapsamda İş Makinaları Servis Elemanı eğitimi adıyla bir program başlatmış. Bu kapsamda 23 öğrenci 4 ay boyunca eğitilmiş.

Bu konularda ilginizi çekebilir