Türkiye ekonomisi önemli bir sıçrama yapabilir

Türkiye ekonomisinin büyüme sürecini, gelecek dönemdeki risk ve fırsatlarını Wall Street Journal'a değerlendiren Suzan Sabancı Dinçer: Türkiye yatırım yapılabilir notunu alırsa, ekonomi önemli bir sıçrama yapacaktır.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

İSTANBUL - Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üyesi Suzan Sabancı Dinçer, Türkiye'nin yatırım yapılabilir notunu alması halinde, ekonomisinin önemli bir sıçrama yapacağını belirterek, "Finansal istikrar sürdüğü sürece, büyük olasılıkla notumuz yükselecektir. Piyasalar bu nedenle Türkiye konusunda bu kadar iyimser" görüşünü paylaştı.
 
Wall Street Journal, "Pazartesi Röportajı" köşesinde yer alan "Akbank Türkiye ile beraber yükseliyor" başlıklı röportajda, Suzan Sabancı Dinçer'in Türkiye ekonomisinin büyüme sürecine ve gelecek döneme ilişkin risk ve fırsatlara ilişkin değerlendirmelerine yer verdi.
 
Suzan Sabancı Dinçer'in 30 yıllık kariyeri boyunca, Türkiye'nin, siyasi ve ekonomik krizlere açık, geride kalmış bir ekonomiden bölgesel bir güç haline dönüştüğünün belirtildiği röportajda, 2011 yılında yüzde 8,5 ile Çin ve Arjantin'den sonra en hızlı büyüyen ekonomi olma başarısı gösterdiği vurgulandı.
 
Sabancı Dinçer'in "Türkiye büyüdükçe Akbank da büyüyor. Ülkemiz büyük hedeflere ve yüksek bir özgüvene sahip. Bu kapsamda bankacılık faaliyetlerimiz için de çok büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz" ifadelerine yer verilen röportajda, şunlar kaydedildi:
 
"Suzan Sabancı Dinçer, ekonomik manzaranın çok daha fazla büyüme potansiyeli barındırdığına işaret ediyor; ancak Türkiye'nin büyüme sürecinin bazı riskler içerdiğini de belirtiyor. Sabancı Dinçer, cari açığa ve düşük iç tasarrufa bağlı olarak yerel fonlama olanaklarının kısıtlı olmasına dikkat çekiyor."
 
Türkiye ekonomisindeki potansiyelin Ortadoğu'ya ilişkin kaygıları geri plana ittiğinin belirtildiği röportajda, Türkiye'de finansal piyasaların Suriye'de yaşanan gelişmelerden etkilenmediğine de işaret edildi.
 
Röportajda, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) endeksinin yılbaşından bu yana yüzde 37,5 yükseldiğine, aynı dönemde Akbank hisselerinin de yüzde 38,5 artış gösterdiğine dikkat çekilirken Suzan Sabancı Dinçer'in "İMKB 30 şirketleri söz konusu olunca, yatırımcıların Suriye'deki gelişmelerden etkilenmedikleri görülüyor. İMKB 30 içinde yer alan şirketler yabancı yatırımcılar için hala cazip. Bilançolarımızın kalitesi ve güçlü iş hacmimiz sebebiyle yabancı yatırımcılar daha çok uzun vadeli fotoğrafa bakıyor" sözlerine yer verildi.
 
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin kredi notu konusundaki yaklaşımlarına da değinilen röportajda, Suzan Sabancı Dinçer, "Eğer Türkiye yatırım yapılabilir notunu alırsa, ekonomi önemli bir sıçrama yapacaktır. Finansal istikrar sürdüğü sürece, büyük olasılıkla notumuz yükselecektir. Piyasalar bu nedenle Türkiye konusunda bu kadar iyimser" değerlendirmesinde bulundu.
 
Karlılık tabii ki önemli, ancak sürdürülebilirlik de bir o kadar önemli
2001 krizi deneyimlerinden yola çıkarak "sürdürülebilirlik" kültürü ve ihtiyatlılık konusundaki düşüncelerini de aktaran Suzan Sabancı Dinçer, "2001 krizi öncesindeki dönemde kurum olarak bazı bankacılık ürünlerinde agresif bir politika izlemediğimiz için eleştirildiğimiz günleri hatırlıyorum. Kriz sonrasında haklı olduğumuz ortaya çıktı. Karlılık tabii ki önemli, ancak sürdürülebilirlik de bir o kadar önemli" şeklinde konuştu.
 
Sabancı Dinçer'in sürdürülebilirlik konusundaki görüşlerinin, Türk hükümeti ve Merkez Bankası yetkililerinin ekonomik büyümenin yüzde 5 seviyesinde tutulması ve ülkeye uzun vadeli sermaye çekilmesi hedefleriyle de paralellik gösterdiği belirtilen röportajda, önümüzdeki döneme ilişkin dikkat edilmesi gereken iki konunun cari açık ve kısa vadeli yabancı sermaye ihtiyacı olduğu, yüzde 7,5 düzeyinde bir cari açık oranının ekonomistler tarafından hala yüksek bulunduğu ve oranın GSMH'nin yüzde 4'ü seviyesine gerilemesi gerektiği vurgulandı.
 
Akbank'ın ve Türk bankacılık sektöründeki diğer kuruluşların ekonomiye sermaye enjekte etmek için iyi bir durumda bulunduklarına dikkati çeken Suzan Sabancı Dinçer, şunları kaydetti:
 
"Yüzde 17 gibi yüksek bir sermaye yeterlilik oranı ve 7'ler seviyesindeki düşük bir kaldıraç oranı ile Akbank, çok güçlü bir bilançoya ve uluslararası sermaye piyasalarından kolaylıkla borç alabilme kabiliyetine sahip. Bankalar olarak güçlü bilançolarımız ve ekonomimizin artan itibarı sayesinde, daha uzun vadeli ve avantajlı fon kaynakları sağlamalıyız. Bu sayede Türkiye'nin ihtiyacı olan proje finansmanı faaliyetlerini desteklemeye devam edebiliriz."
Son 25 yılda pek çok çalkantılı dönemden geçtik. Türk bankacıları olarak çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Çok dinamik bir sektörde çalışıyoruz. Her anımız dolu dolu geçiyor."