Türkiye yeniden yabancıların markajında
PricewaterhouseCoopers (PwC) Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, yeni hükümetin Ortodoks politikalara dönüş sinyali vermesinin yatırımcılar tarafından olumlu karşılandığını söyledi. Yatırımcının uzun vadeli plan görmek istediğini söyleyen Cenk Ulu, “Türkiye bir süredir yatırımcıların radarına girmiş durumda. Bu ilginin sürmesini bekliyoruz” dedi.
Birol BOZKURT
Dünyanın 152 ülkesinde 688 şehirde 328 bin çalışan ile faaliyet gösteren PricewaterhouseCoopers (PwC) Türkiye’de 1981 yılından bu yana faaliyet gösteriyor.
2 bin 600 çalışanı bulunan firma Eskişehir’de yeni bir ofis açtı. İlk aşamada 150 çalışan ile yola çıkan PwC Türkiye Eskişehir ofisinde bu sayının kısa süre içinde 300 orta ve uzun vadede 500 olması hedefleniyor. PwC Türkiye, İstanbul’dan sonraki ikinci büyük lokasyonu olan Eskişehir ofisinden Avrupa’ya hizmet ihracı da yapmayı hedefliyor.
Açılış etkinliğinde konuşan PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, Türkiye’nin çok büyük bir yatırım potansiyeli olduğunu ve Türkiye’ye yatırımcı ilgisinin son dönemde arttığını söyledi. Türkiye’de 100 yıldır Türkiye’de olan büyük yabancı markalar olduğunu altını çizen Cenk Ulu, “Onlar Türkiye’den bir günde vazgeçmez. Türkiye’yi tanıyan firmalar mevcut yatırımlarına devam eder. Türkiye’ye yatırım ilgisi bir dönemdir var.
Çin’e alternatif arayan firmalar için Türkiye önemli bir oyuncu olarak öne çıkıyor. Türkiye’nin hem sanayi üretim kapasitesi hem lojistik altyapısı hem de bulunduğu konumu itibarıyla alternatif olma konumu oldukça güçlü” diye konuştu.
“Yatırımcı uzun vadeli plan görmek istiyor”
Yeni büyük yatırımların gelmesinin uzun sürebileceğine dikkat çeken Ulu, “Ortodoks politikalara geçmeye yönelik Bakanlar Kurulu’nu görmek yatırımcılar için pozitif bir etki yaptı ancak daha fazlasını görmek istiyor. Yatırımcılar Orta Vadeli Programda ekonomik, hukuk ve vergi düzenlemelerini görmek isteyeceklerdir.
Yatırımcı çekmek için batı bloğundaki yatırımcılara güven vermek gerekiyor. Yatırımcılar öngörülebilirliğe büyük önem veriyor, bir mevzuat değişikliğini 6 ay öncesinden görmek istiyor” diye konuştu. Türkiye’nin çok güzel bir teşvik programı olduğunun altını çizen PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu, “Türkiye’ye olan ilgi eskisine göre daha yüksek, özellikle seçimden önce ilginin arttığını görüyoruz.
Bir dönem hiç ilgi görmemiştik. Türkiye’de kimya, gıda veya ihracat yapan şirketlere yurt dışından her zaman ilgi oluyor. Türkiye’nin üretim kapasitesi çok iyi durumda, bunlara ilgi sürekli olarak var. Ancak şunu da söylemek gerekiyor, Türkiye’ye hiç gelmemiş bir markanın yeni yatırım yapması gibi bir durumu uzun süredir görünmüyor” ifadelerini kullandı.
“Türk firmalar yurt dışında büyüyor”
Türkiye’den yurt dışına açılan firmaların sayısının arttığını söyleyen Cenk Ulu, “Büyümek için firmaların yurt dışına açılması gerekiyor. 2022 yılında Türk firmaların yurt dışına yatırımları yüzde 7 büyüyerek 58 milyar dolara yükseldi. Türk firmaların yurt dışı yatırımları 2016 yılında 39 milyar dolar iken 2017 yılında bu rakam yüzde 17 büyüyerek 47 milyar dolara çıkardı. 2022 itibarıyla Türkiye'de yerleşik yatırımcıların yurt dışında toplam 2 bin 43 yatırımı bulunuyor ve bu yatırımlar 168 bin kişiye istihdam sağlıyor” diye konuştu.
Dünyada da Türkiye’de de bürokrasinin artmasının ciddi bir sıkıntı olarak görüldüğünü belirten Cenk Ulu, “Ülkelerin yaklaşımları eskisi gibi liberal değil, devletlerin müdahaleleri arttı. Sadece Türkiye’de değil dünyada da bu tarz müdahalelerin sayısı arttı. Ancak ABD’de böyle bir müdahale olduğu zaman onlar oyun kurucu olduğu için şirketler bunu stres olarak almıyor. Türkiye gibi sermaye birikimi düşük tasarrufu zayıf ülkelerde yatırımcılar öngörülebilirlik istiyor” dedi.
“OSB’ler Türkiye’nin markasıdır”
Türkiye’nin üretim kapasitesi nin çok iyi durumda olduğunu anlatan Cenk Ulu, “Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) Türkiye’nin markasıdır. Dünyaya ne ihraç edersiniz diye sorarsanız OSB kültürünü ihraç ederim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk gece yaptığı üretim, istihdam açıklamalarına ek olarak Mehmet Şimşek’in açıklamalarının pratiğe döndüğünü ve uzun dönemli bir program görürsek o zaman yatırımcıya güven sağlar. Ancak politikalardan sapma olursa yatırımcıların kararlarını ciddi anlamda etkiler” diye konuştu.
“Çin’in geri gelmesi söz konusu değil”
Çin geri geldi gibi bir söylemin doğru olduğunu düşünmediğini ifade eden Cenk Ulu, “Çin’in geri gelmesi demek dünya politikasının ciddi anlamda değişmesi demek olur. Çin’e çok ciddi yeni yatırım yapan batılı firma yok hatta ABD’li firmalar çıkmaya başladı. Türkiye fırsatı kaçırmış değil. Teşvik belgesi sayısı son 3 yılda 30 bini geçti. Bugün OSB’lerde yer yok hatta çalışacak işçi bulamıyorsunuz. İhracatı 26 milyar dolardan 250 milyar dolarlara gelen bir Türkiye var bunu unutmamak lazım” dedi.
“Halka arzda tek amaç finansman olmamalı"
Halka arzların son dönemde finansa ulaşmanın bir yolu olarak görülmeye başlandığına dikkat çeken Cenk Ulu, “Halka arz için bekleyen çok firma var. Finansmana ulaşmanın getirdiği zorluk firmaları halka arza yönlendiriyor. Finansmana yönelik sorunlar çözülürse halka arzı tercih eden şirket sayısı azalacaktır. Halka arzların sebebi kurumsallaşmak ve büyüme odaklı olmalı. Tek başına finansmana erişim halka arz için sebep olmamalı” ifadelerini kullandı.