Türkiye, yüzde 15.75 ile faizde tekrar liderliğe oturdu

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, piyasalar tarafından bekleneni yaptı ve gecelik faiz oranını 0.50 puan artırarak yüzde 15.75'e, borç verme faiz oranını da yüzde 19.75' e çıkardı. Böylelikle Türkiye faizdeki liderliğini 1 aylık aradan sonra tekrar geri aldı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu bu yılın beşinci toplantısını dün gerçekleştirdi. Kurul toplantısından çıkan sonuç piyasanın beklediği yönde oldu ve faiz oranları 0.50 puan artırıldı. Böylelikle Türkiye dünyadaki faiz liderliğini 1 aylık bir aradan sonra İzlanda'nın elinden almış oldu. PPK toplantası sonrasında yapılan açıklamada, Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası'nda saat 16.00-17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranının yüzde 11,25'ten yüzde 11,75'e, borç verme faiz oranının yüzde 22,25'ten yüzde 22,75'e, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla gecelik ve bir haftalık vadelerde tanınan borçlanma imkanı faiz oranının yüzde 18,25'ten yüzde 18,75'e yükseltildiği belirtildi. Türkiye'nin 0.50 puanlık artırımı sonrasında yüzde 15.75'lik gecelik faiz oranındaki liderliğini, İzlanda yüzde 15.50, Sırbistan yüzde 14.5, Güney Afrika yüzde 11.50 ve Brezilya yüzde 11 ile izliyor. MB'nin tahminleri esas alınmalı Yakın dönemde açıklanan verilerin Nisan Enflasyon Raporu'nda sunulan görünümü teyid ettiğine yer verilen PPK açıklamasında, önümüzdeki dönemde para politikası kararlarının enflasyonun söz konusu tahminlere yakın gerçekleşmesine odaklanılacağı ve iktisadi birimlerin de beklentilerini oluştururken Merkez Bankası'nın tahminlerini esas almasının önem taşıdığına işaret edildi. Gıda ve enerji fiyatlarındaki yükselişin genel fiyatlama davranışlarını olumsuz etkilemesini önlemek için gerekli tedbirleri almaya devam edeceğine vurgu yapılan açıklamada, PPK'nın bu doğrultuda, gerektiği taktirde önümüzdeki dönemde de ölçülü faiz artışını gündeminde tutacağının altı çizildi. Kurul, bundan sonraki olası faiz artışının miktarı ve zamanlaması küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olacağını da belirtti. Beklenen oldu Finansinvest Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, "Merkez Bankası'nın artan enflasyon risklerine ve orta vadeli enflasyon bekleyişlerindeki bozulmaya tepkisi, genel piyasa beklentisine uygun olarak 50 baz puanlık faiz artışı şeklinde gerçekleşti. Merkez Bankası, her ne kadar toplam talep koşullarının enflasyonu düşürmede yardımcı olacağını düşünse de, yüksek gıda ve enerji fiyatları ile bozulan fiyatlama davranışının enflasyonla mücadele programını tehlikeye atmasına izin vermeyeceğini güçlü bir şekilde teyid etmiş oldu. Ancak, Merkez Bankası'nın bundan sonraki dönem için, enflasyonun yılın son çeyreğinden itibaren tekrar düşüş trendine gireceği beklentisini ve referans hedef olarak 2009 sonu tahmini olan yüzde 6.7'yi ön plana çıkarması, piyasa beklentilerinin bundan sonraki oluşumuna yön vermeye çalıştığı izlenimi yaratıyor. Gıda ve enerji fiyatlarındaki artışların devam etmesi ve bunun da enflasyon beklentilerini daha da yukarıya çekmesi durumunda, Merkez Bankası faiz artırımına devam etmekten kaçınmayacağını açıkça söylüyor. Diğer taraftan, sözkonusu unsurların olumlu gelişmesi durumunda ise, faiz artırımlarına ani ana verileceği sinyalini de alıyoruz. Dolayısıyla, bir sonraki faiz artırımının zamanlaması ve miktarını tamamen koşulların gelişmine bırakmış görünüyor. Bu arada, dikkat çekici bir nokta ise, maliye politikası hedeflerinde yapılan son revizyonlarla ilgili herhangi bir değerlendirmenin bulunmaması."