Türkiye’yi yüzde 4 büyütecek hızı yakaladık
Kredilerde geçen yılın son çeyreğinde başlayan canlanma bu yılın ilk çeyreğinde KOSGEB ve KGF rüzgarının yarattığı etki ile sürdü. TBB Başkanı Aydın, "Bu kredi büyümesi Türkiye ekonomisinin yıllıkta yüzde 4 büyüme patikasına girdiğini gösteriyor" dedi.
Ece CEYHUN
Türk bankacılık sektöründe bu yılın ilk çeyreğinde kredilerin artış hızı son 6 yılın en iyi büyümesine işaret etti. İlk çeyrekte TL ticari kredilerin verdiği ivmeyle yüzde 7 artan kredi hacmi, geçen yılın toplam 9 aylık kredi büyümesinin de üzerine çıktı. Bu ivmenin korunması halinde bankacılık sektöründe, bayram gibi mevsimsel etkilerde düşünüldüğünde yıllık kredi büyümesinin yüzde 25-30 aralığına gelebileceği hesaplanıyor. Şubat ayı sonu verileriyle son 5 yılın en iyi kredi büyümesini yapan sektör böylece ilk çeyrek verileri ile 2011 öncesi ivmeyi yeniden yakalamış olacak. Bu kredi genişlemesinin ise Türkiye ekonomisini büyümede yüzde 4 patikasına doğru yönlendirirken yüzde 5-6’lık büyüme için dünya ekonomilerinin de baharı yaşaması gerekiyor.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, TBB Başkan Vekili Ümit Leblebici, TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin ile sektörün ilk 3 aylık performansını konuşup gündemdeki gelişmeleri değerlendirdik. “Pozitif okumamızı gerektiren gelişmeler oluyor” diyen Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, kredi hacminde yaşanan yükselişin yanı sıra karşılıksız çek oranlarının 2011 yılından beri düştüğünü, sorunlu kredilerin azaldığını ve takibe düşen müşteri sayısında gerileme olduğunu işaret etti.
TBB Başkan Vekili Ümit Leblebici de bankacılık sektörüne yönelik eleştirilerin hep olacağını, herkesi memnun etmenin de çok zor olduğuna değinerek “Biz bu ülkede kurulmuş bankalarız. Türkiye’nin büyümesine yardımcı olacak her şey bankacılık sektörü içinde muhakkak iyidir. Bankacılık sektörünün ülkenin büyümesi ve gelişmesinden başka amacı olamaz bunu zaten kredilerin büyümesinde görüyorsunuz” dedi.
► Kredilerin yüzde 80'i şirketlere aktı:
Mart sonu itibariyle toplam kredi hacmi 1,862 milyar TL'ye ulaştı. Yılsonuna göre, 2017 yılının ilk üç aylık döneminde krediler 97 milyar TL arttı. Geçen yılın aynı döneminde artış 24 milyar TL'ydi. TL kredilerdeki büyümenin yüzde 80’den fazlası kurumsal kredilerden kaynaklandı. Bireysel krediler 15 milyar TL artarken, artışın yüzde 60’ı konut kredilerinde oldu.
► Her müşteriye imkan sağlıyor
KOSGEB kanalıyla 200 bin müşteri geldi. KGF kefaleti 120 bin müşteriye kullandırıldı. Sistem çalışıyor ve rayına oturdu. Kredilendirilebilir durumda olan her müşteriye yapılandırma ve/veya yeni finansman yoluyla imkan sağlanıyor.
Bundan alana stres testi mi var
TBB Başkanı Hüseyin Aydın, “Biz kağıt üzerinde yapılan stres testlerini gerçek hayatta yaşadık” diyerek Türkiye’de yaşananların dünyanın hiç bir yerinde bir bankanın stres testi ya da senaryosunda yer almayacağına dikkat çekti. Aydın, “Herkesin sanal ortamda, kağıt üstünde yaptığı testleri biz gerçekten yaşadık. Ama tüm bunlardan anladık ki sistem sağlıklı ve çok dirençli” dedi. Hüseyin Aydın, üstelik böyle bir dönemde Türk bankacılık sektörünün AB’den ‘eşdeğer ülke’ statüsünü aldığını da işaret etti.
Bu bir başarı hikayesidir
Hüseyin Aydın, Türkiye ekonomisi için 2016’nın son çeyreği ve 2017’nin ilk çeyreğinin bir başarı hikayesi olduğunu kaydederek “Görevlerimizi yaptık diye övünmek falan da istemiyoruz; işimizdir yapacağız, ama hiçbir şey yapılmıyor gibi bir algının da ülkeye haksızlık olacağını düşünüyoruz. Bunu da kanıtladık, sıkıntılardan çok daha çabuk çıkabiliyoruz. Diğer ülkelerle mukayese edildiğinde daha çabuk başarabiliyoruz bazı şeyleri. Ülkeye güvenin devam etmesini arzu ediyoruz” dedi.
Bu büyüme sürdürebilir olmalı
Hüseyin Aydın’da Ümit Leblebici de ilk çeyrekte yakalanan ivmenin bundan sonra sürdürülebilir bir şekilde devam etmesinin öneminin altını çizdi. TBB Başkan Vekili Ümit Leblebici, “Bankalar gerçekten kredi kanallarını açık tutmuş. Kredi Garanti Fonu bence iyi bir mekanizma, iyi kullanılması gereken mekanizma. Doğal olarak sistemde yaşanan olaylardan dolayı sıkışan bir takım müşteriler var ve bu müşterilerin tekrar işlerini hayata geçirebilmesi için desteğe ihtiyacı var. O desteğin de bankalar kanalıyla olması gerekiyordu. Şimdi kaynakları çok kısa zamanda bitirirsek o da yanlış. Bazı şeyleri zamana yayıp kullanmalıyız ki verimli olarak bize dönsün. Yoksa işin sürdürülebilirliği olmaz” dedi. Leblebici, bundan sonra Türkiye’nin reform ajandasına devam edip verimliliği artırması gerektiği üzerinde durarak sistemin akışkanlığını devam ettirmek gerektiğini anlattı. Verilen kredilerin zamana yayılarak belli bir devir hızıyla sisteme enjekte edilmesi gerektiğini aktardı. Gelen eleştirileri ve kamuoyu algısını hatırlattığımızda ise TBB Başkanı Hüseyin Aydın “Ben kamu bankasının genel müdürüyüm, Bankalar Birliği başkanıyım, ne bana Ziraat Bankası Genel Müdürü ne TBB Başkanı olarak hiç bir şey gelmedi. Ümit beye de gelmedi. Algı böyle oluyor. Böyle bir hava estirildi. Ama şimdi sistem oturdu daha da oturacak.”
Hızlı büyüme için dünyaya bahar gelmeli
Son 6 yılın en hızlı büyümesinin ardından Türkiye ekonomisinin yüzde 4 büyüyeceği tahminlerinin ardından Hüseyin Aydın, şu değerlendirmeyi yaptı: “Bankalar için iyi olanı değil, ülkemiz için iyi olanı yapıyoruz. Yüzde 4’ün üzerinde, yüzde 5-6 düzeyindeki büyüme rakamlarını küresel iyileşmelerle birlikte göreceğiz. Böylesi bir ortamda yüzde 3’ün üzerinde büyüme sağlamak hem Türk reel sektörünün hem bankacılık sisteminin makroda da Türkiye ekonomisini yönetenlerin büyük başarısıdır. Bunu göz ardı etmemek lazım. Bu kredi büyümesi Türkiye ekonomisinin yıllıkta yüzde 4 büyüme patikasına girdiğini gösteriyor. Daha fazlası için dünyaya da bahar gelmesi lazım” şeklinde konuştu. Leblebici ise “Dünya ekonomilerindeki toparlanma hızlanırsa biz yüzde 5-6’ları yakalarız. Dünya yavaşlarsa yüzde 3-4’te kalırız” diye konuştu.
Kaynak kısıtı sorunu devam ediyor
Hüseyin Aydın, KGF teminatlı krediler ile KOSGEB kredilerinde her bankanın üzerine düşeni yaptığını dile getirerek “Teminat açığı veya teminatın olmaması nedeniyle kredilerin çevrilmesinde, finansmana ulaşmakta yaşanan zorluklar önemli ölçüde aşıldı. Ancak, kredilerin artırılmasındaki temel sorunlardan bir tanesi olan TL kaynak kısıtı likidite üzerindeki etkisini daha fazla gösteriyor. Kredide önemli bir unsur olan teminat konusunda sağlanmış olan bu imkan gerekli ama yeterli olmuyor. Zira kaynak önemli bir unsur. Tasarrufun kıt olması, sektörün mevduat dışı kaynak imkanlarının bu koşullarda sınırlı olması nedeniyle sektörün kredi/mevduat rasyosunda kayda değer bir artış olmadığını görüyoruz” açıklamasını yaptı.
65 milyar lira yapılandı
Hüseyin Aydın, ilk çeyrekte verilen kredilerin ağırlıklı bölümünün ticari kredilerde olduğunu söyleyerek “83 milyar liranın 63 milyarı kurumsal müşteriye gitmiş. Ülkemiz için iyi olanı yapıyoruz, bankalar için iyi olanı değil. Eğer gücümüz vardıysa o gücü bu ülkenin zor zamanları için kullanmaktan bankacılık sektörü hiç vazgeçmedi. Sahada münferiden hatalar olabilir ancak sektör ekonomimiz için doğru olanı yapmaya gayret ediyor. Asıl olan ekonomik faaliyetin hızlanarak sürmesinin ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Biz geçen yıl ocakta hiç bir şey ortada yokken turizm sektörünün kredilerini yapılandırmaya gittik. Vadesi gelmiş bir krediyi tahsil etmememiz ve yeni vade vermemiz yapılandırmamız da bir kredi kullandırma işlemidir. Bunu yapmadığımız sektör kalmadı. 65 milyar lira yapılandırılmış kredi var” dedi.
Alınan önlemler rakamlara yansıyor
Karşılıksız çeklerde, tahsili gecikmiş alacaklarda ve takibe düşen müşteri sayısında yaşanan azalmada tüm ekonomik birimlerin tam bir koordinasyon içinde çalışmasının yarattığı sinerjiye de değinen TBB Başkan Vekili Ümit Leblebici, “İşler sadece piyasanın çalışması değil ekonominin de hızlanması için yapılması gerekenler vardı. Bir takım şirketlerin TMSF'ye alınması, kredi kanallarının açılması, ekonomide hareketin sağlanması gerekiyordu. Ve bu adımlar büyük bir başarı ile atıldı. Doğal olarak bunun sonucu da rakamlara yansımaya başladı. Gecikmiş alacaklarda yavaşlama, bilançoların daha düzelmesi, kredilerdeki büyüme hep bu ilk önlemlerin sayesinde oldu. Belirsizliği azaltmanız paraya erişimi kolaylaştırmanız gerekiyordu. Bu yapılınca sistemin çalışması sağlandı” değerlendirmesini yaptı.