TÜSİAD: IMF ile bir Stand-by anlaşması son derece gerekli
TÜSİAD'tan yapılan yazılı açıklamada, derneğin Washington, DC - New york temaslarına ilişkin bilgi verildi
İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), içinde bulunulan küresel ekonomik ve finansal kriz ortamında, Türk ekonomisinin göreli istikrarını ve kazanımlarını korumak ve krizin Türk ekonomisi üzerindeki etkilerini en aza indirgemek bakımından, uzun bir süredir yapılan görüşmelerin bir an önce sonuçlandırılarak, IMF ile bir Stand-by anlaşması yapılmasının son derece gerekli olduğuna inanıldığını bildirdi.
TÜSİAD'tan yapılan yazılı açıklamada, derneğin Washington, DC - New york temaslarına ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ başkanlığındaki TÜSİAD heyetinin, 13-15 Nisan 2009 tarihlerinde Washington, DC ve New York'ta temaslarda bulunduğu ve TÜSİAD tarafından yayımlanan "Rebuilding a Partnership: Turkish-American Relations For a New Era - A Turkish Perspective" (İttifakın Yeniden Yapılandırılması: Türkiye-ABD İlişkilerinde Yeni Dönem–Türkiye Perspektifi) başlıklı raporun tanıtımını yaptığı belirtildi.
Heyetin, temasları kapsamında, ABD'nin eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky, Brookings Enstitüsü Başkanı Strobe Talbott, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve Musevi-Amerikan kuruluşların temsilcileriyle görüşmeler yaptığı ifade edilen açıklamada, heyetin, bunların yanı sıra Brookings Enstitüsü ve German Marshall Fund gibi ABD'nin önemli düşünce kuruluşları ile çalışma toplantıları gerçekleştirdiği bildirildi.
Ermeni sorunu
New York'ta yapılan ve Credit Suisse ile Dış İlişkiler Konseyi (Council on Foreign Relations) ev sahipliğinde gerçekleştirilen toplantılarda ise Amerikan iş dünyası ve finansal sektör temsilcileriyle, küresel kriz çerçevesinde, ekonomik konular üzerinde fikir alışverişinde bulunulduğu belirtilen açıklamada. TÜSİAD heyetinin ayrıca, New York Times gazetesinde temaslarda bulunduğu kaydedildi.
Bu görüşmelerde ağırlıklı olarak, Türkiye-ABD ilişkileri, Başkan Obama'nın geçtiğimiz hafta Türkiye'ye yaptığı ziyaret, Türkiye'deki siyasi ve ekonomik gelişmeler, AB süreci, Ermeni sorunu ve ekonomik-ticari konuların gündeme geldiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"ABD Başkanı Obama'nın Türkiye ziyareti, Türkiye'ye atfedilen önemin vurgulanması ve Türk-Amerikan ilişkilerine güncel oluşumları dikkate alan taze ve sağlıklı bir bakış açısının hakim olmaya başlaması bakımından önem arz etmektedir. ABD cephesi de, ziyaret kapsamındaki bu olumlu gelişmeleri memnuniyetle karşılamıştır. Bu ziyaretin, ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olarak ele alınması ve kurumsal olarak içinin doldurulması gerekmektedir. Ziyaret kapsamında ekonomik ve ticari konulara ilk kez bu kadar önemli bir yer verilmesi sevindirici bir gelişme olup, bu hedef doğrultusunda, her iki ülke yönetimlerinin bir an önce harekete geçmesi ve bu ziyaretle yaratılan ivmenin her iki ülke için de somut kazanımlara dönüştürülmesi şarttır.
Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleşmesi yönünde atılan adımlar, hem ABD hem de Kafkaslardaki ülkelerle olan ilişkiler bağlamında büyük önem taşımaktadır. Kafkaslarda istikrarın sağlanması, enerji güvenliğinin artırılması, Rusya ile olan ilişkiler ve Dağlık Karabağ sorununa orta-uzun vadede bir çözüm getirmek bakımından bu sürecin devam ettirilerek, en kısa sürede somut sonuçlara ulaşılması vazgeçilmez bir hedef olarak belirlenmelidir."
Stand-By anlaşması
TÜSİAD'ın açıklamasında, "İçinde bulunduğumuz küresel ekonomik ve finansal kriz ortamında, Türk ekonomisinin göreli istikrarını ve kazanımlarını korumak ve krizin Türk ekonomisi üzerindeki etkilerini en aza indirgemek bakımından, uzun bir süredir yapılan görüşmelerin bir an önce sonuçlandırılarak, IMF ile bir Stand-by anlaşması yapılmasının son derece gerekli olduğuna inanılmaktadır" denildi.
Aynı zamanda, yapısal reformların sürdürülerek, uluslararası alanda Türk ekonomisinin rekabet gücünün artırılması gerektiğine işaret edilen açıklamada, uluslararası platformda ise, artan korumacılık eğilimlerinin engellenmesi yönünde atılacak somut adımlara ihtiyaç duyulduğu vurgulandı.