TÜSİAD, Kurumiçi Girişimcilik Rehberi'ni tanıttı

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Bilecik, "Bu rehberi, kurum içi girişimciliğe giriş için bir el kitabı olarak tasarladık ve girişimciliğe meraklı herhangi bir şirket içinde inovasyonu çalışır hale getirecek 100 günlük bir aksiyon planı hazırladık" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Kurumiçi Girişimcilik Rehberi'ni, kurum içi girişimciliğe giriş için bir el kitabı olarak tasarladıklarını ve girişimciliğe meraklı herhangi bir şirket içinde inovasyonu çalışır hale getirecek 100 günlük bir aksiyon planı hazırladıklarını belirterek, "Şirketlerimiz artık hem yükselen start-uplarla hem de sektör dışı rakipler olarak oyuna dâhil olan teknoloji şirketleriyle rekabet etmek zorunda. Yeni oyunun asıl kuralları bunlar." dedi.

TÜSİAD'ın, Kurumiçi Girişimcilik Çalışma Grubu bünyesinde Accenture ve Özyeğin Üniversitesi'nin iş birliğinde hazırladığı "Kurumlarda Girişimcilik ile Değer Yaratmak-Kurumların Girişimcilik Dönüşümü" rehberi tanıtım toplantısı, ING Bank Genel Müdürlüğü'nde gerçekleştirildi.

Toplantının açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, herkesin birincil hedefinin kurumları geleceğe taşımak olduğunu aktararak, hem bölgesel hem de küresel trendler göz önünde bulundurulduğunda bu hedefe ulaşmanın "olmazsa olmazları" olarak karşı inovasyon kültürünü benimseme ve girişimcilik ruhunu yeşertmenin ortaya çıktığını anlattı.

Tüm dünyada kuvvetli bir şekilde dijital dönüşüm rüzgarı estiğine işaret eden Bilecik, şunları kaydetti:

"Bu rüzgarla birlikte tüm sektörlerin yıkıcı bir dönüşüm içinde olduğu malum. Bundan kısa bir süre önce dünya lideri olarak konumlanmış birçok markanın değişen rekabet koşullarına uyum sağlayamadığı için oyundan düşmesine şahit oluyoruz. Çünkü doğanın kuralı budur; rüzgar herkese aynı eser ama sadece zayıf olanı yıkar. Ayakta kalmak için oyunu yeni kurallara göre oynamamız gerekiyor. Şirketlerimiz, artık hem yükselen start-uplarla hem de sektör dışı rakipler olarak oyuna dâhil olan teknoloji şirketleriyle rekabet etmek zorunda. Yeni oyunun asıl kuralları bunlar."

"Dere çoktan göründüğüne göre, paçayı hızla sıvamalıyız"

Erol Bilecik, Google, Intel ve Salesforce gibi teknoloji devlerinin finansal çözümlere ilgilerinin, Amazon ve Alibaba’nın geleceğin bankası olmak için attığı adımların, rekabet kurallarının ne denli değiştiğinin birer göstergesi olduğunu vurgulayarak, "Dere çoktan göründüğüne göre, paçayı hızla sıvamalıyız." dedi.

Bugün, kuralların yeniden yazıldığı ve oyun kurucuların girişimciler olduğu bir dönemde bulunulduğunun altını çizen Bilecik, günümüzde herkesin, kendi şirketini kurmasa bile kurumları içerisinde bir girişimci gibi çalışması ve düşünmesi gerektiğini söyledi.

Bilecik, şirketlerin de bu ortamı kendi içlerinde yaratarak, bireyi özgür kılmak için geleneksel iş yapış şekillerini rafa kaldırıp kurum içinde kanalları açık ve şeffaf hale getirmesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kurumlarımızı korumak için adeta kaleler inşa etmek ve kalenin duvarlarını yükseltmek nafile bir çaba. Kendimizi dünyaya açmalı, yeteneklerimizi paylaşmalı, iyi bir fikri olan herkesi en büyük sermaye gibi dinlemeli ve daha iyi bir gelecek için iş birliği yapmalıyız. Unutmayalım ki daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz. İşte bu nedenle başımızı kurumun dışına çıkartmalı, iş modellerinin, işlerin nasıl değiştiğini günbegün gözlemlemeliyiz. Sadece mevcut değil, aynı zamanda sıra dışı rakiplerimizi de dikkate almak, yeni müşteri sınıfları oluşturabilmek ve iş birliği fırsatlarını gözetebilmek üzere strateji geliştirmek için gündelik iş akışından kendimizi sıyırmalı ve havayı koklamalıyız. Biz inanıyoruz ki bütün ilgimiz gelecekte olmalıdır. Çünkü hayatımızın geri kalanını orada geçireceğiz."

"100 günlük bir aksiyon planı hazırladık"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, TÜSİAD olarak, bu dönüşümü anlayabilmek ve doğru aksiyonları hayata geçirebilmek adına uzun yıllardır girişimciliği farklı yönleri ile ele aldıklarını ifade ederek, "Liderliğini Murat Özyeğin’in üstlendiği Girişimcilik Yuvarlak Masası ile girişimcilik kültürünü hem gençlerimiz hem de kurumlarımız nezdinde yaymayı ve Türkiye’de girişimcilik ekosistemini güçlendirmeyi amaçlıyoruz." dedi.

Bu rehberi, kurum içi girişimciliğe giriş için bir el kitabı olarak tasarladıklarını ve girişimciliğe meraklı herhangi bir şirket içinde inovasyonu çalışır hale getirecek 100 günlük bir aksiyon planı hazırladıkları bilgisini veren Bilecik, şunları kaydetti:

"Türkiye’de ve dünyada uygulamalarıyla öne çıkan şirket örneklerini paylaştık. Bu noktada kültürel altyapıyı oluşturmanın ve bütünsel bir bakış açısı benimsemenin kurumların girişimcilik dönüşümündeki önemini vurguladık. Dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği değişimler, bizleri sadece bugünü düşünmekle meşgul etmemeli. Yarını hayal etmekten ve geleceği şekillendirmekten vazgeçmemeliyiz. Başkanlığını Pınar Abay’ın üstlendiği Kurumiçi Girişimcilik Çalışma Grubu tarafından, Özyeğin Üniversitesi ve Accenture iş birliğiyle hazırlanan bu rehberi sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz."

"Yeni girişimlerin dinamikleri değiştirmesi bu ihtiyacı tetikledi"

Rehberin tanıtımını yapan Özyeğin Üniversitesi Girişim Fabrikası Kurucu Direktörü İhsan Elgin de günümüzde inovasyonun gündem maddesi haline gelmesinin arkasında pek çok etkenin yattığını belirterek, yıkıcı yeni girişimlerin pazar dinamiklerini değiştirmesinin de bu ihtiyacı tetiklediğini söyledi.

Elgin, bu yeni dünyada kaçınılmaz olan inovasyonun hayata geçirilmesi için kurumlarda girişimcilik kavramının şirketlerin hayatına girdiğini ifade ederek, "Kurum içi girişimcilik kavramı bilinirliği olan şirketlerden genel merkezi Türkiye'de olanların yüzde 53'ünde, genel merkezi yurt dışında olan şirketlerin yüzde 86'sında kurum içi girişimcilik programı yürütülüyor. Kurum içi girişimcilik programı olan şirketlerin yüzde 64'ünde ticarileşen fikirler mevcut." diye konuştu.

Accenture Dijital Türkiye Ülke Direktörü Erdal Güner ise dönüşümün sağlanması için şirketlere kısa ve orta vadede düşen önemli görevleri anlattı.

"Yeni fikirlerin gelişmesine engel olacak bariyerleri ortadan kaldırmalıyız"

Sunumların ardından düzenlenen "Kurumlarımızı Nasıl Bir Dönüşüm Bekliyor?" konulu panelde konuşan Allianz Türkiye Üst Yönetici (CEO) Vekili Arif Aytekin, kurumlarındaki iyi uygulama örneklerine değinerek, dönüşüm sürecinin kazançları ve zorluklarını anlattı.

Aytekin, sektörde ciddi anlamda daralan kar marjlarının şirketleri, "dönüşemezsen ayakta kalamazsın" noktasına getirdiğini belirterek, şirket içi kültürünün girişimciliğe uygun şekilde değişmesi gerektiğini söyledi.

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Genel Müdür Yardımcısı Celal Cündoğlu da orta ve üst düzey çalışanların; bir fikre hemen "çalışmaz" demeden önce denenmesine fırsat vermesi gerektiğini ifade ederek, bir kültürün sürekli beslenmesi gerektiği gibi girişimciliğin de sürekli korunarak beslenmesi gerektiğini kaydetti.

Enerjisa Strateji ve İş Geliştirme Bölüm Başkanı Fezal Okur ise doğru işe tek bir yoldan gidilmediğini, hem büyük hem de küçük şirketlerin öğrenmeye devam ettiğini söyledi.

Aygaz Pazarlama ve İnovasyon Genel Müdür Yardımcısı Rıdvan Uçar, hata yapma özgürlüğünün geri gelmesi gerektiğini, hata yapılmamasının kişinin çalışmadığını gösterdiğini kaydetti.

Uçar, "İnsanlar öyle tehlikeli ki ben istesem alttaki lideri şirketten uzaklaştırabilirim ve sizin genel müdür olarak ruhunuz duymayabilir. Ben geleceğin genel müdürünü bugün şirketten uzaklaştırabilirim. O yüzden orta kademedeki gerçek liderleri seçmek çok değerli. Yoksa her proje çıkmaz sokağa doğru gidebilir." şeklinde konuştu.

TÜSİAD Kurumiçi Girişimcilik Çalışma Grubu Başkanı Pınar Abay, kurumların, girişimcilik reflekslerini işleyişlerine dahil ederek dönüşmeleri gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu dönüşüm, kurum kültürlerimizi, yönetim ve iş yapış şekillerimizi, kısaca şirketlerimizin en önemli hareket sistemlerini derinden etkiliyor. Fikir geliştirme öncesi fırsat ya da ihtiyacın tanımından başlayıp üretime ve pazarlama iletişimine kadar tüm aşamaların takip edileceği kökten uca sistemlere ihtiyacımız var. Tüm bu süreçte en önemli unsur zihinsel dönüşüm... Bu dönüşümün odağında da insan unsuru bulunuyor. Yeni fikirlerin gelişmesine ve uygulanmasına engel olacak bariyerleri ortadan kaldırmamız gerekiyor."