Veri paylaşımında “dev” kıskançlık!

Dev kuruluşların kamuoyu ile paylaştığı veri sayısı hızla azalıyor. 500 büyük şirketin yarısına yakını, bu yıl katma değer ve kârını açıklamadı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TALİP AKTAŞ

Bu sayı önceki yıllara göre çok önemli bir farklılık göstermezken, şirketlerin ve sektörlerin farklı kategorilerde sıralanmasına esas verilerin kamuoyu ile paylaşılmasında dramatik bir tablo ortaya çıktı. Öyle ki, en fazla brüt katma değer üreten ikinci şirket dahi bu verisinin kamuoyu ile paylaşılmasını istemedi. Aynı şekilde, en fazla dönem karı elde eden ilk 10 şirketten üçü, sadece karını değil hiçbir verisini kamuoyu ile paylaşmadı. Ayrıca, veri açıklamayan devler arasında çok sayıda halka açık şirketin da bulunması dikkati çekti. Bu tablo, Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu üzerinden sektörel bazda ayrıntılı analiz yapılmasını olanaksız hale getiriyor. 

20’lerden 245’e… 

DÜNYA’nın İSO’nun son 20 yılda yayınladığı 500 BSK araştırmasından yaptığı belirlemelere göre, 1995- 2008 yılları arasında katma değer, özkaynak, aktifler ve dönem karı gibi verilerini açıklamayan şirketlerin sayısı 20-30 arasında, ihracat verilerini açıklamayan şirket sayısı ise 80 civarında iken, bu rakamlar 2009 yılından başlayarak hızlı bir artış gösterdi. 2000 yılı verilerinde 19, 2008 yılında 56 olan brüt katma değer verisi açıklamaktan kaçınan şirket sayısı, 2013’te 183’e, 2014’e ilişkin raporda ise 245’e yükseldi. Dönem karı rakamlarında da brüt katma değere benzer bir trend gözleniyor. 

Dönem karını açıklamayan şirket sayısı 2000 yılında 25 iken, bu sayı 2009’da 100’ü, 2011’de 150’yi aştı. 2014 yılı raporunda ise 245 şirket dönem karını kamuoyu ile paylaşmaktan kaçındı. 

Paylaşılmayan veriler arasında üçüncü en yüksek sayının, özkaynak rakamları olduğu görülüyor. Nitekim, 1995-2005 arasında 20-30 arasında değişen özkaynaklarını açıklamayan şirket sayısı 2010’da 110’a, 2013’te raporunda 136’ya ve 2014 raporunda da 200’e ulaştı. Küresel kriz öncesi ortalama 80 civarında bulunan ihracat verisini açıklamayan şirket sayısı da 2013’te 103’e yükseldikten sonra 2014 raporunda 140’a çıktı. 

Çalışan sayısı bile açıklanmıyor 

İSO 500 Büyük Sanayi Şirketi araştırmasında açıklanmayan veriler arasında çalışan sayısının da bulunması dikkati çeken diğer önemli nokta... Geçmiş yıllarda çalışan sayısını açıklamayan şirketler genellikle adının açıklanmasını istemeyenlerle sınırlı kalırken, son yıllarda münhasıran çalışan sayısının açıklanmaması da kayda değer bir eğilim olarak öne çıkıyor. Nitekim adının açıklanmasına onay vermeyen şirket sayısı 2013 yılı raporunda 13 iken çalışan sayısını açıklamayanların sayısı 89 oldu. 18 şirketin adını açıklamadığı 2014 yılı raporunda ise bu sayı 173’e ulaştı ve neredeyse iki katına çıktı. Ayrıca, çalışan sayıesını açıklamayanlar arasında halka açık şirketlerin de bulunması dikkati çekti. 

Yabancı sayısı arttı 

Diğer yandan, genel ortalamaya göre oldukça düşük düzeyde bulunan yabancı sermayeli büyük şirketlerdeki veri açıklamama eğiliminin de bu yıl rekor düzeye ulaştığı görülüyor. Listedeki yabancı sermayeli şirket sayısı 11 adet daha azalmasına karşın, adının açıklanmasını istemeyen 18 şirketin bu yıl da 7’sini yabancı sermayeli firmalar oluşturdu. Böylece veri açıklamayan yabancı sermayeli şirketlerin toplam içindeki payı da artış gösterdi. Ayrıca, 2013’te 58 olan karını açıklamayan yabancı sermayeli şirket sayısı 2014’te 73’e yükseldi. Bu tablo, yabancı sermayeli şirketlerin de veri açıklamama yönündeki eğilime giderek daha fazla katıldıklarına işaret ediyor. 

Halka açıkların da %25'i... 

Halka açık olması dolayısıyla esasen tüm bilanço verileri yayınlanmış olan 80 borsa şirketinden 20’si, yani her dört borsa şirketinden biri, bir ya da birden çok verisinin 500 BSK raporunda yayınlanmasına onay vermedi. Paylaşılan veriler ise, ağırlıkla satışlarla sınırlı kaldı.

İSO Danışmanı Ferda Besli: Tablo negatif 

“ISO 500 listesi, şirketler için önemli ve prestijli bir liste. Buradaki firmalar bankalar, yerli-yabancı şirket ve işadamlarının odağında olup, önemli iş fırsatları sunmaktadır. Bu nedenle ismini açıklamak istemeyenlerin sayısı azalıyor. Peki neden daha az bilgi veriyorlar? Bilgilerin açıklanmasının kendilerine katkısı fazla bulunmuyor, hatta negatif efektleri var. Vergi öncesi karlar düşüyor, rekabet ve pazar kaybı endişesiyle şirkete ait bilgileri paylaşmak stratejik olarak doğru görülmüyor. Ayrıca halka açık şirketler açısından önemli gördüğümüz iki faktör daha söz konusu. 1.Duran varlıkların (üretim ve teknolojik yatırımlar) aktifl er içindeki payı düşüyor. 2.EVA (ekonomik kar) azalıyor; negatif yüzde 5 civarında. Şirketler kullandıkları fonun sahipleri olan banka ve ortaklara faiz ve temettü ödüyorlar. Faizler ödeniyor, ancak temettü ve ekonomik kar için yeterli fon yaratılamıyor.

“Kâr etmek adeta ayıp haline geldi” 

Raporun analiz bölümünü hazırlayan Dr. Can Fuat Gürlesel de, eksik verilerle ilgili şu yorumu yaptı: Son iki yıldır İSO 500 ve ikinci 500 çalışmalarının analizini hazırlıyoruz. Bu aşamada verilerin gizlenmesi eğilimindeki artışı çok net görebiliyoruz. Bunun bir kaç ana nedeni var… Öncelikle en çok gizlenen veri kar olmaya başladı. Firmalar yüksek karlarının görülmesini istemiyor, hem vergi incelemeden çekiniyor hem de adeta yüksek kar elde etmek sanki ayıp hale geldi. İkincisi, bir çok firma serbest bölgelerde, yurtdışında, kendi firmaları arasında bir çok faaliyet yürütüyor ve bu nedenle bazı verileri arasında oluşan uyumsuzlukların (örneğin ihracat-net satışlar-kar arasında gibi) görülmesini istemiyor. Üçüncüsü, sendika ve ücret artışı baskısı ile karşılaşmamak için yine özellikle karlarını açıklamaktan kaçınıyorlar.

wqrvgfv.png

Bu konularda ilginizi çekebilir