VOB, hissede vadeli işleme hazır fakat İMKB'nin çekinceleri var
VOB, hissede vadeli işleme hazır fakat İMKB'nin çekinceleri var
İZMİR - Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez, hisse senetlerine dayalı vadeli işlem sözleşmeleri konusunda hazır olduklarını ancak, İMKB'nin bu konuda bazı çekinceleri bulunduğunu belirterek, "Umarım İMKB'nin engelleyici etkisi olmaz" dedi. Dönmez, VOB'un yeni rotasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Borsanın bir anonim şirket şeklinde kurulması, TOBB, İMKB ve piyasanın ileri gelen aracı kurumlarının ortaklığının bulunmasının önemli avantajlar getirdiğini anlatan Dönmez, işlem hacmi itibarıyle başarılı gözüken borsada bu hacmin yüzde 90'ının tek bir sözleşmede gerçekleşmesinin ise "büyük bir kurum için istenen bir şey olmadığını" söyledi. Dönmez, çoğunluğu İMKB 30 sözleşmesinde gerçekleşen işlem hacmini değişik sözleşmelere yayma konusunda yoğun çalışma yapılacağını kaydetti. VOB'un yazılımının İMKB tarafından üretildiğini, kurumun ilk etapta kendi yazılımını kullanır hale gelmesi gerektiğini dile getiren Dönmez, bu konuda dünyanın önde gelen borsalarında kullanılan bir yazılımın VOB'a uyarlanmasının planlandığını bildirdi. Bu konuda yıl sonuna kadar bir anlaşma yapılacağını ve 2009 yılı sonundan itibaren yeni bir alım-satım sistemine geçilmiş olacağını söyleyen Dönmez, kurulacak alım-satım sisteminin sözleşmelere opsiyon işlemi yapma imkanı da getireceğini kaydetti. Piyasa yapıcılığı VOB'a da gelecek Borsada çok az işlem gören pamuk sözleşmesini hareketlendirmek için "piyasa yapıcılığı" sistemini getireceklerini dile getiren Dönmez, bu konuda TARİŞ ve Sanko ile görüştüklerini söyledi. Mevcut sistemde emtia sözleşmelerinde fiyat görmeyen yatırımcının piyasaya girmediğini kaydeden Dönmez, şöyle konuştu: "Pamuğun ticaretini yapan, spot piyasada da büyüklükleri bulunan TARİŞ ve Sanko, bu sistemle sözleşmeleri hangi fiyattan alıp hangi fiyattan satacağını söyleyecek. Böyle bir piyasa yapıcısı olmazsa fiyat görmeyen emir girmiyor. Piyasa yapıcılarına biz de işlem maliyetlerinde bazı avantajlar sunacağız. Buna şirketler de olumlu bakıyor, destek vermek istiyor. Piyasa yapıcılığı bu kurumlar için aynı zamanda bir prestijdir. Döviz ve altın için de piyasa yapıcılığı ve fiziki teslim seçeneklerini değerlendiriyoruz. Özellikle dövizde fiziki teslim heyecan verici olabilir." Hissede vadeli işleme hazır Dönmez, piyasada hisse senedi vadeli işlem sözleşmelerinin açılması yönünde beklenti oluştuğunu, bu konuda yoğun talep aldıklarını kaydetti. Dünya uygulamalarına bakıldığında çok başarılı hisse senedi vadeli işlem sözleşmelerinin görüleceğini ifade eden Dönmez, bu sözleşmeleri devreye alma konusunda hazırlıkların tamamlanmak üzere olduğunu anlattı. Hisse senedi vadeli sözleşmeler konusunda İMKB'nin bazı çekincelerinin bulunduğunu dile getiren Dönmez, şunları söyledi: "Spot piyasa likiditesinin olumsuz etkileneceği konusunda birtakım tereddütleri var. Biz de onları gidermeye çalışıyoruz. Bize göre spot piyasa likiditesinin olumsuz etkilenme ihtimali yok. Hatta tersine faydası da olabilir. Çünkü arbitraj işlemleri var. Aynı hisse senedi hem vadeli hem spot piyasada işlem görürken zaman zaman aradaki fiyat farkından dolayı hiç işlem yapmayacak yatırımcı bile işlem hacmi yaratabilir. İMKB'nin bu konuda umarım engelleyici etkisi olmaz. Çünkü, değişik ürünlerin piyasaya çıkması esasen yeni açılımlar yaratıyor. Aracılar müşterilerine yeni enstrümanlar sunuyorlar. Yeni bir iş hacmi yaratıyor." Dönmez, VOB'daki işlemlere getirilen stopaj muafiyeti avantajının 2008 yılı sonunda sona ereceğini, bu avantajdan aslında sadece yerli bireysel girişimcilerin faydalandığını belirtti. Hisse senedi vadeli işlem sözleşmelerinin gündeme gelmesiyle, "Spot piyasada stopaj yüzde 10 iken aynı hisse senedinin vadeli işlem sözleşmesini açarsanız bunun stopaj muafiyeti olacak. Spot piyasada işlem yapacak bireysel yatırımcı vadeli borsaya kaçacak" görüşü bulunduğunu kaydeden Dönmez, Maliye Bakanlığı'nın hisse senedine dayalı vadeli işlem sözleşmeleri için stopaj muafiyetlerini yeniden düzenleyerek eşit şartlar oluşturabileceğini kaydetti. Dönmez, son dönemde dünya ve Türkiye'de enflasyon riskinin ortaya çıktığını, enflasyon oranlarına dayalı vadeli işlem sözleşmelerini de devreye sokmak istediklerini, gecelik faiz oranlarına dayalı sözleşmelerin de planlandığını belirtti. Yeni ürünlerin yönetim kurulu ve üyelerle tartışılacağını kaydeden Dönmez, mümkün olduğu kadar değişik ürünler sunmak istediklerini kaydetti. ABD'de New York önemli ama Chicago'da var Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nın İzmir'de kurulması ve İstanbul'a taşınması konusundaki tartışmalar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Dönmez, borsanın elektronik ortamda çalışması nedeniyle fiziki lokasyonun öneminin olmadığını, aracı kurumlarla eğitim gibi konularda irtibat ihtiyacının ise gelecekte İstanbul'da kurulacak bir ofisle çözülebileceğini ifade etti. İstanbul'un, finans piyasaları açısından Türkiye'nin lider kenti olduğunu ancak, İzmir'de büyük bir ticaret kültürünün bulunduğunu kaydeden Dönmez, şunları söyledi: "İzmirliler de vadeli işlem borsasının burada olması için çok çaba sarf etti. Burası bir defa kuruldu, bu aşamada piyasanın İzmir ekonomisine de önemli oranda faydası var. Eğer bir siyasi karar, zorlama olmazsa bu piyasanın İzmir'de devam etmesi doğal süreçtir. ABD'de de New York önemli bir finans merkezdir ama bir de Chicago vardır. Türkiye'de de bu yapı öngörülmüş. VOB'un emtia tarafını güçlendireceğiz. Hacimli bir pamuk vadeli işlem piyasası kurabilirsek o zaman VOB'un İzmir'de olması asıl anlamını kazanacak. İstanbul'un finans merkezi haline getirilmesi projesi kapsamında ne karar verilir bilemiyorum ama burası bir anonim şirket, buranın yönetim kurulu var. Bu bağlamda esasen ortaklar ne derse o olur. Ortakların görüşünün de mevcut durumun devamından yana olduğunu düşünüyorum." İMKB ve VOB yerli sermayede kalmalı Dönmez, VOB'un ana sözleşmesinde yüzde 15'lik hissenin yabancılara devredilebileceği yönünde bir hüküm bulunduğunu ancak, bunun bir zorunluluk anlamına gelmediğini kaydetti. Gelecekte yabancıların VOB AŞ hissesi almak isteyeceğini söyleyen Dönmez, şöyle devam etti: "Nasıl bankacılık sisteminde yabancı sermaye belli bir orana gelince kaygılar ortaya çıkıyorsa, gerek İMKB gerek VOB'un mümkün olduğu kadar Türk sermayesinin elinde olması ülke ekonomisi açısından daha yararlıdır. Sonuç itibarıyla ülke çıkarlarını bizzat bu ülkenin vatandaşları daha fazla korur. Yabancı sermayeye karşı değilim. Bir banka için Anadolu'nun ücra bir kasabasında şubesinin olup olmaması önemli değil ama o kasaba açısından büyük önemi var. Biz de bu duruma düşeriz."