Woolmark önce eğitim verdi, sonra ofis açtı

Taylan BÜYÜKŞAHİN

İSTANBUL - Mart ayında Türkiye ofisini açan ünlü yün tekstil lifi markası Woolmark, yün kullanımının artması için tanıtımlara ve eğitimlere başladı. Şirket, yün yetiştiricilerden perakende satıcılara kadar uzanan küresel tedarik zinciri vasıtasıyla çalışıyor. 1964 yılında kurulan Woolmark markası, 27 bini aşkın yün yetiştiricisinin sahip olduğu kar amaçsız bir şirket olan Australian Wool Innovation'a bağlı olarak faaliyet gösteriyor. 

Ofislerinin yeni açılmasına rağmen 2 yıldır Türkiye'de kumaş üreticileri ve boyacılarına ücretsiz eğitim verdiklerini anlatan The Woolmark Company Türkiye Müdürü Mahmut Koçak, yünün tişörtten takım elbise kumaşlarına kadar pek çok alanda kullanılabildiğini kaydetti.  Türkiye'de son 10 yılda giyim sektöründe ihracat rakamı iki katına çıkarken, markalaşma çok önemli bir hale geldiğinden bahseden Koçak, "Türkiye'deki markaların yerelden küresele ilerleme sürecinde yaptığı çalışmaları destekliyoruz. Türkiye moda sektöründe çok iddialı ve Avrupa standartlarında çok kaliteli üretimler gerçekleştiriyor. Biz, dünya tarafından tanınan Türk markalarının sayısının artacağına inanıyoruz. Woolmark logosuyla garantili yün içeriğini teyit ediyoruz ve bir kalite güvencesi sağlıyoruz" dedi.

'Yün hep sıcak tutmaz'
Yünün üzerinde ‘hep sıcak tutar' diye yanlış bir algı olduğunu söyleyen Koçak, "Yün kışın sıcak, yazın da serin tutuyor. Yün konusundaki algılar nedeniyle Cool Wool kampanyası başlattık. Bu tarz önyargıları aşmak gerekiyor. Yün giysi giydiğinizde olağanüstü nem yönetimi nedeniyle daha fazla kuru kalabiliyorsunuz. Bu nedenle özellikle sporda çok faydalı. Hava ısındığında yün kendi kuru ağırlığının yüzde 35'i kadar nemi aldıktan sonra dışarı veriyor ve bundan sonra ıslak hissediyoruz. Pamukta bu oran yüzde 24. Polyester ise yüzde 1. Yani sporda performansı artıran bir faktör. Yün ucuz bir ürün değil ama üstün özellikleri olan bir elyaf. Doğaya kesinlikle zararı yok. Doğada kendi kendine yok olabiliyor" dedi.
Dünyanın bilinen en beyaz, en yumuşak ve en ince yününün merinos  olduğunu vurgulayan Koçak, dünya yün üretiminin yüzde 80'inin Avustralya'da yapıldığını ifade etti. Koçak, "Anadolu'da bizim bir yün geçmişimiz var ama Avustralya'da yün sanayi 200 yıl önce kuruluyor. En ince yün için çalışıyor Avustralya. Son 20 yılda yünü 1 mikron daha inceltmeyi başardılar. Bu çok önemli. Yün kumaşlar artık çok serin. Şehir giyiminde, gece kıyafetlerinde, outdoor sporlarda kullanılabiliyor. Yünde daha ince ve hafif kumaşlar üretiliyor. Metrekare ağırlığı 190 gramı geçmiyor Cool Wool ürünleri. Elyaf inceliği de 22.5 mikronun altında olması gerekiyor" dedi. 

Ortadoğu pazarına büyük önem verdiklerini ifade eden Koçak, Cool Wool ile Ortadoğu, Türkiye, Japonya, Güney Kore ve önemli bir tüketim pazarı olarak gördükleri İngiltere'yi hedef aldıklarını vurguladı. Koçak, yeni pazarlarda yünün yalnız kışın değil yazın da giyildiğini öğretmek istediklerini belirtti.

Sarar ile ortaklık çalışması yapıyoruz
Australian Wool Innovation'ın daha çok Ar-Ge, Woolmark'ın ise pazarlama üzerinde çalıştığını söyleyen Koçak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Merinos yününün faydalarını tüketiciye tanıtmak üzere faaliyet yürütüyoruz. Tüketicinin gereksinimlerine cevap vermek üzere çalışıyoruz. Bizim dünya çapındaki know-how'ımızı Türkiye'deki üreticilerle paylaşıyoruz. Yün konusunda dünyada en başta geliyoruz. Türkiye'de ücretsiz dokuma ve boyama eğitimleri verdik. Doğrudan firmalara giderek bu eğitimleri yaptık. 2 yıldır ücretsiz yün vererek eğitimlerle tanıtıma devam ediyoruz. Türkiye'ye verdiğimiz önem nedeniyle Türkiye'de ofis açtık. Alexander Mc Queen'i Colin Mc Dowell ile birlikte Türkiye'ye getirdik. Türkiye'deki moda dünyasında da adımızı duyurmaya başladık. Sarar ile Cool Wool konusunda ortak bir çalışmamız var. Türk Merserize, Uslucan, Hasyün gibi şirketlerle beraber, dokumada Yünsan, İpekiş gibi önde gelen firmalarla ürün geliştirme konusunda çalışıyoruz."