Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay: Merkez Bankası faiz indirmek
Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay: Merkez Bankası faiz indirmek
için elindeki fırsatı kaçırdı İZMİR - Merkez Bankası'nın (MB) enflasyonun kararlı şekilde düşmesinden yararlanarak geçen yılın haziran ayında faizleri indirmeye başlayıp, kasım ayında bu süreci durdurması gerektiğini savunan Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay, bankanın eline geçen fırsatı kaçırdığını söyledi. Akçay, MB'nin 2007 yazında bu hareketi yaparak aynı zamanda Mayıs 2006'da ortaya çıkardığı güven bunalımını da aşmış olacağını vurgulayarak, "MB geçen yıl enflasyonun kararlı bir şekilde düştüğü aylarda faiz indirmeliydi. 2007 Haziran'ında faiz indirmeye başlayacaktı ve kasım ayında duracaktı. Böylece kimsenin beklemediği riskli hareketi yaparak Mayıs 2006'da ortaya çıkardığı güven bunalımını aşmış olacaktı. Ama bu fırsatı kaçırdı. Bugün MB 3 puan faiz indirse bankalar 4 puan yukarı çıkarır" dedi. Yabancı yatırımcıların Türkiye'de bonoya ilgi göstermesinin faizlerin düşmesine yaradığını ileri süren Akçay, "2003'te yabancıların Türkiye bono piyasasındaki payı yüzde 1.4'tü. Bu oran yüzde 17'ye çıktı, ardından yüzde 14'e indi. Yabancı bono piyasasına ilgi göstererek Türkiye'de faizlerin inmesine katkı sundu. Yerlilerin bonoya ilgi göstermemesi ise faizlerin daha da aşağıya gelmemesinin nedenlerinden biri olarak gösterilebilir" diye konuştu. Türkiye'de finansal araçları kullanarak para kazanmak için yabancı gözüyle bakmasını bilmek gerektiğini dile getiren Akçay, şunları söyledi: "Türkiye'de insanlar fikirlerinin değiştirilmesine izin vermiyorlar. Doğru yatırım kararı için Türklük'ten sıyrılın. Piyasada yabancıların etkisi hakimse yabancıların gözüyle bakın. Yabancılar Türkiye'de bonoya girdiler çok para kazandılar deniyor. Türkler de girseydi onlarda kazansaydı. Ben 5 yıl önce bono aldım ve yüzde 21'le para kazanıyorum. Yabancılar gibi olmak önemli. Yabancı yatırımcının gittiği ülkede yerel takılamazsınız" dedi. Sıkıntılar kısa vadeli Türkiye'nin 3 yılda 50 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye çektiğini belirten Akçay, "Yabancılar Türk şirketleri üzerinde halka açılın baskısını arttıracak" diyerek, şu değerlendirmede bulundu: "Şirketler varlık sahibi olmaya gelecek. Türkiye'de muazzam bir potansiyel var. Türkiye, bu potansiyelini ne kadar kullanacağını belirleyecek. Yabancılar 10 yıllık sentetik Türkiye kağıdı çıkardılar. Çünkü onların bu ülkeye güveni vardı. Gelişen 7 ülke arasında 10 yılda parası Euro ya da dolar olma olasılığı olan tek ülke Türkiye. Euro Türkiye'ye ciddi istikrar getirecek. YTL, Euro olursa sizin cari açığınızın da bir anlamı olmayacak. Sizin cari açığınız AB'nin cari açığı olacak. Ben hala orta-uzun vadede Türkiye'ye muazzam güveniyorum. Sıkıntılar kısa vadeli." Risk algılaması restore edilmeli Yabancı yatırımcının istikrarsızlık istemediğini, Türkiye'nin ise 'ülke özel riski' yaratmada, büyük bölümü gerillalar tarafından yönetilen Bolivya'dan daha "hünerli" olduğunu vurgulayan Cevdet Akçay, "Türkiye ekonomisi, dünya piyasaları iyi giderken hepsinden iyi, kötü giderken hepsinden kötü seyrediyor. En kötü ekstremleri yaşıyor. Siyasi çalkantılar Türkiye'ye bu özelliği yaşatıyor. Oli Rehn, Anayasa Mahkemesi'nin açtığı davayla ilgili olarak 'kapatma ve siyasetten men ilişkilerimizi askıya almayı düşündürür' diye açıklama yaptı. AB bunu söylemeyi istemez. E-muhtıra da bile daha düşük profilli bir çıkış yaptılar. Bunu söyleme ihtiyacı duyuyorsa, tepkisi büyük olacak demektir. Kapatma ya da siyasetten men devreye girerse yabancıların Türkiye algılaması değişir. Anayasa Mahkemesi dava açmayı kabul ettiğine göre kapatma kararının çıkması yüksek bir ihtimal. Türkiye'nin oluşan risk algılamasını restore etmesi lazım. Yabancı, ülkedeki sarsıntıyı görürse yatırıma gelmez. Türkiye o zaman klasik finansman sağlama yöntemine yeniden dönecek. O da yüzde 19-20 faiz oranlarıyla sıcak para çekmeye yönelik olacak. Türkiye'nin şu an ülke özel riski çok yüksek." Sanayide 2002'ye benzer durum oluşuyor Ekonomide durgunluk sinyallerine işaret eden Akçay, ABD ekonomisindeki durgunluğun Avrupa piyasasına oradan da Türkiye'ye yansıyacağını vurguladı. ABD'deki finansal krizin yansıması olarak Avrupa'dan daha büyük batıkların gelebileceğine işaret eden Akçay, "Türk ekonomisinde 2008'in ilk çeyreğinde yüzde 3.4 büyüme tarafında risk var. Eski yöntemle hesaplandığında belki yüzde bire karşılık gelen bir büyüme. Sanayi üretiminde 6 aylık verilerde artışlar yüzde 10'lar civarından yüzde 5'lere geldi. Bu seviyede de uzun süre kalacak. Bir miktarın geri gelme olasılığı da var" dedi. Piyasada biraz 2002'dekine benzer bir durum oluştuğuna dikkat çeken Akçay, şöyle konuştu: "Sanayici stoğa çalışır duruma gelebilir. ABD'deki durgunluk Avrupa'ya yansıyacak. Avrupa ekonomik sıkıntılarını daha sümen altı edebilir. Alman bankaları iyi durumda değil. Bizim yabancı ortağımız Almanya'nın ikinci büyük bankasını aldı. Hiç iyi durumda olmadığı görüldü. Batıklar daha fazla gelebilir. Tüketici kredileri 2006'ya kadar sağlam büyüdü. Kredi tarafında canlanma olmayacak. Zaten bankalar da artık kredi kullandırmak istemiyor." ABD özel bankaları da kurtarıyor "ABD bizim 2001'de yaptığımızdan daha dehşetengiz önlemler alıyor" diyen Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay, "Türkiye kamu bankalarını kurtarmıştı. ABD özel bankaları da kurtarıyor. Likidite azalmadı. Aksine bir yıl öncesinden daha fazla. Az olan piyasa likitidesi. ABD'de finansal kriz var, bununla baş ediyor. Bunun piyasaya yansımasını önlemeye çalışıyor. Ama ortada bir felaket senaryosu yok. Sıkıntı var, bu da bir ya da 1.5 yıl sürecek" diye konuştu.