YASED: Uluslararası yatırımcılar yeni yatırımlar yapmayı düşünüyor

YASED 2009'un ikinci Barometre Araştırmasına göre, yatırımcıların yüzde 40'ı yatırım yapmayı düşünüyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) 2009'un ikinci Barometre Araştırmasına göre, uluslararası yatırımcıların yüzde 40'ı ekonomik gelişmelere bağlı olarak önümüzdeki dönemde yeni yatırımlar yapmayı düşünüyor.

YASED Barometre Araştırmasının sonuçları, Yönetim Kurulu Başkanı Piraye Antika, YASED Yönetim Kurulu üyeleri ve Genel Sekreter Mustafa Alper'in katılımı ile İstanbul'da açıklandı.

Araştırmaya göre uluslararası yatırımcıların yüzde 61'i global krizin etkilerinin ancak 2010 yılından sonra son bulacağını öngörüyor. Ekonomik göstergelerin stabil kalacağı bir döneme girildiğine işaret eden yatırımcılara göre, dünyada ve Türkiye'de ekonomik büyüme, Türkiye'de enflasyon ve faiz oranları önümüzdeki 6 ay sabit kalacak, döviz kuru ise enflasyona paralel seyredecek.

YASED üyeleri 2009 yılının ilk 6 ayında üretim, ciro, karlılık ve ihracat hedeflerini büyük oranda gerçekleştirdi. Uluslararası yatırımcılardan yüzde 42'si son 6 aylık dönemde çalışan sayılarının azaldığını, yüzde 43'ü aynı kaldığını, yüzde 15'i de arttığını belirtti.

Ekonomik ortamda iyileşme beklentisi düşük

Araştırmaya göre, dünyada uluslararası doğrudan yatırımlar için ekonomik ortamın daha iyiye gideceğini düşünen yatırımcıların oranı yüzde 37 olurken, yatırımcıların yüzde 29'u ekonomik ortamın daha kötüye gideceğini, yüzde 34'ü de değişmeyeceğini düşünüyor.

Ekonomik ortamda iyileşme beklentisi Türkiye için ise daha düşük. Uluslararası yatırımcıların yüzde 40'ı yatırımlar için ekonomik ortamın daha kötüye gideceğini düşünürken, yüzde 63'ü hükümetin açıkladığı yeni teşvik sisteminin bile önümüzdeki dönem yatırım kararlarını etkilemediğini belirtiyor.

"Önümüzdeki dönemde yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna "hayır" diyenlerin oranı yüzde 40'ın biraz üstünde kalarak yıl başına göre çok fazla değişim göstermezken, yatırımcıların diğer yüzde 40'ı ise ekonomik gelişmelere bağlı olarak önümüzdeki dönemde yeni yatırımlar yapmayı düşünüyor.

Önümüzdeki dönemde Türkiye'deki uluslararası yatırımları en çok etkileyecek olumsuz gelişmenin "yerel ekonomik kriz" olabileceğini belirten YASED üyeleri, diğer başlıca etkenleri ise "uluslararası piyasalarda yaşanacak yeni bir ekonomik dalgalanma" ve "yerel siyasi kriz" olarak sıraladı.

Uluslararası yatırımların önündeki 3 engel

Türkiye'de uluslararası yatırımların önündeki 3 ana engelin ne olduğu sorulan üyeler bu soruyu, "yasal çerçeve ve yasaların uygulanması", "ekonomik istikrarsızlık" ve "kayıt dışı ekonomi" şeklinde yanıtladı.

Hükümetin önümüzdeki dönemde işsizlik, yapısal reformlar ve IMF ile yapılacak anlaşmaya öncelik vermesini isteyen uluslararası yatırımcılar, hükümetin krizle birlikte artan işsizlik oranına karşı aldığı istihdam paketi, kriz acil önlem paketi gibi önlemleri ise yüzde 74 oranında yeterli bulmuyor.

Son dönemlerde kamuoyundaki yabancı sermaye algısına ilişkin değerlendirmeleri sorulan üyelerin yüzde 45'i bu algının değişmediği yönünde, yüzde 37'si ise daha olumlu olduğu şeklinde görüş bildirdi.

Uluslararası yatırımların önündeki üç temel engel

YASED'in 2009'un ikinci barometre araştırmasının sonuçlarının açıklandığı basın toplantısında konuşan Antika, araştırmaya göre üyelerinin uluslararası yatırımların önündeki üç temel engeli yasal çerçeve ve uygulamalar, ekonomik istikrarsızlık ve kayıt dışı ekonomi olarak tanımladığını belirtti.

Antika, araştırma sonuçlarının YASED üyelerinin, uluslararası yatırımların önünde engel olarak gördükleri alanların hemen hepsinde son 6 aydaki gözlem ve beklentilerinin aynı kalmış ya da olumsuza dönmüş olduğunu gösterdiğine işaret ederek, aynı durumun önümüzdeki 6 ay beklentileri için de geçerli olduğunu vurguladı.

İş dünyası ve yeni yatırımlar açısından yasal düzenlemelerde ve düzenlemelerle ilgili günlük uygulama ve denetimlerde öngörülebilirliğin garanti altına alınmasının hayati önem taşıdığını söyleyen Antika, "Bugün geldiğimiz noktada mevzuatımızda çelişkili ve yatırımcı bazında farklı uygulamalara yol açabilecek geniş gri alanların var olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Genel olarak bu tablo Türkiye'deki yatırım ortamı açısından belirsizliğin, yani riskin arttığı algısını yaratmaktadır" diye konuştu.

Antika, gelişmekte olan ülkelere akan doğrudan uluslararası yatırım miktarının büyük oranda daraldığı bir ortamda Türkiye'nin cazibe merkezi olma konumunu koruması gerektiğini, bu bağlamda kontrol edilebilecek gelişmeler arasında yasal belirsizlikleri en aza indirgemenin en kolay başarılabilecek işler arasında yer aldığını kaydetti.

Yatırımcıların uzun vadeli bakış açısıyla, faaliyet gösterecekleri ortamın kurallarını bilebilmesi gerektiğini vurgulayan Antika, "Bunun sağlanabilmesi için gerekirse iş dünyası ve ilgili kamu otoriteleri bir araya gelerek öncelikle mevzuatımızda yer alan gri alanları belirlemeli ve tek tek bu alanlarda uygulama açısından netlik kazandırılması için çalışmalıdır" şeklinde konuştu.

Uygulama ve yasal belirsizliklere örnek olarak, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketlerin gayrimenkul edinimi alanında geçtiğimiz yıl yapılan mevzuat değişiklerini gösteren Antika, bu konuda uygulamanın yürürlüğünün durdurulması ve iptali için dava açıldığını, bürokratik düzeyde iyileştirmeler yapmak üzere temaslarının sürdüğünü anlattı.

Yatırımların önündeki engeller konusunda öne çıkan bir diğer başlık olan kayıt dışılığın, mevcut yatırımcının algısını zayıflattığı gibi özellikle "greenfield-(yeni)" yatırımlar için caydırıcı bir etkisi bulunduğunu dile getiren Antika, "Kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesi yönünde samimi adımların artık acilen ve kararlılıkla atılmasının, sağlıklı bir ekonomik işleyişe büyük katkıda bulunacağı görüşündeyiz" dedi.

Antika, artan işsizliğe karşı alınan önlemleri yetersiz bulduklarını belirten YASED üyelerinin, işsizlik konusunun hükümetin önümüzdeki dönem öncelik vermesi gereken en önemli konu olduğunu kaydettiklerine işaret etti.

Barometre sonuçlarına göre son bir yılın ana gündem maddesi olan global krizin, üyelerinin beklentileri ve gelecek dönem planları üzerinde hala etkili olduğunu kaydeden Antika, anket sonuçlarının küresel ekonomi ile ilgili beklentilerde iyileşmenin devam edeceği, ancak Türkiye'de bunun daha zaman alacağı şeklinde olduğunu söyledi.

Piraye Antika, "Küresel sistemin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye, yalnızca ayakta kalmaya değil; bir G-20 ülkesine yaraşır hamlelere de odaklanmalıdır. Bu da bize, Türkiye olarak uzun vadeli bütünsel bir vizyona, bir master plana olan ihtiyacımızı bir kez daha hatırlatıyor" diye konuştu.

"Türkiye, dışarıdan bakıldığında pozitif bir algılamaya sahip"

Antika, yatırım bankalarının raporlarına ilişkin bir soru üzerine, "Türkiye dışarıdan bakıldığında hiç şüphesiz dünyadaki bir sürü ülkeye göre, özellikle mali sistemi ayakta kaldığı, kuvvetli olduğu için pozitif bir algılamaya da sahip. Bu da aynı zamanda bir fırsat. Özellikle içerideki yatırımcı, yerli veya dış yatırımcı çok iyi biliyor ki Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme modeli maalesef dış kaynağa muhtaç. Yatırım bankalarının raporları bir fırsata ve potansiyele işaret ediyor" diye konuştu.

İşaret etmek istedikleri en önemli gereksinimin; mevzuattaki gri alanların, belirsizlik yaratan alanların özel sektör-kamu işbirliğiyle giderilmesi olduğunu belirten Antika, 2009'da doğrudan yabancı sermaye girişi beklentisinin ne olduğuna ilişkin bir soruya da "5-10 milyar dolar arasında olur. Zaten ilk 7 ay itibariyle 4,9 milyar dolar seviyesinde olduğunu tahmin ediyorum. 5'i (milyar dolar) geçeceğini tahmin ediyorum" karşılığını verdi.

Araştırma sonuçları

YASED üyesi 220 şirketten yaklaşık yarısının yanıt verdiği barometre araştırması sonuçlarına göre, araştırmaya katılanların yüzde 61'i önümüzdeki 6 ayda dünyada ekonomik büyümenin sabit kalacağı, yüzde 18'i daha da yavaşlayacağı, yüzde 21'i ise büyümenin hızlanacağı görüşünü ifade etti.

Türkiye'deki ekonomik büyümenin sabit kalacağını düşünenlerin oranı yüzde 44, daha da yavaşlayacağını düşünenlerin oranı yüzde 33, hızlanacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 23 olarak gerçekleşti.

Ekonomik göstergelere ilişkin beklentilere bakıldığında ise 2009 sonunda GSMH'nın yüzde 3,4 azalacağını öngören katılımcılar, faiz oranlarını yüzde 9,5, tüketici fiyat endeksini yüzde 6,3 üretici fiyat endeksini yüzde 5,5, dolar kurunu 1,55 TL, avro kurunu ise 2,17 TL olarak tahmin etti.