Yenilenebilir enerji payı yüzde 50’yi aştı

Uluslararası Enerji sektörünün en büyük buluşma noktalarından biri olan ICCI 27’inci Uluslararası ve Çevre Fuarı ve Konferansı, enerjide yeni işbirlikleri için ulusal ve uluslararası enerji şirketlerini İstanbul’da bir araya getirmeye hazırlanıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Başak Nur GÖKÇAM

Enerji krizi, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası dünyanın gündemine outran temel sorunlardan biri oldu. Enerji verimliliği ve yönetiminin büyük önem taşıdığı süreçte enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için Türkiye’nin geliştirdiği projeler büyük bir önem taşımakta. Uluslararası Enerji sektörünün en büyük buluşma noktalarından biri olan ICCI 27’inci Uluslararası ve Çevre Fuarı ve Konferansı, enerjide yeni işbirlikleri için ulusal ve uluslararası enerji şirketlerini İstanbul’da bir araya getirmeye hazırlanıyor.

24-26 Mayıs tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan ICCI 23 hakkında bilgi veren TG EXPO Genel Müdürü Cem Şenel, “Dünya enerji piyasasının en sıcak coğrafyasında yer alan Türkiye’nin kısa vadede bölgesel ticaret olanaklarını artırması, yeni yatırımlarla enerji endüstrisini büyütmesi ve teknolojik dönüşümü entegre etmesi için ICCI Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansının çok önemli bir rol üstlendiğini belirtti.

Yenilenebilir lehinde artış kesinleşti

Fuara ilişkin konuşan Kojentürk Derneği Başkanı Yavuz Aydın da, “Türkiye’nin 104 bin Megavatı aşan kurulu gücünün yaklaşık 56 bini yenilenebilir enerjiden geliyor. 2023’de yenilenebilir enerjide 2 bin megavat kapasite artışı bekliyoruz ama yeterli değil, 2024, 2025’de bu hedefleri yatırımlarla büyümeliyiz” diye konuştu. Türkiye’nin elektrik kurulu gücündeki artışa dikkat çeken Aydın, “Ülkemizin Elektrik kurulu gücü 2022 yılı sonunda 103.800 MegaWata ulaşırken, bunun içinde yenilenebilir payı %54 oldu ve artık bu oranın her yıl yenilenebilir lehinde artacağı kesinleşti” dedi.

Türkiye’deki yenilenebilir enerji yatırımlarına ilişkin bilgi veren Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkan Yardımcısı Erinç Kısa ise “Avrupa Birliği, rüzgar enerji sahalarını genişletiyor. Avrupa Birliği’nin 5 deniz havzasının her birine 2050 yılına kadar deniz üstü rüzgar enerji sahalarının yerleştirilmesi planlandı. Oldukça iddialı ve uzun vadeli bu planların Türkiye içinde hayati önemi var” dedi.

2026’da sınırda karbon düzenlemesi ile karşı karşıya kalabiliriz

Mevcut 5 bin megavatlık bir rüzgar santrali ilavesiyle 15 milyar kilovatsaat bir elektrik üretim artışı sağlanabileceğini belirten Kısa, “Söz konusu ilaveyle her şeyden önce 1 milyar doların üzerinde bir doğalgaz ithalatını önlemek mümkün. Bu ithalatın önlenmesi demek, en büyük sorunlarımızdan olan cari açık açısından büyük bir önem taşıyor” diye konuştu. Ayrıca 8 milyon ton karbondioksit salımının da gerçekleşebileceğini ekleyen Erinç Kısa, “Paris Antlaşması ile hem ülkemizin hem de dünyanın mevcut hedefleri var. Bu alanda hızlıca önlem almaz ve rüzgar enerjisi santrallerimizi artırmazsak, kısa zamanda hatta belki de 2026’dan gecikmelerle birlikte sınırda karbon düzenlemesi ile karşı karşıya kalacağız. Bizim bu alandaki minumum hedefimiz 2035’e kadar yılda 3 bin megavatsaatlik bir seviyeye ulaşmak” dedi.