"Yetenekler, geliştirmediğiniz sürece pek bir işe yaramıyor"
Teknoloji ve İnsan Koleji'nin kurucusu ve CEO'su Zeynep Dereli, dijital teknolojinin hızla ilerlediği dünyamızda, "Daha güçlü, daha zengin ya da daha hızlı olanlar değil, bu değişikliğe en çabuk ayak uyduranlar ayakta kalacak" diyor.
Emre ALKİN
Konuğumuz, Teknoloji ve İnsan Koleji'nin kurucusu ve CEO'su Zeynep Dereli. Kendisi Princeton Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun, üstelik global firmalarda finans ve iş yönetimi alanında 20 seneyi aşkın bir tecrübeye sahip. Bir dönem siyasete atılmış, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nda danışmanlık yapmış, siyaset üzerine televizyon programı sunmuş olan Dereli, DRUM gibi sosyal sorumluluk projeleriyle de örnek teşkil ediyor. Kariyerinin zirvesinde dijital teknolojiyle eğitimi bir araya getiren bu başarılı kadınla kendi hikâyesi, kariyeri, başarısı ve hayalleri üzerine samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Paylaşmasak olmazdı...
- Okuyucuların sizi tanıması için tam olarak bugüne kadar ne yaptığınızı anlatır mısınız?
Henüz kariyerimin başlarında İstanbul'daki Dundas & ÜNLÜ Menkul Kıymetler'de Birleşme ve Satın Alma bölümünde çalıştım. Bu görevim sonrasında Londra'da Shell Trading and Shipping firmasında risk analizi, araştırma ve mevzuat uyum takımlarında yer aldım. Türkiye'ye döndükten sonra Shell Türkiye'de finansal analizci ve tedarik analizcisi olarak çalıştım. Kariyerimin ikinci bölümüne ise ülkemiz ekonomisinin kalkınmasına destek veren değişik kuruluşlarda görevler üstlenerek devam ettim. Bunlardan ilki Atlantik Konseyi Karadeniz Enerji ve Ekonomik Forumu'nun direktörlüğü idi.
Ayrıca bir dönem SKY Türk ve CNBC-E kanallarında siyaset gündemine ilişkin haftalık "Liderler ve Kararlar" programını hazırlayıp sunma fırsatı buldum. Daha sonra düşünce kuruluşlarından Türk Politika Forumu'nun Genel Koordinatörlüğü'nü yürüterek eşsiz bir tecrübe kazandım. Tüm bunların yanı sıra GLOW İletişim firmasının kuruculuğunu üstlendim. GLOW'u kurmadan önce, DRUM yani "Dialogue, Respect and Understanding through Music" isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdim.
- Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?
Her ikisi de etkili oldu diyebilirim. Her ne kadar bazı yetenekler doğuştan ediniliyorsa da, onları zaman içinde geliştirmediğiniz sürece pek bir işe yaramıyorlar. Hem seçtiklerim, kariyerim, önüme çıkan fırsatlar hem de çocukluktan gelen motivasyon, bunların tümü şu an sahip olduğum vizyonu ve işi bana getirdi diyebilirim.
- Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu?
Nasıl bir ailede büyüdünüz? Elbette oldu. Ailem Türkiye'nin önemli sanayicilerinden olduğu için imkânlarımız daha geniş oldu, onlara çok saygı duydum. Ama getirdiği zorluklar da var. Üzerinizdeki baskıyla birlikte büyüyorsunuz: "Sen böyle bir ailenin çocuğusun, böyle davranmalısın!" Hep bir yere gelmek, başarmak zorunda hissediyorsunuz kendinizi. O yüzden o kabuğu kırmak, kendi kendinizi bulmak diğer insanlara göre daha çok vakit alabiliyor.
"Nostaljik davranma lüksümüz yok..."
- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz? Bugün istediğiniz yere geldiğinizi düşünüyor musunuz?
Londra'da çalıştığım için son beş senede dünyadaki hızlı değişimi gözlemleme, deneyimleme imkânım oldu. Dijital teknoloji hızla ilerliyor; iş hayatında, günlük yaşamda, toplumda değişikliklere yol açıyor. Bambaşka bir dünya, bambaşka bir düşünce sisteminin içinde yaşamaya başladık. Okullar ise bu ivmeyi ve bu değişikliği yakalayamadı. Bu alanda öğrencilerin destekleyicisi olacağız. Artık bu yüzyılda nostaljik davranma lüksümüz yok. Güne ayak uyduramayan meslekler yok olacak. Daha güçlü, daha zengin ya da daha hızlı olan değil, en çabuk bu değişikliğe ayak uyduranlar ayakta kalacaklar.
"Siyasetçi olmak istemiştim..."
- Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?
Teknolojinin ilerleme hızına ayak uydurmak zorunda olduğumuz bir çağdayız. Dolayısıyla her gün eğitimde değişim yaşanıyor. Çünkü TİNK (Teknoloji ve İnsan Kolejleri) 21. yüzyıla öğrencilerini hazırlama gayesi ile yola çıktı. 2017- 2018 eğitim öğretim yılında Sancaktepe kampüsümüz açılacak. 2018-2019 eğitim öğretim yılında ise İstanbul'da Ayazağa'da, Ankara, İzmir, Bursa kampüslerimiz açılacak. Ülkemizin gelecek neslini teknolojiyi insan için kullanarak yetiştirmek istiyoruz ve bu alanda örnek bir eğitim kurumu olacağız.
- Başka hangi mesleği tercih ederdiniz ?
Hayalim siyasetçi olmaktı. Siyasete Mart 2009'daki Şişli Belediyesi İl Meclisi Üyesi olarak seçildikten sonra girdim ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Mart 2009 ve Eylül 2009'da danışmanlık yaptım. Her zaman toplumsal fayda sağlayacak bir alanda çalışmak istedim. Eğitim bunun için en etkin meslek.
- Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır? Özellikle sizin mesleğinizde...
Bu işin yarısı eğitim ve tecrübe, diğer yarısı ise ilişkileri gerektiriyor. Şu an içinde yaşadığımız dünyada "Influencer" diye adlandırdığımız Kanaat Önderleri ile yakın, samimiyete ve karşılıklı güvene dayalı ilişkiler kurmak sizi başarıya götüren anahtarlardan birisi konumunda. Markalar artık onu sahiplenecek, "avukatlığını yapacak kadar seven" takipçiler bulmak ve bu kişilerle onu takip eden kişilerin kalbini kazanmak durumunda. Bu okul da olabilir, çanta markası da. "Neden o okul değil, bu okula çocuğumu göndereyim?" sorusunun cevabını samimi bir şekilde potansiyel velilere geçirmeliyiz.
- Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?
Değişen dünyaya ayak uyduran bir sistemle eğitim sisteminde öncülük yaparak başlayabilirsiniz.
- Hiç unutamadığınız bir anı var mı? Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran?
Okulu kurma kararı aldığımız zaman ekiple birlikte yaşadığımız mutluluğu anlatamam. İnanılmaz bir misyonumuz var. Bu bizi çok heyecanlandırıyor.
"Hayalim, her çocuğun kaliteli eğitime erişebilmesi"
- Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?
Örnek aldığım kimse yok. Herhangi bir yerden destek de almıyorum. Herkes için kaliteli eğitime inanıyorum. Benim de çocuklarım var. Her çocuğun kaliteli eğitime erişebilmesi hayalim. Ücretsiz eğitim vermeyeceğiz ancak, çok makul rakamlar olacak.
"Sosyal medya bizim için vazgeçilmez"
- Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?
Sosyal medya artık yan bir medya alanı değil, planlara alınması gereken ana medya aracı hâline geldi. Bizim işimizde çok önem taşıyor. Okulumuzun en önemli özelliği zaten normal lise müfredatı üzerine eklenen bu teknoloji eğitimi. Üstelik sosyal hayatı dolu dolu yaşamayı seven bir gençlik yetiştiriyor olacağız. Dolayısıyla sosyal medya bizim için vazgeçilmez bir var olma yeri. Öğrencileri 21. yüzyılın ihtiyaçlarına uygun şekilde yetiştireceğiz ve iletişim teknolojilerinde uzmanlaştıracağız.