Yolsuzlukla mücadelede yeni adım
Yurt dışında rüşvet veren Türk vatandaşları, Adalet Bakanının izni olmaksızın yargılanabilecek
ANKARA - Adalet Komisyonu, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısını benimsedi. Yurt dışında rüşvet veren Türk vatandaşları, Adalet Bakanının izni olmaksızın yargılanabilecek.
Adalet Komisyonunda, Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı kabul edildi.
Tasarıya göre, rüşvet suçu; Türk vatandaşı ya da yabancının yurt dışında işlemesi halinde Türk kanunlarının uygulanacağı suçlar arasından çıkarıldı. Böylece bir Türk vatandaşı, yurt dışında rüşvet verirse, Türkiye'de bulunması halinde, kovuşturma için Adalet Bakanının iznine gerek kalmayacak.
Tasarı, bir kişinin, suçtan elde ettiği veya suçun konusunu oluşturduğu eşyayı, suç tamamlandıktan sonra edinmesinde, iyi niyetli olup olmadığına bakılmadan elindeki eşyaya el konulmasının da önüne geçiyor.
Suç teşkil eden eşya ve maddelerin müsadere edilmesi için eşyayı daha sonra edinen kişi, Türk Medeni Kanununda yer alan "iyi niyetin korunması"na ilişkin hükümlerinden yararlanamayacak.
Bir suçun işlenmesiyle elde edilen eşyayı veya diğer mal varlığı değerini, bu suçun işlenmesine katılmayan ancak satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi, 6 aydan 3 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.
Yabancıya rüşvet, etkin pişmalık dışında
Yabancı kamu görevlilerine rüşvet verenler, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacak.
Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklamada öncül suçların alt sınırı, 1 yıldan 6 aya indirildi. Alt sınırı 6 ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizleyen, meşru bir yolla elde edildiği kanaati uyandırarak çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, 3 yıldan 7 yıla kadar hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılacak.
TCK'ya yeni bir suç tanımlaması eklendi. "Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama suçunun konusunu oluşturan mal varlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın almak, kabul etmek, bulundurmak veya kullanmak" fiilleri ayrı bir suç olarak tanımlandı. Bu suçları işleyenlere, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası verilecek.
Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu, uyarıcı madde imal ve ticareti ile bu suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama suçları; ağır ceza mahkemelerinde görülecek.
Uzlaştırma kapsamına giren bir suç, bu kapsama girmeyen bir başka suçla işlenirse, uzlaşma hükümleri uygulanmayacak.
Tüzel kişiye de ceza
Bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi, dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, rüşvet, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, zimmet, kaçakçılık, petrol kaçakçılığı, terörün finansmanı gibi suçları tüzel kişinin yararına işlerse, tüzel kişiye de idari para cezası kesilecek. Bu suçların tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi halinde, ayrıca bu tüzel kişiye 10 bin liradan 2 milyon liraya kadar idari para cezası verilecek.
İdari para cezasına karar vermeye, bu suçlardan yargılama yapmakla görevli hakim yetkili olacak.
Yolsuzlukla mücadele birimi
Başbakanlık Teftiş Kurulu, Yolsuzlukla Mücadele Koordinasyon Birimi olarak da görev yapacak.
Başbakanlık Teftiş Kurulu, "AB ile imzalanan anlaşmalar çerçevesinde, Yolsuzlukla Mücadele Koordinasyon Birimi olarak görev yapmak; bu kapsamda inceleme, soruşturma, işbirliği ve gereken diğer bütün işlemleri yapmak ve yaptırmak"la görevli olacak.
"Adi suçlara kalkan olmayacak düzenlemeler"
Tasarının görüşmeleri sırasında, komisyonun CHP'li üyeleri, düzenlemenin yeterli olmadığını, milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, tasarıyı, "yetersiz, meselenin özünden uzak, yüzeysel ve günü kurtarmaya yönelik" olarak değerlendirdi.
Köktürk, milletvekili dokunulmazlığı konusunda bir adım atılmadığını belirterek, parlamentonun, adi suçlara kalkan olmayacak düzenlemeleri gündeme getirmesi gerektiğini belirtti.
CHP Ordu Milletvekili Rahmi Güner, "Dokunulmazlıklar konusu düzenlenmeden, bu tasarı yetersizdir" dedi.
CHP Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlık dosyasının beklediğini, bunu çözmeden tasarının samimi olamayacağını savundu.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, yolsuzlukla mücadelenin AK Parti iktidarına bırakılmayacak kadar ciddi olduğunu bildirdi.
"Devleti kemiriyorlar"
Komisyon Başkanı Ahmet İyimaya da yolsuzluğun, dünyanın, insanlığın, Türkiye'nin sorunu olduğunu, ahlakı, devleti kemirdiğini, ekonomiyi yozlaştırdığını vurguladı.
İyimaya, yolsuzlukta temel anayasal sorununun, bürokratların yargılanmasını izne bağlayan anayasanın 129. maddesi olduğunu belirtti.
AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının önemine işaret ederek, bunların sağlanamaması halinde hiçbir konuda sonuca ulaşılamayacağını bildirdi. Köylü, dokunulmazlıklar için anayasanın değiştirilmesi gerektiğini, önümüzdeki günler için anayasa değişikliğinin gündeme geleceğini ifade etti.
AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç da Başbakan Erdoğan'ın 1998-2003 yılları arasında dokunulmazlığının bulunmadığını, sadece şiir okuduğu için mahkum olduğunu kaydetti.