”Yüzde 6,6 büyüme, sanal değil”
Şimşek, büyümenin vatandaşa yansımaya devam ettiğini söyledi
GAZİANTEP - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,6 büyümesinin sanal bir büyüme olmadığını vurgulayarak, "Büyüme vatandaşa yansımaya da devam ediyor" şeklinde konuştu.
Şimşek, Gaziantep'te düzenlediği basınla sohbet toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. İlk çeyrekteki yüzde 6,6 büyümenin sanal büyüme olduğu görüşlerine ve halkın cebine para girmediğine ilişkin soru üzerine Şimşek, Türkiye'nin büyüdüğünü ve bunun vatandaşa da yansıdığını söyledi.
Şimşek, Türkiye'de son 5-6 yıldır araç sayısının 8-9 milyondan 13 milyona civarına geldiğine, konut sayısının 13 milyondan 19 milyonu aştığa, cep telefonu kullanan sayısının 23 milyondan 63 milyonu aştığına, uçakla yolculuk yapanların sayısının katlandığına dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:
"Neresinden bakarsanız bakın aslında Türkiye hızlı şekilde gelişmiş ve bu vatandaşa yansımış. Ama, herkese eşit şekilde yansıması hiçbir ülkede de olmuyor. Bütün ülkede gelir dağılımı, önemli bir sorun. Yılın ilk çeyreğinde yüzde 6,6 büyüme nasıl ki gerçekse, yılın son çeyreğinde büyüme düştüğü zaman o da gerçekti. Geçen sene büyüme yılın son çeyreğinde yüzde 4'ün altına inmişti. Nasıl ki o rakamlar gerçekçi bulunduysa, aynı hesaplama yöntemiyle yüzde 6,6'da hesaplanmıştır. Dolayısıyla sanal bir büyüme rakamı değil."
Türkiye'de hesaplama sisteminin AB ve dünya ile aynı teknikle olduğunu vurgulayan Şimşek, "Bence, büyüme vatandaşa yansımaya da devam ediyor" dedi.
Şimşek, İMKB'de banka ve finans sektörü dışında 219 tane şirket bulunduğunu, bu şirketlerin yılın ilk çeyreğinde satışlarının yüzde 21,5 artığına dikkati çekti.
"Devlet tüketicilere büyük bir sübvansiyon sağladı"
Elektrik zammının enflasyona etkisine ilişkin soruyu yanıtlarken Şimşek, tüketici fiyatları endeksini oluşturan yüzlerce mal ve hizmet olduğunu anlattı.
Türkiye'nin 2002-2007 yılları arasında elektrik fiyatlarını hiç artırmadığına, o dönemde petrol fiyatlarının ortalama yaklaşık 20 dolardan 70 dolara çıktığına, doğal gaz fiyatlarının buna paralel arttığına dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti:
"3,5 kat artışa karşın elektrikte sıfır zam yapmışız. Bu, devlet tüketicilere, sanayicilere büyük bir sübvansiyon sağlamış demektir. Geldiğimde hesapladım, üretici fiyatları endeksi ile fiyatları güncelleseydik, yani 2002'deki fiyatları her sene üretici fiyatları endeksi ile 2007'ye getirseydik ve onu tüketilen miktarla çarpsaydık; Türkiye 2002 ile 2007 yılları arasında sanayiciye 13 katrilyon lira (13 milyar YTL) sübvansiyon sağlamıştır, hane halkını ve diğer tüketicilere de 12 katrilyon (12 milyar YTL), toplamda 25 katrilyon (25 milyar YTL) sübvansiyon sağlamıştır."
"Elektrikte kar edelim anlayışında değiliz"
Türkiye'de bu yıl elektrikte birikimli yüzde 35-45 fiyat artışı söz konusu olduğunu anlatan Bakan Şimşek, "Aslında Türkiye hala sübvansiyon sağlıyor. Biz, elektrikte otomatik fiyat mekanizmasına geçtiğimiz zaman ne dedik; maliyet esaslı bir fiyatlama mekanizmasına geçelim. Biz, elektriği üretelim, vatandaşa ve sanayiciye satalım, bundan kar edelim yaklaşımı içinde değiliz" dedi.
Şimşek, şu anda elektriğin yüzde 52'sinin doğal gazla üretildiğini, doğal gazın ise yüzde 99'unun işal edildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Türkiye 1970'li yılların sonunda petrol fiyatları 30 dolarken ülke yoluna devam edememiş, bugün 140 dolar ile Türkiye yoluna devam ediyor. Mayıs ayında Türkiye'de yıllık cari açık 43 milyar dolar, enerji işalatı 41,5 milyar dolar. Bizim elektrikte yaptığımız fiyat ayarlamaları, Türkiye'nin sanayicinin rekabet ve tüketicinin ödeme gücünü dikkate alarak, hala büyük fedakarlık yaptığı bir fiyat ayarlamasıdır."
Şimşek, elektriğin enflasyonu belirleyen en önemli faktör olmadığını ifade etti.
"Türkiye dünya enflasyon liginde 59. sırada"
Bakan Şimşek, Türkiye'nin 1990'lı yıllarda enflasyon liginde her zaman 4. ile 7. sıra arasında yer aldığını belirten Şimşek, "Ben bu hesaba bu yılın başında baktırdım; Türkiye şu anda dünya enflasyon liginde 59. sırada" dedi.
Şimşek, dünyada her yerde enflasyonun yükseldiğinin altını çizdi. Şimşek, şunları kaydetti:
"1950 yılında biz, Kore'nin iki katından fazla kişi başına milli gelire sahibiz. 2002'ye geliyoruz, Kore'nin kişi başına milli geliri bizim 5-6. Neden? Çünkü sürekli şekilde siyasi istikrarsızlık, demokrasinin sekteye uğraması, iş-aş üretenlerin önünün açılmaması sorunlarıyla karşı karşıya kaldık. Türkiye, o performansı devam ettiremedi.
Bugün Türkiye, Avrupa ile arayı hızlı şekilde kapatıyor. Beğenmediğiniz yüzde 4,5 büyüme bile Avrupa büyümesinin bu yıl için konuşuyorum, en az 2-3 katı olacak. Eğer bizi dönemimiz talihsiz bir dönem olmasaydı, yani metal, gıda ve enerji fiyatlarının sürekli yükseldiği bir dönem olmasaydı, Türkiye'nin net ihracatı büyümeye nötr olsaydı, son 6 yılda yıllık büyüme yüzde 9 civarında olacaktı."
"Hükümetimizin gündemi reform"
Şimşek, bir gazetecinin, daha önce uluslararası bir bankada analiz yaptığını anımsatarak, "Bakan olmasaydınız; Türkiye'deki kapatma davası ve Ergenekon sürecini siyasi anlamda nasıl yorumlardınız?" sorusuna karşılık, şunları söyledi:
"Bu, varsayımsal bir soru. Ben, şu anda bakanım. Bu güzel ülkemize hizmetkarlık yapmaktan da çok büyük mutluluk duyuyorum. Türkiye potansiyeli, dinamizmi bu bölgede en yüksek olan ülke. Bu türden sıkıntılar, suni gündemlerin olmadığı bir süreçte Türkiye potansiyelini çok rahat şekilde gerçekleştirebilecek, sadece bölgede değil dünyada en önemli global aktörlerden bir tanesi olabilecek kapasiteye sahip bir ülke. Son birkaç yılda da bu ortaya çıktı zaten. Ne zaman Türkiye'de bir siyasi istikrar sağlansa, Türkiye şaha kalkıyor. Rahmetli Menderes dönemi, rahmetli Özal'ın ilk dönemleri böyledir. Dolayısıyla, bizim hükümetimizin gündemi bütün o bahsettiğiniz olumsuz ve Türkiye'nin hak etmediği gelişmeler ve gündemlere rağmen hükümetimizin gündemi reformdur."
Ergenekon operasyonu
Enerji Piyasası Reformu, İstihdam Paketi, Sosyal Güvenlik Reformu ve AR-GE Yasası'nın mart ayından sonra çıktığına dikkati çeken Bakan Şimşek, şunları kaydetti:
"Siz günlük gazetelerde açıyorsunuz 'Ergenekon, kapatma'...Ama, bizim gündemimiz, biz ülkenin 30 yıllık, 40 yıllık görünümünü, beklentilerini nasıl olumluya dönüştürürüz, temellerini nasıl sağlamlaştırırız ve ülke nasıl ki 2002-2007 arasında büyük bir çıkış yakaladı, acaba örnek olarak söylüyorum 2009 ile 2023 arasında nasıl büyük bir çıkış yakalar... Şu anda bunun temellerini hazırlıyoruz. Reformların amacı bu." Türkiye'nin bu gündemi hak etmediğini belirten Şimşek, "Potansiyeli bu kadar yüksek olan bir ülkenin önünü tıkamamız lazım. Bütün bu olanlara rağmen son derece iyimserim. Ülkemizi dünyada hak ettiği yere getireceğiz" diye konuştu.
"KEY ödemeleri temmuzda yapılacak"
Konut Edindirme Ödemeleri'nin (KEY) bu ay içinde başlayacağını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:
"Emlak Bankası şu anda tasfiye halinde. Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı, devletin diğer birimleriyle yapılan çalışmaları sonuçlandırdılar. Önümüzdeki hafta içerisinde Meclis'te, Hazine ile ilgili bir yasa görüşülecek, o yasanın içinde KEY ödemelerine ilişkin bir düzenleme de var. O da çıkmış olacak. KEY ödemeleri temmuz ayı içerisinde yapılmaya başlanacak."
"Vatandaş korkudan dolayı döviz alıyor"
Devlet Bakanı Şimşek, mart ayından sonra ortaya çıkan siyasi sürecin ekonomiye etkisine ilişkin soru üzerine, yaptıkları reformların gündemi oluşturmadığından yakındı. Şimşek, ülkeye heyecan, pozitif enerji vermek gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Fakat ülke sürekli, sabah kalkıyor o pozitif enerjisi maalesef bu suni gündemle eriyip gidiyor. Moral, güven çok önemli unsurdur.
Faizler, Türkiye'de hak etmediği kadar yüksek. Ama ne oluyor? Vatandaş o faizden bono alacağına, parasını TL mevduata yatıracağına ne yapıyor, bu korkulardan ötürü gidip döviz alıyor. Döviz tevdiat hesabı en son 104 milyar dolara vardı. Neden? Bir iki yıl önce 57 milyar dolara kadar düşmüştü. Ne oldu? Dövizin faizi yükselmedi. Niye vatandaş yüzde 22 faiz dururken, parasını dövize yatırıyor? TL likiditesi yok, esnafın durumu kötü diyorsunuz... Neden? Çünkü, bu gelişmeler vatandaşı daha temkinli, daha kötümser yapıyor. Tüketim, yatırım kararlarını erteliyor."
"Gündem Türkiye'ye çelme taktı"
Dünyada kriz geçen temmuz ayında başladığını, Türkiye'de yeni hükümet kurulduğu ve güven olduğu için faizlerin yüzde 16'ya kadar indiğini anlatan Şimşek, bu yıl mart ayından itibaren dünyada faizler artmazken Türkiye'de artmaya başladığına dikkati çekti.
Şimşek, faizlerin esnafa ve kredi kullanana yansıdığını ifade ederek, "Bu gündem, maalesef Türkiye'yi aşağı çekmiştir, Türkiye'ye ayak bağı olmuştur, çelme takılmıştır. Bütün bunlara rağmen bu bizim gündemimiz değil; bizim gündemimiz reformdur, istihdamdır, rekabet gücüdür, Türkiye'nin ileriye gitmesidir. Türkiye, bunların hepsini atlatacaktır. Daha olgunlaşan bir demokratik süreç ile karşı karşıya. Eminim ki Türkiye, bu süreçlerden çok çok daha güçlü şekilde çıkacak" diye konuştu.
"Devlet de vatandaş da hesabını kitabını bilecek"
Bir gazetecinin borçlarını kapatmak için arsasını, televizyonunu sattığını belirtmesi üzerine Şimşek, "Devlet de vatandaş da hesabını kitabını bilecek. Ayağını yorganına göre uzatacak" dedi. Sosyal güvenlik açığının 37 milyar YTL olduğunu hatırlatan Şimşek, sosyal güvenlik sistemi fazla vermiş olsaydı Türkiye'de faizlerin yüzde 7-8 civarında olacağını sözlerine ekledi.