CHP: Enflasyon tahmininin tutması zor
CHP’nin 67. Ekonomik Görünüm Raporunda Temmuz ayı enflasyon verileri ve Mayıs ayı reel kesim açık pozisyonu değerlendirildi.
ANKARA - CHP’nin ekonomi raporunda, Merkez Bankası’nın yıllık 6.2’ye yükselttiği enflasyon tahminini tutturması için yılın kalanında enflasyonun yüzde 1,8 olması gerektiği, buna karşın son 9 yılın Ağustos-Aralık aylarının enflasyon ortalamasının yüzde 4,7’yi bulduğu belirtilerek, “Dolayısıyla Merkez Bankası’nın yeni enflasyon tahminin tutması için geriye kalan beş ay için enflasyonun yüzde 1,8’de tutulması gerekiyor. Bu çok zor” değerlendirmesinde bulunuldu.
CHP Ekonomi Politikaları Genel Başkan Yardımcılığı’nın Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın koordinasyonunda hazırladığı 67. Ekonomik Görünüm Raporunda Temmuz ayı enflasyon verileri ve Mayıs ayı reel kesim açık pozisyonu değerlendirildi.
Raporda, Temmuz’da tüketici enflasyonunun piyasa beklentileri ile paralel geldiği belirtildi. Temmuz’daki yıllık yüzde 8,9’luk tüketici enflasyonunun son 10 ayın en yüksek enflasyonu olduğunun kaydedildiği raporda, Temmuz’da en yüksek enflasyon artışının yüzde 2,28 ile ulaştırma grubunda gözlendiği, diğer yandan geçtiğimiz yılların Temmuz aylarında enflasyonu yaklaşık 0,1 puan aşağı çeken gıda ve alkolsüz içeceklerin bu Temmuz’da enflasyona 0,05 puan katkı yaptığı ifade edildi.
Hem ham petrol fiyatı artıyor hem kurdaki artış yansıyor
CHP’nin ekonomi raporunda ulaştırma grubundaki fiyat artışının “kurdan enflasyona geçişin başladığını” gösterdiği belirtilerek, “Ham petrol fiyatlarında son bir yılda zaten yüzde 5,9 artış varken; kurdan kaynaklanacak ilave maliyet enflasyonun seyri açısından iyi haber değil” değerlendirmesinde bulunuldu.
Temmuz ayında benzin ve mazot ile Tüp Gaz ve LPG Dolum Ücretindeki artışlara dikkat çekilen raporda, “Kurdan fiyatlara geçişin başladığını gösteren diğer bir sinyal ise çekirdek enflasyon göstergelerinden geldi. Çekirdek enflasyondaki artış, beklentileri de olumsuz etkileyecek bir gelişme” denildi.
Merkez hedefleri tutturamadığı gibi tahminlerini de tutturamadı
Merkez Bankası’nın son yayımladığı enflasyon raporuna da değinilen ekonomi raporunda, “Merkez Bankası enflasyonun yüzde 9’lara ulaşacağına piyasaları hazırlamış olsa da” enflasyon görünümünün giderek bozulduğu ifade edildi. Raporda, “Daha önce 2013 için yüzde 7’lerin hemen üzerinde enflasyon beklentisi oluşturan piyasalar şimdi bu beklentiyi yüzde 7,5’lere çekmiş durumda. Merkez Bankası zaten yüzde 5,3 olan yılsonu enflasyon tahminini son yayımladığı enflasyon raporu ile yüzde 6,2’ye yükseltti. Yüzde 5 yılsonu enflasyon hedefini tutturamayan TCMB’nin şimdi tahminlerini de tutturamadığı görülüyor” ifadelerine yer verildi.
Merkez’in yeni tahminin de tutması zor
Yılı yüzde 6,2 enflasyonla kapatmak için kalan beş ayda enflasyonun yüzde 1,8 olmasının gerektiğine dikkat çekilen raporda, geçtiğimiz yıllarda Ağustos-Aralık döneminde en düşük enflasyon artışının yüzde 3,2 olduğu, son dokuz yılda Ağustos-Aralık aylarının enflasyon ortalamasının yüzde 4,7’yi bulduğu hatırlatılarak, “Dolayısıyla Merkez Bankası’nın yeni enflasyon tahminin tutması için geriye kalan beş ay için yüzde 1,8’lik enflasyon gerekiyor ve bu çok zor” değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, açık enflasyon hedeflemesi yaptığını söyleyen Merkez Bankası’nın son sekiz yılda enflasyon hedefini 6 kez tutturamamasının ciddi bir güvenilirlik sorunu yarattığı vurgulanarak, bunun üzerine tahminlerin de sürekli revize edilmesinin güven sorununu daha da ağırlaştırabileceği uyarısında bulunuldu.
Reel kesimin net döviz borçlarındaki artış kaygı verici
Finansal kesimin dışındaki şirketlerin döviz varlıklarındaki azalışa karşın, döviz borçlarında önemli artış yaşandığının belirtildiği raporda, “Reel sektör şirketlerinin net döviz yükümlülüğü Mayıs’ta 9 milyar dolar artarak 161,8 milyar dolara ulaştı. Bu, dolar kurundaki her 10 kuruşluk artışın reel sektörün kur farkı zararını 16,2 milyar TL artıracağı anlamına geliyor” denildi. Raporda reel kesimin net döviz borçlarının GSYH’ya oranının 2002’deki yüzde 3 seviyesinden şimdi yüzde 19’a geldiği de belirtilerek şunlar kaydedildi:
“Bu bile başlı başına kaygı verici bir gelişme iken net döviz yükümlülüğünün bileşimindeki hızlı bozulma kaygılarımızı daha da artırıyor. Nitekim kısa vadeli net döviz yükümlülüğünün sadece beş ayda 8 milyar dolar artarak 21,7 milyar dolara çıktığı görülüyor. Bir diğer ifade ile 2012 sonunda her 100 dolarlık net döviz borcunun 9,6 doları kısa vadeli iken, şimdi bunun 13,4 dolara çıktığı görülüyor. Risk iştahının kaybolduğu ve küresel likiditenin artık artmayacağı bir dönemde reel kesimin net döviz yükümlülüğünün gerek nicelik, gerekse nitelik olarak bozulmasına dikkat etmek gerek.”