Ulusal İstihdam Stratejisi hayata geçiriliyor

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Fatih Acar, işsizlik ve istihdam sorunlarının çözümü için Ulusal İstihdam Stratejisi'nin 1 ay içerisinde hayata geçirilmeye başlanmasının beklendiğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR - Fatih Acar, Swissotel Grand Efes'te düzenlenen 5. İzmir İktisat Kongresi'nin ikinci gününde, "İstihdamın ve İşgücü Piyasası Etkinliğinin Artırılmasına Yönelik Stratejiler" konulu panelde yaptığı konuşmada, işsizliğin özellikle 2008 yılından itibaren, ortaya çıkan küresel krizle birlikte dünya için bir sorun haline geldiğini söyledi. 

Dünyadaki işsiz sayısının 2012 yılında 197 milyon kişiye ulaştığını, işsizliğin, Türkiye için de bir sorun olduğunu ancak buna rağmen yeni istihdam yaratma konusunda sergilenen performansla yüzde 10 olan AB işsizlik ortalamasından daha iyi konuma sahip olduklarını belirten Acar, şu bilgileri verdi:  

"Nüfusumuz 74,5 milyon, işgücü piyasasını ilgilendiren 15 üstü nüfusumuz ise 55,6 milyon, işgücümüz ise 28,7 milyon, yani yüzde 51,7 işgücüne katılım oranına sahibiz. İşsiz sayımız 2,6 milyon, işsizlik oranımız da 9,3. Türkiye'deki istihdamın genel karakteristik özelliği ise her yıl ortalama 850 bin kişinin çalışabilir nüfusa dahil olması. Bu tablo ışığında işsizlik oranımız her ne kadar AB ortalamasının altındaysa da yine de yüksektir." 

"Ulusal İstihdam Stratejisi belirlendi"   

Acar, Türkiye'nin işsizlik sorununun çözümü için bugüne kadar palyatif çözümler üretmeye çalıştığını, hiçbir zaman bir stratejik plan ortaya konulmadığını belirtti. Bu noktada ilk defa 2009 yılında tüm sosyal tarafların katılımıyla Ulusal İstihdam Stratejisi'nin belirlenmesi için çalışma başlatıldığını ve tamamlandığını ifade eden Acar, şunları kaydetti:  

"Bu çok geniş ve kapsamlı çalışma sonucunda, Türkiye'nin Ulusal İstihdam Stratejisi ortaya çıktı. Bu strateji son derece önemli. Bu strateji, birinci olarak eğitim-istihdam ilişkisini güçlendirecek. Sonrasında işgücü piyasasında güvence ve esnekliği sağlayacak, özel politika gerektiren grupların istihdamını artıracak, istihdam koruma ilişkisini güçlendirecek. Bu noktada, 40 hedef, 57 politika ve 204 tedbirin belirlendiği strateji çalışmaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca tamamlandı, Kalkınma Bakanlığına gönderildi ve Yüksek Planlama Kurulu kararı olarak inşallah önümüzdeki bir ay içerisinde bu hayata geçmiş olacak. Bu, Türkiye açısından istihdam konusunda yapılan en önemli çalışmadır. Bu stratejide, işsizlik oranı 2023 hedefi olarak yüzde 5 olarak belirlendi. Yine istihdam oranının yüzde 55'e yükseltilmesi, tarım dışı sektörde kayıt dışı istihdam oranının yüzde 15'in altına indirilmesi, kadınların işgücüne katılımının yüzde 41 düzeyine çekilmesi hedeflenmektedir." 

Kıdem tazminatı 

Türkiye'deki işgücü piyasasının önemli sorunlarından birinin de kıdem tazminatı olduğunu ifade eden Acar, bu sorunun çözümü için işçi ve işveren kesimleri olan tarafların uzlaşmasını beklendiğini söyledi. Acar, kıdem tazminatının ciddi bir sorun olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:  

"Bugün geldiğimiz noktada işçilerimizin yüzde 90'ının faydalanamadığı bir kıdem tazminatı sorunumuz var. Bunu işçilerimiz için çözmemiz lazım, İşverenlerimizi de işçileri de mağdur etmeyecek bir orta yolda buluşabileceğimizi ümit ediyorum. Biz buna karşıyız anlayışı değil, biz bunun buralarına karşıyız, bunun bu şekilde olması gerektiğini düşünüyoruz şeklindeki bir yaklaşımla bu sorunu da çözeceğimize inanıyorum."   

İşçi kesiminin görüşleri  

Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan ise makro hedeflerin Türkiye için önemli olduğunu ancak diğer göstergelerin de gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi. 

Türkiye'nin hızlı bir büyüme sergilerken sendikalaşma oranının hala düşük olduğunu, hatta örgütlülüğün hızla azaldığına işaret eden Arslan, bununla birlikte yeni istihdam yaratırken nasıl bir istihdam yaratıldığının önemsenmediğini, insan onuruna yakışır iş kavramının neredeyse lugattan çıktığını savundu. 

Kıdem tazminatı sorununa konfederasyonlarının bakışını da açıklayan Arslan, Türkiye'de 2012 yılında işverenlerin 12 milyon 500 bin işçi için SGK'ya işten çıkış bildiriminde bulunduğunu ve bunlardan sadece yüzde 10'unun kıdem ödemesine hak kazanan 1 yıldan fazla süredir o işyerinde çalışan işçilerden oluştuğuna dikkati çekti. Arslan, geri kalan yüzde 90'lık kesimin, işverenin mevzuatın çeşitli açıklarından faydalanması sonucu kıdem tazminatı alamadığını ve özel sektörde kıdem tazminatının hemen hemen hiç ödenmediğini belirterek, şunları söyledi:  

"Hak-İş olarak, kıdem tazminatını bütün çalışanların alabileceği ve bunun doğrudan hizmet akdiyle de bağlantısını kesecek yeni bir modelin inşa edilmesini istiyoruz. Bunu yaparken de var olan haklarımızın geriye götürülmeden yenileri ilave edilerek bu modelin hayata geçirilmesini istiyoruz. Buradaki amacımız şu; bütün çalışanların çalıştıkları sürelerle orantılı olarak kıdem tazminatını alabilmelerini istiyoruz."  

Çalışma yaşamında benzer çözüm bekleyen bir diğer sorun olan alt işverenlik konusuna da değinen Arslan, 10. Kalkınma Planında öngörülen çözümün, kendileri için çözüm olmadığını, kamunun çözüm olarak sunduğu modelde, bugün mahkeme kararlarıyla muvazaalı işveren olarak üstlenmek zorunda kaldığı sorumluluğu üzerinden atmak istediğini ileri sürdü.  

Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak da işsizliğin Türkiye'nin temel bir sorunu olduğunu ve göstergelere bakıldığında, istihdamın büyümeye paralel artmadığının görüldüğünü ifade etti. 

İşveren kesimi  

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Tuğrul Kutadgobilik ise hükümeti, çalışma yaşamı ve istihdam sorunlarına çözüm üretirken, işveren ve işçi kesimleriyle ortak çalışma yürütmemekle suçlayarak, Ekonomik Sosyal Konsey'in 36 aydır toplanmadığını belirtti.  

Bu konularda karar alırken tarafların görüşlerinin alınmasının önemine işaret eden Kutadgobilik, "Türkiye'de işçi ve işvereni dinlemeden karar vermek doğru değildir. Haddimi aşarak söylemiyorsam, yöneticilerimizin bu dileğimi, ricamı kale almalarını diliyorum" dedi.