Buğday rekoltesinde yüzde 25 düşüş

Ulusal Hububat Konseyi’nin ‘Buğday Raporu’na göre 22 milyon ton olan üretim 17.3 milyon tona düşecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ALİ EKBER YILDIRIM

Buğdayda kuraklık krizi yaşanıyor. Geçen yıl 22 milyon tonla rekor üretime ulaşan buğdayın bu yıl 17.3 milyon tona gerilemesi bekleniyor. Ulusal Hububat Konseyi’nin hazırladığı rapora göre, İç Anadolu, Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri kuraklıktan en fazla etkilenen bölgeler oldu. Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Mustafa Yılmazkart imzasıyla hazırlanan ve DÜNYA’nın elde ettiği rapora göre, tarımsal kuraklığın yüzde 25- 30’luk üretim düşüşüne neden olduğu ifade ediliyor. Raporda, “Türkiye’de uzun yıllar ortalaması 20 milyon ton olan buğday üretiminin, 17 milyon 348 bin ton olacağı tahmin edilmektedir” denildi.

Ulusal Hububat Konseyi Raporu’na göre ülke genelinde Ekim 2013-30 Nisan 2014 arasındaki dönemde şiddeti bölgelere göre değişmekle birlikte meteorolojik kuraklık yaşandığı, İç Anadolu, Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde meteorolojik kuraklık yanında kışlık hububat için tarımsal kuraklığın da oluştuğu, bu alanlarda kuraklık yanında soğuk zararı da dikkat çekici boyutta oldu. Karadeniz Bölgesi ve Ege Bölgesi’nin iç geçit kısımlarında tarımsal kuraklık görüldü. 

Bundan 10 yıl önce 9 milyon hektar olan buğday ekim alanının, giderek azaldığı ve 7.7 milyon hektar civarına düştüğü raporda özetle şu görüşlere yer verildi:” Buna rağmen gerek yeni çeşitlerin ıslahı gerekse yetiştirme tekniklerindeki gelişmeler, ekim nöbeti ilkelerine uyulması ve benzeri nedenler ile birim alanda verim giderek arttığı için, üretim düşüşü yerine artışlar görülmüştür. Ancak gelinen noktada nüfus artışı, göçmen nüfus, artan turist sayısı, dışarıya yapılan yardımlar ve çevremizde yaşananlardan dolayı üretimden düşen ve Türkiye’den gelecek gıdalarla beslenmek durumunda olanlar komşu ülkelerin insanlar ile tüketim öngörülenin çok üzerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle buğday ekim alanlarında sınır değerlere ulaşılmış olup, bunun altına düşen ekim alanları kurak yıllarda üretim yetersizliği sorununun beraberinde getirecektir.”

Destekler bölgesel bazda verilmeli 

Buğdaya yapılan desteklerin bölgesel farklılıklar da göz önünde bulundurularak artırılması gerektiğine dikkat çekilen raporda, "Örneğin Orta Anadolu’da dekara 250 kilo verim düzeyi ile, buğdaya yapılan destek dekar başına 33,1 liradır. Mazot desteğinin dekara 4.6 liradan 7 liraya, fark ödemesi desteğinin kilo başına 5 kuruştan 8 kuruşa çıkarılması halinde dekar başına destek 43 liraya yükselecektir. Bu önemli bir destek olarak değerlendirilmektedir. Diğer bölgelerde ise verim düzeyleri dikkate alınarak bir düzenleme yapılmalıdır” görüşüne yer verildi. 

Sap-saman krizi yaşanabilir

Raporda kuraklığın yem sektörünü de olumsuz etkileyeceğine vurgu yapıldı. Genel olarak kuraklığın şiddetli olduğu bölgelerde olmak üzere tüm ülke genelinde boy kısalığı dikkate alınarak kuraklık durumunun devamı halinde ülke genelinde önemli bir sap-saman sıkıntısı olmaması için şimdiden alternatif yem kaynaklarının programlanması önerilen raporda şöyle denildi: “ Uygun bölgelerde; silajlık mısır, sorgum, sudan otu melezi, fiğ, yem bezelyesi gibi bitkilerin silaj ve balya amaçlı ikinci ürün olarak ekilmeleri yönünde projeler üretilmesi, uygun olan tüm bitkilerin anız ve hasat artıklarının azami düzeyde balya, saman olarak değerlendirilmesi yönünde çalışılması gerekmektedir. Anız yangınları olmaması için kamu spotları hazırlanabilir.” 

bugdayy.jpg

Buğday 75 milyona yetmeyecek 

Türkiye’nin 2013 yılı buğday üretiminin rekor düzeyde, 22 milyon ton olarak gerçekleştiği ancak buna rağmen buğday fiyatının arttığı hatırlatılarak geleceğe ilişkin şu değerlendirme yapıldı: “Bu rekor üretime rağmen dünyadaki trendin aksine buğdayda fiyat artışının gerçekleşmesi 75 milyonu dikkate alan bir hesabının yanlışlığını ortaya çıkarmaktadır. Ülke nüfusu ile kayıtlı, kayıtsız göçmenlerin sayısı, turist sayısı ve iç savaş ve başka nedenlerle üretimden düşen çevremizdeki ülkelerde buğdaya ihtiyaç duyanların sayısı, yardımların yapılanların sayısı belirlenerek üretim hedefinde dikkate alınması doğru olacaktır. Bu durumda üretimin muhtemelen 85-90 milyona göre planlanması gerekecektir.” Raporda ayrıca, nadas alanlarından yararlanmanın yollarının açılması için; doğrudan ekim, dikey toprak işleme, dip kazan çekimi gibi işlemlerin devreye sokularak bu alanlarda su ihtiyacı düşük; aspir, macar fiği, kışlık yem bezelyesi, mercimek, nohut gibi bitkilerin yetiştirilmesini sağlayacak projeli çalışmaların başlatılmasının hayati önem taşıdığına da vurgu yapıldı.

 

Hangi bölge kuraklıktan nasıl etkilendi:

AKDENİZ:

Bu üretim yılında Ekim 2013-30 Nisan 2014 döneminde 433 mm yağış alınmış, 677 mm olan uzun yıllar ortalamasının yüzde 36 altında gerçekleşmiştir. Bölgede meteoroloji kuraklık söz konusu. Asıl önemlisi de sonbahardaki kuraklık, örneğin bölgede kışlık buğday ekildikten yaklaşık bir ay sonra yağış düşmüş; bu durumda çıkış gecikmiş, tohum ve çimlerde zararlanmalar olmuştur. Reyhanlı bölgesinde kuraklık yanında soğuk zararı da etkili olmuştur. Ceyhan ve İmamoğlu bölgesi soğuk ve kuraklıktan zarar görmüş, Afşin ve Elbistan ovalarında da kuraklık ve soğuk etki göstermiştir. Bölgede buğdayda yüzde 15 üretim düşüşü gerçeğinden bahsetmek mümkündür.

İÇ ANADOLU:

Ekim 2013-30 Nisan 2014 döneminde 190 mm yağış düşmüş, 284 mm olan uzun yıllar ortalamasının yüzde 33 altında gerçekleşmiştir. Bölgede lokal alanlar dışında meteorolojik kuraklık söz konusudur. Ayrıca mart ayı sonundan 5 Mayıs’a kadar geçen yaklaşık 45 günlük sürede bölgeye düşen yağış miktarı son derece kısıtlı olup, mart ayında yaşanan toparlanma, yerini yeni bir kuraklık sürecine bırakmıştır. Bölgede toplam üretimin yaklaşık yüzde 75’ini oluşturan kuru tarım alanları kuraklıktan tam olarak etklenmiştir. Kuraklığın en belirgin etkisi boy kısalması olup, bazı tarlalarının bu sebeple hasat edilemeyeceği düşünülmektedir. 

KARADENİZ:

2013-2014 üretim sezonunda Ekim-30 Nisan döneminde 466 mm olan yağış ortalaması, uzun yıllar ortalaması olan 583 mm’nin yüzde 20 altında olmuştur. Bölgede meteorolojik kuraklık söz konusudur. Özellikle Samsun ile Amasya, Tokat gibi iç geçiş bölgelerinde kuraklığın etkisi belirgin olmuştur. Buğday üretimin düzeyin yüzde 8 altında olacağı öngörülmektedir. 

MARMARA:

Bu üretim döneminde 395 mm yağış düşmüş, 503 mm olan uzun yıllar ortalamasının yüzde 21 altında gerçekleşmiştir. Bölgede meteorolojik kuraklık olmakla birlikte, düşen yağış miktarı ve dağılımı değerlendirildiğinde; buğday için tarımsal kuraklıktan söz edilemez. Bölgede uzun yıllar ortalaması civarında bir buğday üretimi beklenilmektedir.

EGE:

2013-2014 üretim yılında Ekim-30 Nisan 2014 döneminde 456 mm olan bölge yağış ortalaması, uzun yıllar ortalaması olan 546 mm’nin yüzde16 altında olmuştur. Uşak, Denizli, Kütahya ve Afyonkarahisar illerinde yağış düşüklüğü daha fazla olmuştur. Buğdayda üretim kaybının uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 8 civarında düşüş göstereceği beklenilmektedir. 

DOĞU ANADOLU:

Ekim 2013-30 Nisan 2014 döneminde 289 mm yağış düşmüş, 443 mm olan uzun yıllar ortalamasının yüzde 35 altında gerçekleşmiştir. Buğday için Kars, Erzurum, Ağrı ve Van illerinde daha belirgin olmak üzere bir tarımsal kuraklık riski oluşturmuş; şu anki sürecin devamı halinde buğday üretimin uzun yıllar ortalamasının yüzde 20 altında gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 

GÜNEYDOĞU ANADOLU:

2013-2014 üretim sezonunda Ekim-30 Nisan döneminde 325 mm olan yağış ortalaması, uzun yıllar ortalaması olan 490 mm’nin yüzde 34 altında olmuştur. Bölgede meteorolojik kuraklık yaşanmaktadır. Ayrıca Diyarbakır yöresinde yazlık çeşitler dondan aşırı şekilde etkilenmiştir. Yağışların özellikle Şanlıurfa’nın güney kısımlarında ve Gaziantep’te uzun yıllar ortalamasının oldukça altındadır. Bölgede buğday üretiminin uzun yılla ortalamasının yüzde 10 altında olacağı öngörülmektedir.