'Faizlerin yüksek olmasını biz de istemeyiz'
MB Başkanı Başçı, son dönemdeki faizlerin indirilmesi yönünde hükümetten gelen çağrılara karşılık olarak, "Biz de insanız, bu ülkenin bir vatandaşıyız ve faizlerin yüksek olmasını istemeyiz" dedi
İSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı Konya'da Ticaret Odası'nda Para Politikaları konulu sunum yapıyor.
Türkiye'nin enflasyonu düşürme sürecinde olduğunu ifade eden Başçı, "Gelecek yıl sonunda enflasyonda yüzde 5'i görmeden rahat edemeyeceğim. Bunu yapacak imkanımız var ve şartlar bu yönde görülüyor" dedi.
Başçı, sunumunda geçtiğimiz günlerde yüksek faizin yüksek enflasyona yol açtığını söyleyen Başbakan Erdoğan'ın aksine, "Enflasyon üzerinde döviz kurunun etkisi faizlerin etkisinden daha fazla" yorumunu yaptı.
"Biz de insanız, bu ülkenin bir vatandaşıyız ve faizlerin yüksek olmasını istemeyiz" diyen MB Başkanı Başçı, "Ama bunu yapmak gerekiyor. Bizim için bu bir politika aracıdır, alet edevat takımından bir tanesidir. Bir alet eksik olsa gereken işi yapamayabilirsiniz" dedi.
Başçı'dan "sabırlı olun" mesajı
Başçı, şöyle devam etti:
"Enflasyon ölçülür. Hedef bellidir. Tutturdun mu tutturamadın mı? 5 yılın sonunda bakarsınız kaç yıl tutturdunuz kaç yıl tutturamadınız? Başkan başarılı mı başarısız mı? Belli olur. Neden 5 yıl? Çünkü parasal aktarım mekanizması gecikmeli çalışır. Bugün aldığınız bir karar 1,5 - 2 - 3 yıl sonra etkisini gösterir. O yüzden sabır gerekir"
Şubat ayında alınan makroihtiyati tedbirlerin son derece etkili olduğunu belirten Merkez Bankası Başkanı Başçı, "Tüketici kredilerinin büyüme hızı yüzde 15'in altına indi. Firma kredilerinin büyüme hızı ise yüzde 20'ler civarında. Bu seçici önlem işe yaradı. Bunun mevyelerini alacak mıyız? Kesinlikle alacağız. Türkiye gelecek yıl inanılmaz başarılı bir performans gösterebilir. Hem enflasyonu hem cari açığı düşüreceğiz, hem de büyüme iyi gelecek" dedi.
Başçı'nın konuşmasından satır başları...
Enflasyondaki düşüşün haziran ayı verisinden itibaren başlayacağı tahmin ediliyor.
Cari işlemler açığında iyileşmenin devam etmesinin bekleniyor.
İhracat büyümeye olumlu katkı yapmaya devam edecek
-Türkiye yüzde 4 büyürse gerçekten başarı elde etmiş olur diyebiliriz.. İhracatın büyümeyi ve dengelenmeyi desteklediği gözlenmleniyor. Yeni ihracat talebi özellikle AB ülkelerinden gelmektedir. İhracat büyümeye olumlu katkı yapmaya devam edecek.
-Türkiye'de tasarruf oranları düşük. Tasarruf oranının düşük olması cari açığın yüksek olmasına sebep oluyor.
-Döviz kuru gelişmeleri enflasyon artışında önemli bir rol oynamıştır.
-Finansal eğitim yoluyla aşırı borçlanmanın önüne geçilmesi iyasa faiz oranının düşmesine yol açabilecektir.
İlk tartışmamız gereken şey "değirmenin suyu nereden gelecek" sorusu. Bunu tartıştıktan sonra para politikasının nasıl olması gerektiğine karar verebiliriz.
Yakın zamanda üretimle büyümeyi başardık
Aşırı tüketim yapan ülkelerden büyüme oranları düşük. Buradan çıkaracağımız ders mümkünse tüketerek değil üreterek büyüyelim. Yakın zamanda üretimle büyümeyi başardık. Bankaların üretime yönelik kredi vermesi ama tüketime yönelik kredilerde dikkatli davranması iyi bir kombinasyon.
Kesin çözüm aşırı tüketimi kademeli olarak aşağı çekmemiz
Bankaların rasyoları iyi, riskleri iyi yönetiyorlar Ama bankacılık sektörünün açtığı krediler toplam 100 liralık mevduatın 50 lirasını kredi veriyorsa geri kalanını devlete borç veriyordu. Ne zaman ki devlet kamu bütçe disiplinini sağladı bankacılık100 liralık mevduatın 100'ünü kredi olarak sağlayabildi. Mali disiplin yardımcı oldu. 2011'den sonra ilk kez bu oran yüzde 100'ün üstüne çıkmaya başladı. Yani 100 liralık mervduata 135 liralık krediye kadar çıktılar. Bankalar yurtdışından borçlandılar bunu yurtiçinde kredi olarak veriyorlar. SWAP anlaşmalarıyla kur risklerini yabancı aktörlere transfer ettiler. Bu yürüyebilir ancak zaman zaman istenmeyen oynaklıklar olabilir. Bu yüzden kesin çözüm aşırı tüketimi kademeli olarak aşağı çekmemiz.