5 yıl öncesine dönüş, ama nasıl?
Merkez Bankası, 5 yıldır uygulanan geleneksel olmayan para politikasından ortodoks para politikasına (normalleşmeye) dönüş sinyali verdi. Para politikasında sadeleşme nasıl şekillenecek, uzmanlar değerlendirdi...
2010 sonrasında tek bir politika faizi yerine faiz koridoru ve zorunlu karşılık mekanizmalarının kombinasyonlarından oluşan geleneksel olmayan bir politika uygulamaya başlayan Merkez Bankası, ortodoks para politikasına (normalleşme) döneceğini açıkladı. Gözler ise ağustos ayında paylaşılacak 'teknik çalışma'ya çevrildi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, enflasyon raporu toplantısında, faiz politikasının operasyonel çerçevesini kademeli olarak sadeleştireceklerini açıkladı. Para politikasındaki bu sadeleştirmeyi ağustos ayında teknik bir raporla başlatacaklarını belirten Başçı, "Teknik bir çalışma istedik, bu sıkılaştırıcı ya da genişleyici bir çalışma değil; tek faizle mevcut para politikamızı devam ettirseydik bu faiz ne olurdu çalışmasıdır" dedi ve detayları PPK özetleri ya da teknik bir doküman ile paylaşacaklarını söyledi.
Uzmanlar, Başçı'nın verdiği bu mesajların önemli bir dönüşüme işaret ettiğini belirtiyor. Ama asıl merak edilen konu sadeleşmenin ne zaman ve nasıl olacağı...
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi:
Yabancı yatırımcılar açısından olumlu
Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, TCMB'nin para politikasına ilişkin temel mesajının değişmediğini ifade ederek, ancak "geniş faiz koridoruna ihtiyacın azalabileceği" mesajı verilerek para politikasında normalleşme sinyalinin verildiğini dile getirdi. Ortodoks politikalara dönüş sinyalinin özellikle mevcut çerçeveyi karmaşık bulan ve çoklu faiz uygulamasını eleştiren yabancı yatırımcılar nezdinde olumlu karşılanacağını belirten Bürümcekçi, ancak teknik çalışmayı görmeden para politikası gösterge faizini (1 hafta repo faizi) değiştirip değiştirmeyeceğini ve koridor parametrelerini ne düzeye getireceğini söyleyebilmenin zor göründüğünü söyledi.
HSBC Bank Hazine Direktörü Fatih Keresteci:
Gerekli ve anlamlı bir adım
HSBC Bank Hazine Direktörü Fatih Keresteci ise para politikaları açısından dönüşüm olarak yorumlanan sadeleşme çalışmalarının gerekli ve anlamlı bir adım olarak gördüğünü söyledi. Keresteci, "Koridor sisteminden çıkılıp eskiden olduğu gibi, ortodoks para politikası olarak nitelendirilebilecek bir şekilde, tek bir kısa vadeli faiz oranından bahsediliyor. Ama bu oranın, sıkılaştırma ya da gevşetme olarak yorumlanmaması gerektiği de vurgulanıyor. Para politikasının normalleşmesi ya da basitleştirilmesinin, birçoklarının aksine gerekli ve anlamlı bir adım olarak görüyorum" değerlendirmesini yaptı.
Bazı ekonomistler sadeleşme açıklamasının örtülü bir faiz artırımına işaret edebileceğini düşünüyor. Bu konuda Keresteci, "Finansal mühendisliğin nimetlerinden faydalanmaya devam edilerek faiz artırımı yapılmadan para politikasını biraz daha sıkma yönünde bir adım atılabilir" değerlendirmesini yaptı.
İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu:
Kur üzerinde olumlu etki yapabilir
İş Yatırım Ekonomisti Muammer Kömürcüoğlu, detayların ağustos ayında daha net görüleceğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
Ama ilk anlaşılan, yüzde 7,5 olan politika faizi ve yüzde 10,75 olan borç verme faizi yerine tek bir faizin kullanılabileceği. Ancak bu durum ilk etapta bir sıkılaştırma anlamına gelmiyor. Daha çok para politikasında sadeleştirmeye gitmek nedeniyle piyasalarda olumlu etki yaratabilir. Muhtemelen ilk adım için Fed takip edilecek. Eylül ayında ilk faiz artışının yapılma ihtimalinin arttığını Başçı toplantıda belirtti. Son olarak, para politikasında erken bir gevşeme veya haddinden fazla bir sıkılaştırmanın olmayacağını da belirtti. Son ibare sıkılaştırma sürecinin devamını ima ediyor ayrıca sadeleştirme sürecinde de teknik olarak politika faizi ile ağırlıklı ortalama faizin yakınlaştığını görebiliriz."
Normalleşme sürecinin kur üzerinde olumlu etkisinin olabileceğini düşündüklerini dile getiren Kömürcüoğlu, ancak bu iyileşmenin miktarının ağustos ayında açıklamaya ve Merkez Bankası'nın olası tek faizi hangi seviyede tutacağına bağlı olacağını vurguladı.
Kömürcüoğlu, eğer sadece bunun teknik bir ayarlama olarak kalması durumunda piyasa üzerindeki etkisinin önemli olamayabileceğini sözlerine ekledi.
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz:
Yeni bir kur şokunu önleyecektir
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz ise Merkez Bankası'nın Fed'in alışılmışın dışında para politikaları uygulaması nedeniyle dış şoklara karşı esneklik sağlayan koridor sistemine geçtiğini anımsattı. Fed'in artık para politikasını normalleştirmenin eşiğine gelmesiyle TCMB'nin de kendi politika çerçevesini sadeleştirme amacında olduğunu belirten Yılmaz, "Uluslararası piyasalarda uzun vadeli dolar maliyetinin yüzde 2,5 civarında istikrar kazanması, faiz oynaklığının Fed Başkanı Yellen'ın sözle yönlendirme stratejisi dahilinde azalması TCMB'nin iki faiz yerine bir faiz ile politikasını sürdürme şansı tanımakta" dedi.
Yılmaz, Fed'in artık faiz artırımına piyasayı hazırlamasının endişeleri azaltmakta olduğuna işaret ederek, TCMB'nin de politika sadeleştirmesini kaygıdan arzuya çevirme amacında olduğunu dile getirdi.
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı:
Politika faizi yüzde 8-9 arasında bir yerde belirlenebilir
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı da toplantının kilit konusunun para politikası çerçevesinin sadeleştirilmesi olduğuna dikkati çekti. TCMB'nin faiz koridorunu kademeli biçimde kaldırıp tek bir politika faizine geçişin gelecek dönemde gerçekleştireceğini belirten Kanlı, mevcut durumda çok uzun süredir interbank ve swap faizlerinin koridorun üst bandında olduğunu söyledi.
Diğer taraftan faiz koridorunun TCMB'nin sağlayacağı fonlamanın maliyeti üzerinde bir miktar belirsizlik yaratmakta olduğuna işaret eden Kanlı, "Tek bir faiz benimseyip koridorun kaldırılması, daha düşük swap maliyetleri ve daha düşük belirsizlik kanalından finansal piyasalar üzerinde olumlu etki yapabilir. Ancak, iş dönüp dolaşıp politika faizinin nerede belirleneceğine geliyor. Burada, TCMB politika faizini yüzde 8 ile yüzde 9 arasında bir yerde belirleyebilir" dedi.
Ağustos ayında ayrıntıların öğrenileceğini bildiren Kanlı, gıda fiyatları ve düşmeye devam eden emtia fiyatlarının enflasyon görünümü üzerinde kur kaynaklı baskıyı sınırladığını dile getirdi.