Ayşen Esen: Yastık altındaki altın enflasyona neden oluyor
İstanbul Altın Rafinerisi Genel Müdürü ve CEO'su Ayşen Esen, yastık altındaki altın miktarının büyüklüğüne dikkati çekerek, "Böyle bir ekonominin piyasada yer almadığını düşünün ve bunu karşılamak için ülkeler para basarlar. Para basmak enflasyon yaratır" dedi.
İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Genel Müdürü ve CEO'su Ayşen Esen, 2011 yılından bu yana yastık altı altının ekonomiye kazandırılması için yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Esen, 11 bankayla 6 yıl boyunca yaptıkları çalışmayla 60 ton altını yastık altından çıkardıklarını, devletin ise tek bankayla, 1 aylık çalışması sonucunda 2,5 ton altın toplandığını söyledi.
Esen, "Benim altınım dursun, yastığım daha emniyetli, bankada durmasın' bakış açısı vardı. Bugüne kadar finansal piyasaların içinde altın kullanılmadığı için insanlar şunu düşünüyorlardı; 'Ben altınımı vereceğim sonra bana para verecekler. Oysa ben altın istiyorum' Bu da çok önemli bir unsurdu. Ayrıca, hadi banka güvenilir, altınımı koydum sonra altın aldım ama bundan benim faydam ne? En azından faiz veya katkı payı olması gerekiyordu. Bunlar zamanla sağlandı ama hepsi adım adım olduğu için istenilen verime ancak gelebiliyor" yorumunda bulundu.
Ayşen Esen, Türkiye'de 2 bin 500 ila 5 bin ton arasında değişen yastık altı altın bulunduğuna dikkati çekerek, "Bu da 100 milyar dolarla 200 milyar dolar arasında bir ekonomi demek... Bu büyüklükteki bir ekonominin piyasada yer almadığını düşünün ve bunu karşılamak için ülkeler para basarlar. Para basmak enflasyon yaratır" dedi.
Esen, kadının ekonomiye kazandırılmasının önemine değinerek, "Yastık altındaki altın buradan çıkıp ekonomiye, bankalara gittiğinde yavaş yavaş şu başlayacak; kadının bankada 1-2 kilo ya da 600 gram altını var. Bunu teminat gibi kullanıp kendine bir takım işletme kredileri yaratabilir" diye konuştu.
"Sürekliliği olan projeler yapılmalı"
Esen, yastık altı altının ekonomiye kazandırılması için gelecek dönemde çok daha iyi tanıtımların, kamu spotlarının ve iyi hazırlanmış, sürekliliği olan projelerin yapılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Sonuçta 1 ayda 2,5 ton topladıysa Hazine daha iyi bir çalışmayla belki 5 ton toplayacak. Yılda 2 kere tekrar ettiğinde 10 ton olacak, bunu 5 yıl yaparsanız 50 ton olacak. Bunu daha fazla bankaya, daha fazla noktaya, daha fazla aya yaydığınız zaman... 5 bin tonun hepsi yastık altına 25 ila 50 yıl arasında girdi. 25 ila 50 yılda yastık altına giren altını 1 yılda çıkartmaya çalışırsanız bu hayal kurmak olur"
"Her ekonomi sıcak paraya 'evet' demek durumunda"
Yastık altındaki altının ekonomiye dahil edilmesi için ekonominin kötü olması gerekmediğini belirten Esen, "Her ekonomi taze ve sıcak paraya 'evet' demek durumundadır. Bugün ABD, Avrupa kötü bir ekonomi mi? Hepsinin merkez bankasının çok ciddi bir altın rezervi var. Ülkelerinin gücünü bu sayede sağlıyorlar. TCMB'nin 500 küsür ton altın rezervi var. Bu 500 küsür tonun 100 küsür tonu kendisine aitti. Geri kalan 400 tonu bankaların munzam karşılığı olarak koyduğu altın ve Londra'da duruyor. Bizim gibi bir ülkenin çok daha fazla rezervi olması lazım" şeklinde konuştu.
Esen, ABD'nin 8 bin ton altın rezervi bulunduğunu dile getirerek, "Çin bir alım yaptığında 900 ton alıyor bir anda dünya ekonomileri değişiyor. Dolayısıyla bunlar ülke ekonomilerinin zayıf olmalarıyla ilgili bir durum değil. Daha güçlü, daha sağlam, daha esnek, daha hareketli ve daha farklı enstrümanlarla çalıştıklarını gösteriyor" diye konuştu.
"Altın hep güvenli liman olarak kalacak"
İAR Genel Müdürü ve CEO'su Esen, altının ülkesi olmayan ve tüm dünyanın ortaklaşa kullandığı bir finansal araç olduğunu belirterek, "Altın güvenli bir liman. Her zaman da güvenli liman olacak. Bu asla değişmeyecek" dedi.