Bankalar faiz değişikliklerini kredilere geç yansıtıyor
Trusted Sources Türkiye Ekonomisti Ekinci, bankaların politika faiz oranı değişikliklerini ihtiyaç kredilerine daha gecikmeli ve düşük düzeyde yansıtmalarının sebeplerini anlattı.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Trusted Sources Türkiye Ekonomisti Şevin Ekinci, bankaların, politika faiz oranı değişikliklerini ihtiyaç kredilerine daha gecikmeli ve düşük düzeyde yansıttığını belirterek, "Çünkü tüketiciler yüksek faiz maliyetli kredi kartı borçlarını kapatmak için kullanabiliyorlar" dedi.
Türkiye ekonomisinde son on yıllık dönemde enflasyonun çift haneli rakamlardan tek haneli rakamlara inmesi, kredi faiz oranlarının yüzde 70'li seviyelerden yüzde 10'lu seviyelere inmesinde etkili oldu.
Taşıt, ihtiyaç, konut ve ticari kredi faiz oranları, 2002 yılında yıllık ortalama yüzde 50'li seviyelerinden 2012 yılında yıllık ortalama yüzde 15'li seviyelere geriledi. Bu duruma neden olarak enflasyon oranlarının çift haneli rakamlardan tek haneli rakamlara gerilemesi olduğunu belirten analistler, aynı zamanda 2004 yılından itibaren bankacılık sektörünün Türkiye'de gelişmesi ve artan rekabet ortamının da bunda etkisi olduğunu kaydediyor.
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Trusted Sources Türkiye Ekonomisti Şevin Ekinci, son on yıllık dönemde taşıt, ihtiyaç, konut ve ticari kredi faizlerinin yüzde 70'li seviyelerden yüzde 10'lu seviyelere inmesinin arkasındaki temel faktörün yine son 10 yılda Türkiye ekonomisinde yaşanan gelişmeler olduğunu söyledi.
Nispeten daha düşük oranda gerçekleşen enflasyon rakamlarıyla beraber daha geniş para politikası uygulamasına olanak tanınması sayesinde düşük politika faiz oranlarından kredi faiz oranlarına geçiş etkisi bulunduğunu belirten Ekinci, "Aslında burada tavuk-yumurta ilişkisi mevcut, bulunduğumuz enflasyon hedeflemesi rejiminde temel politika aracı olarak kısa vadeli faizlerde yapılan değişiklikler mevduat ve kredi faiz oranlarına da geçiş etkisi yapmıştır. Ancak burada önemli olan reel ekonomiyi etkilemesi açısından bu geçişkenliğin hızıdır" dedi.
Geçişkenlik ne kadar hızlıysa Merkez Bankasının para politikası hedeflerine ulaşmasının da o kadar hızlı olduğunu ifade eden Ekinci, "Halihazırda bu geçişkenlik sayesinde taşıt, ihtiyaç ve konut kredileri yüzde 70'li oranlardan çok daha düşük seviyelere inmiştir. Ancak reel ekonomiyi etkilemesi çok hızlı olmuyor. Çünkü hala dış ekonomik belirsizlikler alım kararlarını etkiliyor" yorumunu yaptı.
Tüketici kredilerinde geçişkenlik daha fazla
Ekinci, para politikası faiz oranlarının önce piyasadaki faiz oranlarını değiştirerek finansal piyasaları etkilediğini, sonra bankaların kredi faiz oranlarını değiştirmesiyle, parasal aktarım kanallarıyla reel kesimin yatırım, tasarruf ve tüketim kararlarını etkilediğini vurguladı.
Detaylara bakıldığında, bu geçişkenliğin tüketici kredi faiz oranlarında ticari kredilere göre daha hızlı ve daha yüksek düzeyde olduğunun görüldüğünü dile getiren Ekinci, tüketici kredilerinde ise en hızlı geçiş düzeyinin konut kredilerinde olduğuna dikkati çekti.
Ekinci, konut finansmanı kuruluşlarınca değişken faizli konut finansmanı sözleşmeleri düzenlenirken veya sözleşmelerde belirtilen dönemlerde faiz oranı ayarlaması yapılırken, içinde bulunulan aydan iki ay önceki ayda açıklanan tüketici fiyat endeksinin yıllık yüzde değişim oranının esas alındığını belirtti.
Ekinci, şunları kaydetti:
"Bunu dikkate aldığımızda önümüzdeki dönem için bile verilen referans oranları şimdikinden de düşük seviyelerde, mesela Ocak ayı faiz oranı ayarlaması için verilen yüzde 7,8'lik referans oran bu senenin Mart ayı için yüzde 6,16 seviyesinde. Ancak bankalar politika faiz oranı değişikliklerini ihtiyaç kredilerine daha gecikmeli ve düşük düzeyde yansıtıyor. Çünkü tüketiciler yüksek faiz maliyetli kredi kartı borçlarını kapatmak için kullanabiliyorlar."
Kredi faizlerindeki 10 yıllık seyir
Son on yıllık dönemde her şeyden önce enflasyon oranlarının çift haneli rakamlardan tek haneli rakamlara indiğini hatırlatan Ekinci, "2002 yılının Ocak ayında tüketici enflasyonu yıllıkta yüzde 70'e yakın seviyelerdeydi, 2003 yılının başında yüzde 26,4 idi. Bu oran 2003 Kasım ayı itibariyle kademeli olarak aşağıya inmeye başladı. Bugün ise yüzde 7,3 seviyesinde" dedi.
Aynı zamanda 2004 yılı sonrasında yaşanan bankacılık sektörünün Türkiye'de gelişmesi ve tüketim harcamalarının canlanmasının da politika faizlerinden tüketici kredi faizlerine geçiş etkisinin artmasında rolü olduğunu anlatan Ekinci, "2004 yılı sonrası dönemde arz tarafında bankacılık aracılık işlevlerinin, bankalararası rekabetin, bankacılık sektöründe etkinliğin ve kredi hacminin arttığını biliyoruz. Talep tarafında ise tüketim harcamaları canladı, kredi talebi arttı. Böyle olunca da politika faizlerinde yaşanan değişikliklerin tüketici kredi faiz oranlarına geçişkenliği fazlasıyla arttı."
Bu arada, 2002-2012 arasında yıllık ortalama ihtiyaç, taşıt,konut, ticari ve tüketici kredi faiz oranları şöyle gerçekleşti:
Yıl İhtiyaç Taşıt Konut Ticari Tüketici Kredisi
2002 58,29 47,28 48,25 49,16 54,68
2003 45,91 39,3 40,44 40,07 43,18
2004 31,59 26,36 27,83 26,64 29,02
2005 24,60 19,21 17,65 20,48 20,87
2006 23,84 19,22 18,27 18,79 21,00
2007 22,87 19,23 18,29 18,67 20,97
2008 21,66 19,55 18,63 18,71 20,59
2009 19,02 17,62 15,59 14,08 17,76
2010 13,52 11,53 11,04 8,90 12,52
2011 15,20 11,76 11,58 10,81 13,93
2012 17,61 13,15 12,39 14,01 15,58
(*)Veriler Merkez Bankası internet sitesinden alınmıştır.
Bu konularda ilginizi çekebilir