Bazen rekabetin dozunu kaçırıyoruz

Aydın, dünyada henüz suların durulmadığını, çok konuşulduğunu, ancak büyümeye yönelik herhangi bir şey göremediklerini söyledi. Bunun büyüme sorunu olduğunu ve çözümün de büyüme ile olabileceğinin altını çizen Aydın, ekonomilerin büyümesine yönelik gördükleri somut bir hareketliğin olmadığını ifade etti. Benzer şeyin Türkiye için de söylenebileceğini dile getiren Aydın, "Büyüme azaldıkça belki cari açıkla ilgili sorunlarımız azalıyor, ancak diğer sorunlar ortaya çıkmaya başlıyor" yorumunu yaptı. 

 

Türkiye için 2013 yılının, 2012'ye oranla nispeten daha iyi olacağını düşündüğünü söyleyen Aydın, "Biraz daha fazla büyüyeceğiz. Sektör biraz daha fazla kredi verecek. Türkiye'de, aslında devletin de, bireylerin de söylendiği kadar büyük bir borcu yoktur" dedi. Büyümek için yeri ve zamanı geldiğinde belli risklerin alınabileceği görüşünü dile getiren Aydın, "Yani, büyümek için neler yapılması gerekiyorsa, çok fazla tedbir almaya ve ihtiyatlıktan vazgeçelim demiyorum. Ancak, bir pazara girmek, orada yer tutabilmek, büyük olabilmek için yeri ve zamanı geldiğinde, belli riskleri almak gerektiğini düşünüyorum" dedi. 

 

Katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan Aydın, kredilere ilişkin bir soru üzerine, bireylerin borçluluk oranlarının son derece düşük olduğunu söyledi. Aydın, şöyle devam etti: 

"Yani 18 yaşındaki bir kişi oy kullanabiliyor, evlenebiliyor. 20 yaşında askere gidiyor. Bütün yaptıklarından sorumlu oluyor. Bu kişi sadece tüketici kredisi ile kredi kartını kullanmayı bilmiyor. Toplumda böyle bir algı var. O hep verilenden fazla harcıyor, hep bir gün aile saadeti bozulacak, kötü olacak gibi ifşa ediliyor. Yok böyle bir şey… Doğrudur. Bizim zaman zaman risk iştahımız yüksek olabiliyor. Herkese ulaşmaya çalışabiliyoruz. Ancak geri alamayacağımız bir limiti kimseye tahsis etmiyoruz. Sektörün hiç biri bunu yapmıyor. Eğer bizim burada verdiğimizden geri alamadıklarımız da, büyük bir yekun olsa, biz bu işi yapmayız. Akılla adamlarız biz. Şimdi bizim risk görmediğimiz bir şeyi, bizim adımıza birileri acayip dert ediniyor. Ve bu nihayetinde bir tüketim, bir büyümeyi teşvik eden bir unsur. Harcamanın büyümeyi olumlu yönde destekleyeceğini düşünüyoruz. Biz nasıl basiretli hareket ediyorsak, vatandaşlarımız da bu şekilde hareket etmeli. Onun için ben kredi kartlarında veya sair kredilendirmemizde, ekonomik aktiviteyi zaafa uğratacak sorunları asla beklemiyoruz. Böyle bir şey olmayacaktır. Kimsenin de beklememesini diliyorum."