DenizBank satışında sona doğru

Denizbank CEO'su Hakan Ateş, Denizbank'ın satışı için mayıs ayına işaret etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

dunya.com - Selçuk ALTUN

Bankanın satış süreciyle ilgili değerlendirmede bulunan DenizBank CEO'su Hakan Ateş, "Tarih için yetkili değilim; mayıs güzel bir ay" ifadelerini kullandı.

Ateş, "DenizBank güzel bir varlık, çok rahat ve güzel günlerden geçmiyoruz... Kurun geldiği seviye satış sürecini ne kolaylaştırdı, ne zorlaştırdı" dedi.

Çiftçiler Günü nedeniyle Deniz Kule’de basın mensupları ile bir araya gelen Ateş, satış görüşmelerinin şubatta başladığını ve yaklaşık 2,5 aydır sürdüğünü hatırlatarak, "Milyar dolarların ifade edildiği satışlar sürekli olmuyor. Alan memnun, satan memnun bir şekilde süreç ilerliyor" diye konuştu.

Hakan Ateş daha önce, Dubai'nin en büyük bankası Emirates NBD'ye satışıyla ilgili olarak "Emirates ile hissedarlık görüşmeleri,  normal ticaret kuralları çerçevesinde sürüyor" açıklamasında bulunmuştu.

"Doların yükselmesi her zaman kötü değildir"

Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, kurda ciddi bir hareketin olduğunu ve TL'nin belli bir değer kaybının olduğunu belirterek, “Kurun artması ille de kötü değildir. Tabi ki değişken ve hızlı bir artıştan söz etmiyorum. Ancak biz dış ticaret açığı veren bir ülkeyiz. Cari açığımız 55 milyar dolar. Böyle bir ülkede iç ve dış talebi dengelemezseniz bunun sonu hüsran olur. Bir noktada dış talebi canlandırıp iç talebi dengelemek zorundasınız. Önemli olan dalgalanmaların olmaması. Stabil bir durumda kalması herkes için en iyisi." dedi. 

"Tarım milli mesele"

Türkiye için tarımı milli bir mesele olarak gördüklerini ve siyasetin üzerinde bir konu olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bunun asla ihmal edilebilecek bir mesele olmadığını belirterek şunları söyledi; “DenizBank tarımda milli misyon üstlenmiş bir banka. 2002 yılından bu yana tarıma özel, uzmanlaşmış ekiplerimiz ve yüzlerce ziraat mühendisimiz ile hizmetlerimizi Türkiye’nin dört köşesine taşıyor; yılda ortalama yüzde 46 büyümeyle tarımda Türkiye’nin lider özel bankası olmaya devam ediyoruz. Diğer yandan, tarıma özel dijital ürünlerimizle de bir bankadan beklenmeyecek atılımlar gerçekleştiriyoruz. Ancak bizim için en büyük gurur, söz konusu yapılanmayla Türkiye’de tarım bankacılığına daha fazla oyuncunun katılması için bir teşvik ortamı yaratmış, toplamda tarıma verilen desteğin büyümesine destek sunmuş olmak. Mayası tarımla yoğrulmuş toprakların evlatları olarak, çiftçimizin yüzünü güldürmeyi sürdüreceğiz.”

"Çiftçiyi tefecinin elinden kurtardık"

Tarım sektöründe yaşanan zorluklardan da söz eden Ateş, 16 yıl önce çiftçiyi tefecinin elinden kurtarmak üzere yola çıktıklarını ve bugün geldikleri noktada Türkiye’de tarımın ve çiftçinin bankası olarak anılmaktan gurur duyduklarını ifade etti. Ateş şöyle devam etti; “2002 yılında tarımı ülkemizin geleceği için kritik sektör olarak sahiplendiğimizde, çiftçinin sorunlarına odaklanan tek özel bankaydık. Bugün 14 ayrı banka tarım bankacılığı hizmeti sunarken; oluşturduğumuz model sayesinde sektöre sağlanan toplam finansman 92 milyara ulaşmış bulunuyor. Yola çıktığımız günden bu yana 20 katın üzerinde artırdığımız, Türkiye’nin her köşesine hizmet götüren tarım şubelerimiz, yeri geldiğinde üreticinin tarlasına, bahçesine kadar ulaşmak üzere dijital araçlar ve teknolojiyi de dahil etmek suretiyle geliştirdiğimiz hizmet anlayışımız, 1 milyonu aşan çiftçi müşterimiz ve aralarında asırlık bankalar da bulunan kamu bankaları dahil edildiğinde yüzde 13 oranındaki pazar payımız ile Türkiye’de tarıma en çok kredi kullandıran, lider özel banka konumundayız”.

Tarımın sadece kırsal alanda yaşayan vatandaşların geçimlerini sağladıkları bir kaynak değil, gelecek için stratejik bir sektör olarak ele alınması gerektiğine dikkat çeken Hakan Ateş; “16 yıllık süre zarfında Türkiye’de tarımın finansmanını baştan aşağı değiştiren en önemli finansal inovasyon olarak öne çıkan Üretici Kart başta olmak üzere, üreticilerin gerçek sorunlarına çözüm getirmek hedefiyle hemen hemen tüm zirai ürüne özel bir bankacılık ürünü geliştirdik. Bugün tarımda adeta jenerik marka haline gelen Üretici Kart, 570 bin üreticimizin cebinde yer alıyor. Bu ürünün çevresine paydaşlarımızı, iş ortaklarımızı ve kampanyalarımızı eklediğimiz zaman, çiftçimiz, “Sen beni tefecinin elinden kurtardın” diyor. Bu aslında iş yapış şekillerinde bir inovasyondur. Üretici Kart, tüketimi değil üretimi destekleyen bir kart olarak üreticimize can suyu veriyor” dedi.

"Tarımın parlayan yıldızıyız"

Toprak ve iklim yapısı, su kaynakları, bilgi düzeyi yüksek çiftçisi, genç nüfusu ve büyüyen ekonomisi ile Türkiye’nin tarım alanında taşıdığı yüksek potansiyele dikkat çeken Ateş, “Bugün ülkemiz dünyanın 9. büyük tarım ekonomisi. İncir, fındık, kayısı, ayva, kiraz, nar olmak üzere 6 ürünün üretiminde dünya lideriyiz. 3 ürünün üretiminde dünya ikincisiyiz. İlk 10 üreticisi içerisinde olduğumuz toplam 27 zirai ürün var. Dünyada tarımın başladığı topraklar üzerindeyiz. Bu bereketi bilgiyle, teknolojiyle ve genlerimizde olan imece kültürü ile beslersek dünyanın en önemli tarım ülkesi olmak için aşılamayacak sorun bulunmuyor. Bu sene ülkemizin pek çok noktasında gerçekleştirdiğimiz ve üreticilerimizin yoğun ilgi gösterdiği Tarım Zirveleri’nde de altını çizdiğim bir konu vardı. Yurt dışında deniz, kum, güneş üçlemesine tarım ve gastronomi de eklemeyi başaran ülkeler var artık. Kelimenin tam anlamıyla mutfak ihraç ediyorlar. Örneğin İspanya bunu başardı, biz de aynı başarıyı göstermeliyiz” dedi.

"Tarıma desteği sosyal sorumluluk olarak görüyoruz"

DenizBank’ın, tarımın sadece finansman tarafıyla değil sosyal tarafı ile de yakından ilgilendiğini, çiftçilerin hayatlarına değer katacak, onların yüzlerini güldürecek projelere imza attığını belirten Ateş, “Tarıma sağladığımız finansal ve kurumsal desteği, aynı zamanda sosyal sorumluluğumuzun bir parçası olarak da görüyoruz. Bu kapsamda T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız ile çok güzel ve verimli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Türkiye’nin en geniş kapsamlı eğitim seferberliği ile 5 bin köye 500 bin adet tarımsal içerikli kitabın çiftçimize ulaştırılması, Bakanlığımız işbirliğinde uzun yıllardır hayata geçirdiğimiz Tarım ve İnsan konulu fotoğraf yarışması ile ‘Tarıma Değer Katanlar’ yarışmalarımız bu kapsamda öne çıkan projelerimiz. Bu yöndeki çalışmalarımız artarak sürecek” dedi.

"Nefes kredilerinde para kaybettik, ilişki kazandık"

Toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ateş, kredi büyümelerine ilişkin olarak, "Bankacılık sektörünün toplam kredi büyümesi yılbaşından bu yana yüzde 4 seviyesinde. DenizBank olarak kredi büyümemiz yüzde 6. Bunun ağırlıklı kısmı tarım, KOBİ, KGF ve Nefes kredileridir." dedi.

Nefes-2 kredilerinde iki kamu bankasından sonra 3. en büyük kredi ikraz eden banka olduklarını söyleyen Ateş, "Nefes-2 kredisinde müşterilerimizin yüzde 80'i yenidir. Tabii burada yeni bir ilişki kazanıyoruz. İşin artısı bu. Fedakarlık yapıyoruz, burada bir zarar var. Yüzde 9,90 ile ilk krediyi verdik. İkinci krediyi (Nefes-2) yüzde 11,80 ile kredi kullandırdık. Ama mevduat yüzde 15 ile toplanıyor... Nefes-1 kredisinden 50 milyon lira düzeyinde potansiyel zarar ettik. Faizden zarar ettik. Ama ilişki kazandık. Tarım kredilerinde NPL rasyomuz yüzde 4 civarında. Varlık yönetim şirketlerine 1 liralık problemli tarım kredisi satmadık ve satmama niyetimiz var. Kredilerimizin yüzde 95'ini teminatsız veriyoruz." ifadelerini kullandı.

"Şehrin gündemine tarımı getirmek zorundayız"

Dünya Çiftçiler Günü'nün 1984 yılından bu yana kutlandığını hatırlatan Denizbank Tarımdan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Koçak ise, asıl amaçlarının tarımı şehrin gündemine taşımak olduğunu belirterek, okullarda tarım derslerine ağırlık verilmesi, sokakta gündemin tarım olması gerektiğini vurguladı. 

Türkiye'nin coğrafi konumuyla hem ciddi bir tarım ülkesi olduğunu hem de tüketim pazarlarının tam ortasında yer aldığını kaydeden Koçak, Türkiye'nin 30 tarım ürününde dünyada ilk 5 ülke arasında yer aldığını belirterek "Saklama koşullarını iyileştirip Avrupa'ya ihracatı daha katma değerli yapabiliriz." dedi.

"Tarımda lider bankayız"

Denizbank olarak Tarişbank'tan miras kalan 100 yıllık bilgi birikimi uzmanlaşmış kadroları ile birlikte müşterilerine hizmet verdiklerini belirten Kocak, 2003'te Tarişbank'ı bünyelerine kattıkları günden bu yana yılda ortalama yüzde 45 büyüyerek tarımda Türkiye'nin lider özel bankası olmayı sürdürdüklerini söyledi. 

Koçak, bugün itibariyle 354 tarıma özel şube, 300 ürün, 1,1 milyon müşteri ve yüzde 13 pazar payı ile sektörde yer aldıkları belirterek, "Yüzde 80'i ziraat mühendislerinden oluşan saha ekibimizle sektörde fark yaratıyoruz. Bugün Türkiye'yi 15 bölgeye ayırmış durumdayız. 40 bölge sorumlusu, 66 satış temsilcisi, 634 portföy yöneticisi ile çitçinin yanındayız." diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir