Ekonomistler, Erdoğan'ın adaylığını yorumladı

Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması piyasalar açısından da sürpriz olmadı. Piyasanın asıl merak ettiği soru ise; Erdoğan'ın Köşk'e çıkması durumunda, Başbakan'ın kim olacağı ve yeni kabine...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Ekonomistler, Başbakan Erdoğan'ın AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı olmasının piyasalar açısından sürpriz olmadığını, gelecek dönemde AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan'ın kim olacağının belirsizliği artıracağını kaydediyor.  

Başbakan Erdoğan'ın AK Parti'nin cumhurbaşkanı aday olmasının ardından gözler finansal piyasalara çevrildi.  

Burgan Yatırım Başekonomisti Haluk Bürümcekçi, finansal piyasaların Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olacağını hatta en kötü ihtimalle ikinci turda da kazanacağı beklentisini tamamen satın aldığını ve sırf bu gelişmenin realize olması nedeniyle bir hareket gözlenmesini beklemediğini söyledi.

"Piyasanın odaklanacağı konu AK Parti Genel Başkanlığına kimin seçileceği, dolayısıyla Başbakanlık görevini kimin yürüteceği ve yeni kabinede özellikle ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcılığı pozisyonunu kimin yürüteceği olacaktır. Bunlara ilişkin belirsizlik ise bir süre daha devam edeceğe benzemektedir" diyen Bürümcekçi, seçimde anahtar parti olan Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP)  seçimlere yönelik kararının her iki tur açısından da çok önemli olacağını ifade etti.

HDP'nin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı aday göstermesiyle ilk tur sonuçlarının daha belirsizleştiğine dikkati çeken Bürümcekçi, ikinci turda HPD'nin seçimleri boykot edeceği sinyalini vererek, seçmen dengesini Başbakan Erdoğan aleyhine bozmayacağı mesajını gönderdiğini ifade etti.

Bürümcekçi, çatı aday olarak belirlenen Ekmeleddin İhsanoğlu'nun CHP ve MHP'nin yerel seçimlerdeki toplam oy oranı olan yüzde 43,2'ye ulaşsa bile, bu oranın ilk tur açısından yetersiz olacağını, ikinci turda da HDP seçmenini yanına çekemediği takdirde cumhurbaşkanı seçimini en kötü ihtimalle ikinci turda Başbakan Erdoğan'ın kazanmasının yüksek olasılık gibi göründüğünü söyledi.

Bu aşamada bir diğer seçeneğin ise, ikinci tura kalınırsa muhalefetin adayının seçimden çekilmesi durumu olabileceğini tahmin eden Bürümcekçi, şunları kaydetti:

"Anayasaya göre bu durumda ikinci tur, Başbakan Erdoğan'ın adaylığına yönelik referanduma dönüşmektedir ve 'hayır' oylarının daha kolay konsolide olmasını sağlayabilir. Ancak HDP'nin boykot senaryosu veya tabanının oylarının Erdoğan'a kayma durumu, bu seçenekte de muhalefetin işinin hiç de kolay olmadığını göstermektedir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakanlık makamının Erdoğan ile daha sonra görüşecekleri konu olduğunu ifade etse de, Erdoğan'ın tarif ettiği Anayasal yetkilerini daha efektif kullanan cumhurbaşkanlığı modelinde rol almakta isteksiz olacağını düşünüyorum.

Başbakan  Erdoğan'ın bu konuda bugün kesin bir ifade kullanmaması, siyasi partiler yasasına göre başkanlığın boşalması halinde 45 gün içinde olağanüstü kongre düzenleyerek AK Parti'nin yeni başkanını belirleyeceğini dikkate alarak bu süreyi verimli bir şekilde kullanacağını düşündürtüyor. Piyasanın Gül dışındaki olası adaylardan en fazla Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ı sevinçle karşılayacağını düşünüyorum. Bu durumda bile üç dönem kuralından olumsuz etkilenecek Babacan'ın genel seçimler sonrasında bu görevi devam ettiremeyecek olması, belirsizliklerin tam olarak ortadan kalkmasını engelleyecektir."

"Başbakan Erdoğan'ın adaylığı piyasalar için sürpriz değil"

TEB Yatırım/BNP Paribas Stratejisti Işık Ökte ise kamuoyu yoklamalarına ve 31 Mart yerel seçimleri sonuçlarına bakınca Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi olasılığının çok yüksek gözüktüğünü belirtti.

Ökte, "Başbakan Erdoğan görevinden istifa etmeyecek. Eğer ağustosta seçimi kazanır ve cumhurbaşkanı olursa, o zaman AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan görevlerinden istifa edecek. Bu durumda, parti içtüzüğüne göre 45 gün içinde AK Parti kongresi toplanacak ve yeni liderini seçecek. Yeni seçilecek lider AK Parti'yi 2015 Temmuz'da yapılması planlanan genel seçimlere götürecek" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün partinin en önemli ikinci ismi olduğunu ve Başbakan Erdoğan'dan sonra partinin liderliğine geçeceğine inandıklarını ifade eden Ökte, şunları kaydetti:

"Başbakan Erdoğan'ın adaylığı piyasalar için sürpriz değil, TL cinsi varlıklara da bir etkisi olmayacağı düşüncesindeyiz. Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilirse, yeni hükümeti kurma görevini kime vereceği ve Cumhurbaşkanı Gül'ün parti içindeki rolünün ne olacağı piyasalar için önemli olacak görüşündeyiz. Gül'ün bir sonraki AK Parti Genel Başkanı olacağını ve şu an için temmuz 2015'te planlanan genel seçimlerin, bu senaryoda öne alınabileceğini düşünmekteyiz. Politik baz senaryomuz Cumhurbaşkanı Gül'ün 2015 genel seçimlerinde AK Parti'nin başında olacağı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın mevcut görevini koruyacağı yönündedir. Ali Babacan'ı yurtdışı yatırımcılar nezdinde güvenilirliğin tesisinde kritik bir figür olarak görmeye devam ediyoruz."

"Siyasi risk, önümüzdeki dönemde yeniden rafa kalkacak gibi gözüküyor"

Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz da cumhurbaşkanlığı seçiminin yerel seçimlerdeki gibi gergin kampanya dönemine neden olacağını ve cumhurbaşkanı adaylarının açıklanmasıyla siyasi tablonun seçimlere kadar belirginleştiğini ifade etti.

Yerel seçim sonuçları ve kamuoyu yoklamaları Başbakan Erdoğan'ı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde en güçlü aday konumuna getirdiğini ve seçimi kazanma olasılığına kesin gözüyle bakıldığını dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

"Tablonun belirginleşmesinin ardından sakin kampanya dönemi varlık fiyatlamalarının piyasa dinamiklerine göre şekilleneceği anlamına geliyor. Yerel seçimler öncesinde piyasaların hatırladığı siyasi risk, önümüzdeki dönemde yeniden rafa kalkacak gibi gözüküyor. Zaten ülke risk priminin mart ayı başındaki 275 baz puan seviyesinden güncel 175 baz puan seviyesine gelmesi piyasaların cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine önünü görerek ve kararlı girdiğini ifade etmekte.  

ABD'de enflasyonist baskıları göz ardı eden para politikası tutumu, Euro bölgesinde 'anti-deflasyonist' genişlemeci yaklaşım ve Çin'de yüzde 7,5 büyüme hedefi kapsamında mini-teşvik uygulamaları gelişmekte olan ülke piyasaları özellikle de yüzde 4 büyüme trendindeki performansı nedeniyle Türkiye için olumlu havanın seyrini güvence altına almakta."

"Artı eksi yüzde 5-6 seviyelerinde dalgalanmalar yaşanabilir"

Economics Consulting (EEC) Kurucusu ve Ekonomist Şevin Ekinci de Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasına piyasanın ilk tepkisinin pozitif olması beklenirken, ilk tepkinin düşüş yönünde olduğunu söyledi.

Buna hem kötü gelen PMI verileri hem de gelişmekte olan ülkelerde görülen düşüşün sebep olduğunu ifade eden Ekinci, seçime kadar bugünden farklı bir sürecin olacağını, düşük olan volatilitenin bu vakitten sonra özellikle Türkiye piyasalarında artacağını öngörüyor.

Hem aşağı hem yukarı yönlü artı eksi yüzde 5-6 seviyelerinde dalgalanmaların yaşanabileceğini dile getiren Ekinci, "Borsa Istanbul için ne 77.000 seviyesinin altında ne de 80.000 seviyesinin üzerinde kalıcılık beklemiyorum. Kazançlar çabuk geri alınıyor. Bu açıdan hem volatil hem de karlı bir dönem değil; ancak çok sıkı takipçiler kazançlı çıkabilir" dedi.

Gelecek dönemde en büyük belirsizliğin yeni Başbakan'ın kim olacağı olduğunu vurgulayan Ekinci, "Cumhurbaşkanı, 10 Ağustos'a kadar büyük sürprizler yaşanmazsa belli. Recep Tayyip Erdoğan olacak görünüyor. Ancak esas belirsizlik o kendi görevine 28 Ağustos'ta geçtiğinde yerini hangi ismin dolduracağı. Buna ek olarak Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olduktan sonra yeni referandum önerileri getirip getirmeyeceği (anayasa için, yarı-başkanlık sistemi için vs) tartışma konusu yaratacak. Bu da piyasaları gerecek bir unsur olarak duruyor" ifadelerini kullandı.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir