Ekonomistler likidite hamlesini değerlendirdi

Kimi ekonomistler Merkez Bankası'nın son likidite hamlesiyle gerektiğinde hamle yapabileceğini ve kararlılığını gösterdiğini belirtirken, bazıları da bu adımın kurda önemli bir değişim yaratmayacağını düşünüyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Merkez Bankası (MB), rezerv opsiyonu mekanizması kapsamında döviz imkân oranı üst sınırını yüzde 55’ten yüzde 45’e düşürdü.

Söz konusu değişiklik ile yaklaşık 6,4 milyar Türk Lirası likidite piyasadan çekilecek olup, yaklaşık 2,2 milyar ABD Doları tutarında döviz bankaların kullanımına geçecek.

Merkez Bankası'nın hamlesi sonrasında dolar kurunda anlamlı bir değişim olmadı ve kur 4,25 civarında seyrini sürdürüyor.

Kurda belirgin bir değişim yaşanmasa da kimi ekonomistlere göre MB, bu hamle ile 'gerekli adımları atarım' mesajı vermek istedi. Öte yandan MB'nin bu adımının TL üzerinde ciddi etkisi yaratmayacağını düşüşenen ekonomistler de var.

"Enflasyonu düşürme ve kur istikrarını sağlama kararlılığının göstergesi"

Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvcı Tokalı, Merkez Bankası'nın bugünkü kararının, enflasyonu düşürme ve kur istikrarını tekrar sağlama konusundaki kararlılığının göstergelerinden biri olarak görülebileceğine işaret etti.

Banu Kıvcı Tokalı yaptığı açıklamada, MB'nin kur geçişkenliği etkisini sınırlandırabilmek için her türlü para ve kur politikası araçlarını kullanacağını söylediğini hatırlatarak, "Atılan adım, bu kapsamda değerlendirilebilir. ABD ücretler verisi sonrasında gelişen ülkelerdeki baskının kısmen yatışmasıyla, araç çeşitliliğinde faiz enstrümanına şimdilik dokunmadan devam etme eğilimi gözleniyor."

"MB, 'gerekli adımları atarım' mesajı verdi"

Yatırım Finansman'dan Ekonomist Hilmi Yavaş ise, Merkez Bankası'nın bugünkü kararı ile 'gerekli adımları atarım' mesajı vermek istediğini söyledi.

MB'nin döviz likiditesini artırıcı ve TL likiditesini azaltıcı tedbir alarak tehdit altındaki finansal istikrarın bozulmasının önüne geçmek istediğine belirten Yavaş, "Son dönemde faiz ve kur faizlerinde yaşanan artış konusunda daha fazla endişelendiğini görüyoruz. Bu adım bu endişelerin ortadan kalkması için yeterli olmayacaktır. Ancak doğru yönde atılmış bir adım." dedi.

MB’nin konuya ilişkin riskleri minimize etmek istiyorsa, 7 Haziran’da PPK toplantısında faiz hadlerini 2 hafta önce olduğu gibi artırması gerekeceğinin altını çizen Hilmi Yavaş, şu şekilde konuştu:

"Geç likidite faizini 50-100 baz puan arttırmak ya da haftalık/gecelik faizi geç likidite seviyesine çıkararak tek ve ana fonlama kanalı olarak geç likidite yerine bu pencereleri kullanması piyasalar tarafından olumlu algılanacaktır. Bu noktada, finansal istikrar konusunda ortaya çıkan tehditleri bertaraf etme konusunda yüzde 13.50 civarında bir politika faizi yeterli gözükmüyor. Piyasa faizleri yüzde 16 civarına yükselmiş durumda. Bu adımla Merkez Bankası’nın geçtiğimiz hafta Arjantin’de yabancı yatırımcılarda gelişmekte olan ülkelerde zayıf halkalardan başlamak üzere geri döndürülemeyecek güven kaybı oluşması ile ilgili yaşananların daha düşük dozda da olsa Türkiye’de tekrar etmesine izin vermemek adına 'gerekli adımları atarım' mesajı vermek istediğini düşünüyoruz."

"Likidite ayarlamasının TL üzerinde ciddi etkisi olmaz"

QNB Finans Yatırım'dan Baş Ekonomist Burak Kanlı, Merkez Bankası'nın likidite ayarlamasının, TL üzerinde ciddi bir etkide bulunmasını beklemediğini söyledi.

TCMB'nin bu adım ile bankaların FX pozisyonunu rahatlatırken, TL likiditesini daha da kısmayı hedeflediğini vurgularken, Kanlı, "Ancak bu likidite ayarlamasının, TL üzerinde ciddi bir etkide bulunmasını beklemem. Günün sonunda kur tarafında asıl olan ne kadar faiz ödediğiniz ve yatırımcıların bu faizi cazip bulup bulmadığıdır." dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir