Ekonomistler MB faiz kararını değerlendirdi

Borç verme faizini yüzde 10.75'ten yüzde 10.50'ye indiren Merkez Bankası'nın bu hamlesi ekonomistler tarafından "sadeleşme fiilen başladı" şeklinde yorumlandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), dünkü Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında, politika faizini ve faiz koridorunun alt bandını sabit tutarken, faiz koridorunun üst bandında 25 baz puan indirime gitti. Böylece borç verme faizi yüzde 10.75'ten yüzde 10.50'ye indirildi. Geç likidite penceresi faiz oranlarında da borç verme faizi yüzde 12,25'ten yüzde 12'ye çekildi.

TCMB faiz koridorunun alt bandı olan gecelik borçlanma faizini yüzde 7.25, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7.50, koridorun üst bandı olan gecelik borç verme faizi yüzde 10.50 seviyesinde bıraktı.

Merkez Bankası'nın bu kararı ekonomistler tarafından "sadeleştirmenin ilk adımı" olarak yorumlandı. 

İşte karar sonrasında ekonomist ve aracı kurumlardan yapılan yorumlar: 

Gedik Yatırım Menkul Değerler Portföy Yönetim Müdürü Eral İlhan Karayazıcı:
"Fiilen sadeleştirme başlatıldı"

TCMB dün aldığı üst bantta 0,25 puan indirim kararı ile fiilen sadeleştirmeyi başlatmış oldu. TCMB önümüzdeki toplantılarda da dış iklime ve enflasyon oranındaki seyre bağlı olarak politika faizine dokunmaksızın üst bandı kademeli biçimde indirmeye devam edecektir. Faizlerde ölçülü indirim sürecinin başlamış olmasının 2014 yılını hatırlatır biçimde tahvil cephesinde yabancı girişini teşvik edeceğini tahmin ediyorum. Piyasa beklentiler ile hareket ettikçe ve faiz oranlarında indirim beklentisi kurlarda bir sıçramaya neden olmadıkça, tahvil cephesinde yatırımcılar için yeterli bir alış gerekçesidir. Bu pencereden bakınca Türkiye farklı lokal nedenler ile tercih edilmez bir konuma düşmedikçe tahvil cephesine yönelecek yabancı yatırımcılar USD/TRL’de arz gereksinimine katkı sağlayacak, başka bir deyişle lokal yatırımcıların döviz talebinin kurlarda ve enflasyonda yükselişe neden olmasını engelleyebilecekledir.

Destek Menkul Değerler Genel Müdür Yardımcısı İnci Özkasnak Özbek:

TCMB'den Sadeleştirme Adımı

Merkez Bankası, üst bantta indirim kararını küresel piyasalardaki oynaklığın azalmasına, Avrupa'dan talebin artmasına, kredi büyümesi hızlarının makul seyretmesine bağlı olarak almış gibi gözüküyor. Faiz koridorunun üst bandı olan gecelik borç verme faizi indirilirken gecelik borç alma faizi sabit (alt bant) bırakıldı. Böylece faiz koridoru daraltılmış oldu. Merkez Bankası'nın daha önce dile getirip daha sonra rafa kaldırdığı sadeleştirme süreci de resmen başlamış oldu. Bu PPK metninde "Kurul, sadeleşme yönünde ölçülü bir adım atılmasına karar vermiştir" cümlesi ile belirtiliyor. Ayrıca Merkez Bankası'nın geç likidite penceresi uygulaması çerçevesinde de borç verme faiz oranını %12,25'ten %12'ye indirdiği görülüyor. Merkez Bankası bu örtülü faiz indirimi kararını verirken enflasyondaki iyileşmenin sınırlı olduğuna da işaret ediyor ve likidite politikasındaki sıkı duruşun korunacağını söylüyor.

Dünkü karar bankaların maliyetini düşürücü ve TL likiditesini artırıcı bir etkiye sahip. İlk aşamada TL üzerindeki baskının sınırlı kaldığını görüyoruz.

ALB Menkul Degerler Arastirma Uzmanı Enver Erkan:
TCMB'den Sürpriz Faiz Adımı

Faiz koridorunun simetrikleştirilmesi çerçevesinde uygulanacak bir sadeleştirme politikası daha önce TCMB’nin gündemindeydi. Bunun yapılması için en önemli gösterge de korku endeksi olarak adlandırılan VIX ve Move endekslerindeki oynaklığın azalmasıydı. Ancak Çin’den yükselen endişelerin küresel piyasalarda yarattığı negatiflik, sadeleştirmenin de rafa kalkmasına neden oldu. Fed’in Mart ayındaki karar aşamasını düşündüğümüzde oluşan olumlulukla beraber, diğer merkez bankalarının da basta Avrupa ve Çin olmak üzere ekonomileri destekleme yönünde genişleme adımları atıyor olmaları, Merkez Bankası tarafından da bir nevi avantaj olarak görüldü. 

Merkez Bankası sadeleşmeyi üst banttan aşağı iniş olarak değerlendiriyor. Sadeleşme adımlarına devam etmek için gecelik borç verme faizi ve 1 haftalık repo faizi arasındaki farkı azaltacaktır. Ancak buna devam edebilmesi için kur volatilitesinden başka çekirdek enflasyon görünümüne de dikkat etmesi gerekecektir. Yüzde 9.70 seviyelerine gelen çekirdek enflasyonda da yukarı yönlü trend devam etmektedir. 

Merkez Bankası’nın üst bandı yüksek tutmasının nedeni küresel risklere açıklık oranını düşürmekti. 25 baz puanlık indirim sembolik bir ayarlama, fiilen fonlama maliyetlerine çok ciddi bir etki olmasını beklemiyoruz. Yine de biz yapmalarını beklemiyorduk. Bu açıdan bizim için sürpriz bir karar oldu. Ancak faiz koridoru mantığının da değişmemesi gerekli. Küresel oynaklıklar konusunda temkinli olunmaya devam edilmeli, dolayısıyla yeni Merkez Bankası yönetiminin önünde önemli bir ev ödevi olacaktır. 

İntegral Menkul Araştırma Direktörü Tuncay Turşucu:
TCMB ölçülü kaldı

Merkez karar metninde, küresel oynaklıklardaki azalmanın geniş koridora duyulan ihtiyacı azalttığına işaret ediyor. Bunda Fed’in son toplantısında oluşan ılımlı havanın etkisi var. Ayrıca ECB, BoJ ve BoE gibi diğer majör merkez bankalarının güvercin duruşlarının da etkisi var. Diğer yandan enflasyondaki iyileşmeyi sınırlı olarak görüyor ve sıkı duruşun sürmesi gerektiğini söylüyor. Bu nedenlerle faizde ölçülü bir indirim yapmış durumda. Baka deyişle enflasyondaki iyileşme daha güçlü ve net olsaydı Merkez daha fazla faiz indirimi yapabilirdi. 

Merkez’in kararı çok radikal bir etki yaratacak bir adım değil. Ancak faizde indirim sürecine girilmiş oldu. Mevcut global görünümün ılımlı kalmaya devam etmesi ve enflasyondaki iyileşmenin sürmesi önümüzdeki toplantılarda faiz indiriminin ölçülü bir şekilde devam edeceğini gösteriyor. Enflasyondaki iyileşmenin hızlanması durumunda faiz indirimleri de hızlanabilir.  

Alternatifbank Ekonomisti Serdar Şenol:
Etkisi sınırlı olacak

TCMB, yakın dönemde küresel oynaklıklarda bir miktar düşüş olduğunu gözlemekte. Ayrıca, Ağustos ayından bu yana uygulanan politikalara bağlı olarak geniş bir faiz koridoru ihtiyacının da azaldığı belirtiliyor. Burada atılan adımın şimdilik ölçülü olması gerektiği ve bu nedenle 25 baz puanlık indirim yapıldığı belirtildi. Çekirdek enflasyonda halen yüksek düzeylerde kalınması, TCMB'nin likidite politikasında sıkı duruşunu korumasını getirecek. Bu anlamda kısa vadede TCMB ağırlıklı ortalama fonlama (AOF) faizinde gerileme sınırlı kalacak. Faiz değişiminin sınırlı kalması, piyasa etkisinin de şimdilik sınırlı kalmasına neden olacak. 

Bizim henüz verilerde yeterince istikrar oluşmadığı yolundaki görüşümüz sürüyor. Gelecek verileri ve özellikle mart enflasyon verisini izlemeye devam edeceğiz. TCMB'nin gelecek toplantılarında da küresel volatilitenin düşük kalması halinde yeni faiz indirimlerine gitmesi gündeme gelecek. Mevcut faiz indirimi net bir sinyal algısı oluşturacaktır. Bir sonraki toplantıda koşullar uygun olursa hem üst bant hem de alt banttan 25 baz puanlık daraltım söz konusu olabilecek. Mart enflasyonunun öncül beklentiler olan %0.7 seviyesinden düşük gelmesi halinde, koridor daraltımında 50 baz puanlık daraltım görüşleri gündeme gelebilecektir.

Halk Yatırım:
Sadeleştirme tek taraflı başladı 

Küresel oynaklıkta son dönemde gözlenen azalışa ek olarak, TCMB’nin geçen yılın Ağustos ayından itibaren uyguladığı politika araçlarının etkinliğine yönelik oluşan güvenin geniş faiz koridoruna duyulan ihtiyacı azalttığı; ancak çekirdek enflasyondaki iyileşmenin sınırlı olması nedeniyle, daralma hamlesinin de ölçülü yapıldığını görüyoruz. 

Diğer taraftan, küresel ekonomideki zayıflıkların tekrar belirginleşmesi, petrol ve emtia fiyatlarındaki yükselişin devamına ilişkin belirsizlikler, Fed duruşuyla ilgili farklı sesler, enflasyon görünümündeki iyileşmeye karşın devam eden riskler gibi unsurların gelişen ülkelere yönelik risk algılamasında duraklamaya neden olabileceği görüşümüz altında, TCMB’nin sadeleştirme poitikasının devamıyla ilgili temkinli duruşumuzu koruyoruz. Nitekim, MB'nin likidite politikasındaki sıkı duruşu koruyacağının altını çizdiğini görüyoruz.

Bu ayki toplantısına ait faiz notunda dikkat çekici noktalar olarak, büyüme görünümünde, artan jeopolitik riskleri göz önünde tutmaya devam ederken; Avrupa bölgesinin ihracatımız üzerindeki katkısında güvenli yaklaşımın korunduğunu izliyoruz. Ancak, bölge ekonomisinde son dönemde artan zayıflıklar karşısında, net dış talebin büyümeye katkısıyla ilgili temkinli tutumumuzu sürdürüyoruz.

Enflasyon görünümüyle ilgili olarak ise, son dönemdeki iyileşme eğilime karşın, gıda ve enerji fiyatlarındaki belirsizliklere ek olarak, asgari ücrete yapılan zammın etkisi nedeniyle, iyileşmenin hızıyla ilgili risklerin devam ettiğini düşünüyoruz. Bu aya ilişkin ilk tahminlerimizin işlenmemiş gıda fiyatlarının mevsim koşullarına göre ılımlı görünümünü koruyabileceği yönünde olmasına karşın, küresel risk algılamasının gelişen ülke para birimlerinde yaratabileceği baskının göz ardı edilmemesi gerektiği kanısındayız.

IşıkFX Başanalisti Gizmen Nalbantlı:
Enflasyonda istikrar sağlanmadıkça sıkı duruş devam etmeli

Son dönemde ECB ve BoJ’un parasal genişlemeye devam etmesi ve bunu sürdüreceğini açıklaması, Türk varlıklarına destek oluyor. ECB’den gelen faiz indirimi sonrası değer kazanan Türk varlıkları, Fed’den gelen güvercin açıklamalarla iyiden iyiye rahatlamıştı. TL’deki güçlenme ve enflasyondaki gerileme Merkez Bankası’nın bu kararı almasında etkili oldu.

Karar sonrası yapılan açıklamada, çekirdek enflasyondaki iyileşmenin sınırlı olduğu ve sıkı duruşa devam edileceği ifade edildi. Önümüzdeki dönemdeki toplantılarda enflasyondaki görünüme göre karar alınmaya devam edilecek. Mevcut durumda enflasyonda istikrar sağlanmadıkça faiz indirimi konusunda sıkı duruşun devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Mart ayı enflasyonu oldukça önemli olacak. Enflasyondaki düşüşün devamında Merkez’den üst bantta 25 baz puan daha indirim görebiliriz.

Meksa Yatırım Araştırma Uzmanı Eren Can Ümüt:
Sembolik İndirim

Öncelikle Mart ayı içerisinde hem Fed'in FOMC toplantı kararlarında güvercin ifadeler kullanası hem de ECB'nin genişleyici para politikasına hız vermesi sonrası küresel piyasalara olumlu hava hakim olmuş ve volatilitede gerileme yaşanmıştı. Bu noktada VİX endeksinin Şubat ayında gördüğü 31 seviyelerinden son dönemde 13 seviyelerine kadar gevşeme yaşadığını gözlemlemiştik. Aynı şekilde MOVE endeksinde de düşüş hareketi görülmekteydi. Bu sayede piyasalarda TCMB'nin koridorun üst bandını indirebileceğine yönelik beklenti oluşmuştu. Bu beklentinin ise daha çok 50 baz puan üzerinde şekillendiğini görmüştük. TCMB küresel merkez bankalarının aksiyonları ile gerileyen volatiliteden cesaret alarak koridorun üst bandını 25 baz puan indirdi. Zaten 'yakın dönemde küresel oynaklıklarda bir miktar düşüş gözlenmiştir' ibaresini kullanarak faiz indirimine gerekçesini de belirtmişti. 

Öncelikle 25 baz puanlık indirimin sembolik olduğunu not edelim. TCMB'nin almış olduğu kararın önemi parasal sadeleşme politikasının ilk adımı olmasından geliyor. Yoksa alınan bu kararın piyasalar üzerinde net bir etkisinin bulunmadığını düşünüyoruz. Özellikle piyasalara asıl yön veren ağırlıklı ortalama fonlama maliyetine keskin bir etkide bulunmayacak kararların piyasalara sınırlı bir etkisi olacağını belirtmiştik. TCMB'nin daha çok likidite politikasını kullanarak ortalama fonlama maliyetini hangi yöne çekeceği çok daha önemli bir konu.

XTB Menkul Değerler:
Belirsizlik devam ediyor

Bu ay gerçekleştirilen PPK toplantısının bir diğer özelliği, 19 Nisan'da görev süresi dolan Erdem Başçı başkanlığındaki son toplantı olması. Erdem Başçı'nın görevine devam edip etmeyeceği ya da görevini kime devredeceği henüz belli olmadığı için, para politikasında belirsizlik devam ediyor.  

Piyasanın büyük çoğunluğu tarafından beklenmeyen bir karar olmasına rağmen, Türk Lirası'nda değer kaybının sınırlı kaldığını gördük. Kararın hemen ardından 2,89 seviyesine yükselen USD/TRY hızla değer kaybederek 2,88 düzeyine geriledi. İçinde bulunulan ekonomik şartlarda faiz indiriminin doğru bir seçenek olduğunu düşünmemekle beraber, Türk Lirası'nda son dönemde yaşanan değer artışının sınırlı kalacağını öngörmekteyiz.