Faizde riskler kısa vadede hisse senedinden daha fazla

Fed'in tahvil alım programını ne zaman azaltmaya başlayacağı belirsizliğini korurken, Fed'in yeni başkanının kim olacağı da merak konusu...

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - BIST 100 endeksi geçen hafta küresel piyasalardan negatif ayrışırken haftalık bazda yaklaşık yüzde 10 oranında değer kaybetti.

Mısır'da yaşanan siyasi gerginliğin Ortadoğu'da yaratmış olduğu belirsizlikle Brent petrolün fiyatının 110 doların üzerine çıkması ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişin BIST 100'ün negatif ayrışmasında etkili olduğunu belirten analistler, endekste kayıpların bankacılık endeksi öncülüğünde gerçekleştiğini belirtiyor.  

Endekste ve faizlerde hafta içinde yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan Halk Yatırım Stratejisti Işık Ökte, 15-22 Ağustos tarihleri arasında BIST 100 endeksinin 75.600 seviyesinden 68.300 seviyesine gerilediğini ve beş günde yüzde 9,7'lik bir düşüş yaşandığını belirttti.  

BIST 100 endeksinin bütün gelişmekte olan hisse senedi piyasalarından negatif ayrıştığı bir hafta olduğunu ifade eden Ökte, "Negatif ayrışmamızda, Mısır olayının Ortadoğu'da yaratmış olduğu politik belirsizlik ve Brent petrol fiyatının 110 doların üzerine yükselmesini önemli etkenler olarak görüyorum" dedi.

Satışların yine bankalar tarafında olduğunu gözlemlediklerine işaret eden Ökte, BIST bankacılık endeksinin aynı beş günlük süreçte yüzde 12,6 değer kaybettiğini söyleyerek, Türk bankaları hisselerini satan yabancı yatırımcının, Rus banka, emtia, enerji şirketlerinde alım yaptıklarını söyledi.

ABD faizleri belirsizlik nedeniyle yükseliyor

Ökte, BIST 100'deki negatif ayrışmanın aynı zamanda ABD 10 yıllık tahvil faizindeki yükselişten de kaynaklandığını anlatarak, "ABD'de uzun zaman Fed'in tahvil alım programını eylül toplantısında mı aralık toplantısında mı azaltmaya başlayacağı belirsizliği üzerine konuşuyorduk. Şimdi ona 'Fed Başkanlığı için adı geçen Larry Summers mı, yine Fed Başkanlığı adı geçen Janet Yellen mı?' belirsizliği eklendi" değerlendirmesini yaptı.

Larry Summers belirsizliğinin piyasalar açısından Fed tahvil alımlarının ne zaman azaltılmaya başlanacağından çok daha önemli olduğuna dikkati çeken Ökte, konuyla ilgili şunları kaydetti:

"Neden? Janet Yellen bir ''güvercin' ve Bernanke'nin devamı olarak fiyatlanıyor. Bilinmeyen adam ise Summers. Bu hafta ABD'li bir senatörden önemli bir açıklama geldi. Arkadaşlarının da nabzını yokladığını belirten Senatör, 'Larry Summers gibi kavgacı, uzlaşma sevmeyen bir adamı Fed Başkanı olarak görmek istemiyoruz' dedi. Ancak son Obama açıklamaları Larry Summers'ı destekleyici nitelikte idi. Fed Başkanı kim olacak ve Summers olursa 'şapkadan neler çıkacak' belirsizliğinde global faizler yükseliyor. Faizlerin yükseldiği ortamda da, Türk bankacılık sektörüne 22 Mayıs'dan itibaren yüzde 37 satış olmasına rağmen daha çok satıcı gelebiliyor."  

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) politikalarının da bazı kurumlar ve piyasa oyuncuları tarafından sorgulandığı bir ortamda olunduğunu belirten Ökte, ABD 10 yıllık tahvil faizinin 10 günde yüzde 2,70'den yüzde 2,89'a yükseldiği ortamda TCMB kur politikası ve enflasyon hedefinin sorgulanmaya başlandığını söyledi.

2012 yılında TCMB politikalarının sorgulanmadığını, kredibilitesi en yüksek merkez bankalarından biri olarak görüldüğünü anımsatan Ökte, 22 Mayıs'ta Fed Başkanı Bernanke'nin kongre konuşmasından beri 24 gelişmekte olan ülke para birimi içinde TL'nin dolara karşı yüzde 6,9 değer kaybı ile 20. sırada olduğu bilgisini verdi.

"Politika faiz artırımı gelmemesi TCMB'nin sorgulanmasının en büyük nedeni"

Göreceli olarak yüzde 15,8 değer kaybeden Brezilya Reali ve yüzde 13,1 değer kaybeden Hindistan Rupisi'ne göre iyi gözükse de, TL'nin tüm gelişmekte olan ülke para birimlerine kıyasla kötü bir performans sergilediğini vurgulayan Ökte, "Son bir haftada yüzde 2,90'a yükselen ABD tahvil faizine Hindistan, Brezilya ve Endonezya Merkez Bankaları tarihte görülmemiş sertlikte hareketlerle karşılık verirken, TCMB istisnai gün uygulaması ve koridorda 50 baz puan artırımla karşılık verdi. Bu konjonktürde politika faiz artırımı gelmemesi TCMB'nin kısa vade politkalarının sorgulanmasının en büyük nedenidir" değerlendirmesini yaptı.

Piyasanın TCMB'yi politika faiz artırımına zorlayacağı bir sürece girildiğini düşündüğünü aktaran Ökte, TCMB'nin kısa vade politikalarının sorgulandığı bir ülkenin hisse senedi piyasasının da döviz sepeti ve Dolar/TL'deki yukarı hareketin devam ettiği ortamda negatif ayrıştığını ifade etti.  

Ökte, "TCMB kurmaylarının doğru kur politikası uygulayacağını varsayarak, BIST 100 için bu seviyeleri satış noktası olarak değerlendirmiyoruz" dedi.

"Kısa vadede (1-3 ay) BIST 100 hedefim 73.500-74.000"

Son 10 yılın aritmetiksel Fiyat/Kazanç (F/K) oranı BIST'de 11,3x iken, 68,500 seviyesinde BIST100'ün 9,0x F/K'da bugün işlem gördüğünü aktaran Ökte, yani daha yeni yatırım yapılabilir statüye yükseltilmiş bir ülkenin hisse senedi piyasasının F/K bazında yüzde 20 iskontolu olduğunu söyledi.

Bankacılık tarafında rakamların daha dikkati çekici olduğunu belirten Ökte, 22 Mayıs zirvesinden yüzde 37,5 satılmış bir bankacılık endeksi olduğunu ve fiyatlamanın tarihsel bazda bankacılık endeksinde BIST 100'den de iyi gözüktüğünü dile getirdi.

Ökte, şunları kaydetti:

"Bankacılık endeksi F/K oranı 125,000'de 6,8x. Son 10 yılın aritmetik ortalaması ise 9,1x. Bu yüzde 25 iskontoya işaret etmektedir. Bankacılık sektörünün değerlendirmesinde kullandığımız önemli parametre olan Piyasa Değeri / DefterDeğeri (PD / DD) bazında ise, şu an işlem gören 1.18x son 10 yıla göre yüzde 29 iskontoludur. Yukarıda belirttiğimiz negativitelerin fiyatlandığını ve yüzde 25 F/K, yüzde 29 PD / DD iskonto fiyatlamalarının kısa vade alım fırsatı olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum."

Kısa vadede (1-3 ay) BIST 100 hedefinin 73.500-74.000  ve yüzde 7,3-8,0 oranında yukarı hareket beklediğini söyleyen Ökte, "76.200 benim için BIST 100 pozisyonlarının kar realizasyonu seviyesidir. BIST 100'ün negatif ayrışmasının bankacılık endeksi yüzde 25-29 iskontolu trade ederken devam etmesini beklemiyorum. Ancak 2012 senesindeki gibi, BIST 100'ü pozitif ayrıştıracak önemli bir pozitif hikaye de bulunmamaktadır. BIST 100'de MSCI gelişmekte olan ülkeler endeksine paralel bir hareket bekliyorum" öngörüsünde bulundu.

"Faizde riskler kısa vadede hisse senedinden daha fazla"
 
Türk tahvil yatırımcısı için en talihsiz gelişmenin Larry Summers olduğuna dikkati çeken Ökte, Summers'ın Fed başkanlığı için ismi bir anda Yellen'i "zayıf" bulan Obama Beyaz Saray danışmanları tarafından ortaya atılmasaydı, gösterge tahvilin bileşik faizinin yüzde 9,70'e çıkmayacağını kaydetti.

Ökte, ancak gösterge tahvilin bileşik faizinde kısa vadede risklerin hisse senedinden daha fazla olduğu düşüncesinde olduğunu belirtirkerek, "Bankalar için yüzde 25-29 iskontoda 'burası satış yeri değil; uzun vadeli alım yeri' diyebilirken, aynı rahatlığı yüzde 9,70 seviyesinden gösterge tahvil için söyleyemiyorum" dedi.

ABD 10 yıllık tahvillerinde "Summers geliyor" fiyatlaması devam ederse, gösterge tahvilin bileşik faizinin düşük hacimlerin devam ettiği ortamda 16 Ocak 2012 günü kapanış seviyesi olan yüzde 10,72'ye kadar satılmasının olası olduğunu vurgulayan Ökte, şunları aktardı:

"16 Ocak 2012 kapanışı yüzde 10,72  aynı zamanda 17 Mayıs 2013 yüzde 4,79 tüm zamanların en düşük faizine doğru, trendin değişiklik günüdür. Gelişmekte olan ülke tahvilleri satıcılı seyri devam etse bile, yüzde 10,72 seviyesini kısa vadede (1-3 ay) görürse, gösterge tahvilin bileşik faizinde alış tarafına geçeceğiz."