Fed ateşi en fazla Borsa İstanbul'u etkiledi
İSTANBUL - Küresel piyasalarda ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke'nin açıklamalarının ardından başlayan sert düşüşler, yurtiçi piyasaları analistlerin tahminlerinin ötesinde olumsuz etkiledi.
Dün akşam Bernanke'nin basın toplantısında parasal genişlemenin bu yıl sonuna kadar azaltılabileceğini ve 2014 yılında sonlanabileceğini ifade etmesi hisse senedi piyasaları ve emtialarda satış baskılarını artırırken, doların diğer para birimleri karşısında değer kazanmasına neden oldu.
Parasal genişlemeye yönelik tedirginliğin, Fed'in ekonomik aktiviteye yönelik tahminlerinin pozitif yönde revize edilmesiyle daha da arttığını belirten analistler, ABD'de 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 2,47'ye yükselmesiyle de küresel piyasalarda faiz ve döviz piyasalarında önemli ölçüde baskı oluştuğunu kaydediyor.
Döviz kurlarına bakıldığında yurt içinde Merkez Bankası'nın istisnai gün ilan etmesi ve toplam 350 milyon dolar tutarında döviz satım ihalesi yapmasına rağmen dolar/TL dünkü kapanışa göre yaklaşık yüzde 1,63 yükselişle tarihi zirvesi olan 1,9354'ü gördü. Dolar, bugün Güney Afrika randı karşısında yüzde 0,70 oranında değer kazanırken, Brezilya realine karşı yüzde 1,20 Hindistan rupisine karşı yüzde 1,45, Kore wonuna karşı yüzde 1,65 oranında değer kazandı.
En olumsuz etkilenen hisse senedi piyasalarından biri Borsa İstanbul oldu
Küresel piyasalardaki negatif seyrin etkisiyle güne satıcılı başlayan Borsa İstanbul'da, teknik destek seviyelerinin kırılmasıyla stop-loss emirlerinin ve panik satışlarının düşüşü hızlandırdığını belirten analistler, faizlerdeki yükselişin endeksin lokomotifi olan banka bilançolarını olumsuz etkileyeceği beklentisi ile sektör hisselerinde görülen güçlü satışların, endeksin tahminlerin üzerinde düşmesine neden olduğunu kaydediyor.
Avrupa hisse senedi piyasalarında ortalama yüzde 2 ile 3 arasında düşüşler görülürken, gelişmekte olan ülke borsalarında da benzer bir seyir izlendiğine değinen analistler, Borsa İstanbul'da bankacılık sektöründe kayıpların yüzde 9'lara ulaşması nedeniyle ortalama kaybın diğer borsalardan çok daha fazla olduğunu ifade ediyor.
Öğleden sonra Almanya'da DAX endeksi yüzde 2,52 oranında değer kaybıyla 8.000 puanın altına gerilerken, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 2,30 oranında azalışla 6.200 puan sınırına düştü. Gelişmekte olan borsalar arasında ise Brezilya'da Bowespa yüzde 4,10, Rusya Traded endeksi yüzde 2,38'lik düşüşle işlem görürken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 2 oranında değer kaybıyla günü tamamladı.
Faizlerdeki yükseliş eğilimi hisse senedi piyasaları üzerinde baskı yaratıyor
Analistler, Bernanke'nin açıklamalarının ardından, zaten son bir aydır yükseliş eğiliminde olan ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yükselişin ivme kazanarak yüzde 2,47'yi görmesinin, öncelikle faizlerin tarihi düşük seviyelerinde seyrettiği Türkiye gibi piyasalarda etkisini daha güçlü gösterdiğini ve gösterge tahvilin bileşik faizinin yüzde 7,60, 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 8,30 seviyelerine yükselmesine neden olduğunu belirtti.
Faizlerdeki yükseliş eğiliminin riskli enstrümanlardan çıkışı tetiklemesinin kaçınılmaz olduğunun altını çizen analistler, hisse senedi piyasalarında da en likit olan hisseler başta olmak üzere güçlü satış baskılarının oluştuğunu kaydediyor.
ABD 10 yıllık tahvillerinin yıl sonuna kadar yüzde 3 seviyelerini test edebileceği beklentisinin oluştuğunu ifade eden analistler, bunun gelişmekte olan ülkelerde hem faiz hem hisse senedi piyasalarındaki satış baskılarının kısa vadeden orta ve uzun vadeye yayılabileceği endişelerini doğurduğunu kaydetti.
BIST 100'de 1,5 yıl süren yükseliş trendinin yüzde 50'lik düzeltme seviyesi 70.000 puanda
BIST 100 endeksinin 2012 yılı Ocak ayından beri devam eden ve 1,5 yıl süren yükseliş trendinin yüzde 50'lik düzeltme seviyesinin yaklaşık 70.000 puandan geçtiğini belirten analistler, yatırımcıların, endeksin 75.000 puanın altında kaldığı sürece bu seviyenin gündemde olacağını göz ardı etmemelerini tavsiye ediyor.
Analistler, önümüzdeki dönemde başta ABD olmak üzere ekonomik aktivitenin seyrine yönelik sinyallerin ve makroekonomik verilerin piyasaların yönü üzerindeki ağırlığının artacağını ifade ederek, merkez bankalarının son yaşanan gelişmelerin ardından atacağı adımların da yakından takip edileceğini kaydediyor.