Fitch'ten kurla ilgili önemli açıklama
Fitch Ratings Kıdemli Direktörü Rawkins, "Kur konusunda hiçbir zaman parametre belirlemedik. Sadece volatiliteyi ölçüyoruz. Kurun oranının istikameti önemli, ama politika cevabı da kilit önemde" değerlendirmesini yaptı
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Kıdemli Direktörü Paul Rawkins, son dönemde kurda yaşanan oynaklığın Türkiye’nin "yatırım yapılabilir" kredi notunun içerisinde olduğunu belirtti.
Rawkins, Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para cinsinden "BBB-" olan kredi notunun ve "durağan" not görünümünü teyit edilmesinin ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Türk lirasının son dönemde dolar karşısındaki performansına ilişkin Rawkins, "Türkiye’nin volatiliteye maruz bir yer olduğunu kabul ediyoruz, bunu her zaman kabul ettik. Son haftalarda (kurda) olanlar yatırım yapılabilir notun içerisinde yer alıyor. Kur konusunda hiçbir zaman parametre belirlemedik. Sadece volatiliteyi ölçüyoruz. Kurun oranının istikameti önemli, ama politika cevabı da kilit önemde" değerlendirmesine bulundu.
Fitch Ratings'in Türkiye’nin kredi notu ve görünümünü teyit etmesine gerekçe olarak Rawkins, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyesine çıkardığımızda 2014 yılına dair bazı projeksiyonlarda bulunmuştuk. O noktaya baktığımızda ve o dönemki projeksiyonları ile karşılaştırdığımızda, Türkiye büyük oranda doğru yolda. Büyüme biraz daha zayıf, enflasyon biraz daha yüksek. Bu anlamda durağan görünümün uygun olduğunu düşünüyoruz."
Türkiye’nin mali ölçütlerinin ve bankacılık sisteminin güçlü görünüm sergilediğinin altını çizen Rawkins, "Mali ölçütler hikayenin önemli bir kısmını oluşturuyor, bu ölçütler hala yerinde. Bankacılık sistemi halen güçlü. Türkiye’nin ekonomik büyüme görünümü halen büyük gelişmekte olan ülkeler içerisinde bir kısım ülkeden daha iyi durumda" ifadesini kullandı.
Merkez Bankası temkinli çizgide
Rawkins, Fitch’in, kredi derecelendirme kuruluşu olarak Merkez Bankası’na politika tavsiyesi veremeyeceğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Eğer enflasyon ölçütünde para politikası başarısını ölçerseniz, (mevcut durum) faiz oranlarının aşağı inmesine işaret etmiyor. Enflasyon oranı halen Merkez Bankası’nın hedeflerinin yüzde 50 üzerinde. Bu anlamda ortaya çıkan resim faiz oranına işaret eden bir resim değil. Merkez Bankası temkinli çizgide devam ettiğini açıkta gösterdi."
Türkiye’nin bu yıl sonu itibariyle yüzde 3,2 büyümesinin beklendiğini belirten Rawkins, geçen sene büyümenin öngörülenin altında gerçekleşmesi sebebiyle bu yılki büyüme tahminlerinde bir miktar baz etkisinin görüldüğünü söyledi.
Rawkins, bu yıl Türkiye’de enflasyonun yüzde 7,5, gelecek yıl ise yüzde 6 gerçekleşmesinin öngörüldüğünü vurgulayarak, "Türkiye için temel unsurlar şu anda düşük petrol fiyatları ve şu anda var olan bol miktardaki küresel likidite" dedi.
Sermaye akışında ani duruş belirtisi yok
Paul Rawkins, Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişleme programının Türkiye ekonomisini nasıl etkileyebileceğine ilişkin soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Türkiye büyümesini destekleyebilmek için büyük oranda dış finansmana ihtiyaç duyuyor. Bu anlamda düşük petrol fiyatlarının ve bol likiditenin domine ettiği mevcut ortam Türkiye için olumlu. Türk şirketlerinin uygun oranlarla piyasaya erişimi devam ediyor ve sermaye akışında ani duruş belirtisi yok."
Daha tutarlı ve öngörülebilen parasal politika ve istikrarlı enflasyonun önemli olduğunu altını çizen Rawkins, "Diğer bir konu da Türkiye’nin dış finansmanının istikrarına dair güvenin artırılması, cari açığın düşük tutulması. Türkiye’nin daha uzun vadeli finansman elde etmesi, daha çok doğrudan yabancı yatırım çekmesi olumlu olur" görüşünü paylaştı.
Uzun vadeli yapısal reformların yapılması çağrısında bulunan Rawkins, "Seçimlerin ardından yapısal reformlar tarafında net bir gelişme görürsek bu iyi bir başlangıç olur. Saydıklarımızın tamamı, daha olumlu bir tonun oluşmasına neden olabilir" ifadesini kullandı.
Rawkins, Türkiye için jeopolitik risklerin önemli olduğunun altını çizerek, "Fakat ekonomi politikası üzerinde yerel politik gerilimin domine etme yönünde eğilim var. Endişeler seçim sonrasına ilişkin. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ne yaptığı, yönetimin stili, daha fazla başkanlık yönünde mi, daha az öngörülebilir mi olacak.... Bunlar izleyeceğimiz unsurlar" değerlendirmesinde bulundu