HSBC odak alanlarında dengeleri değiştiriyor

HSBC Türkiye Genel Müdürü Selim Kervancı ile bankanın yeni yol haritasını konuştuk. Selim Kervancı, bilançodaki kurumsal-bireysel dengesinde ağırlığın kurumsal bankacılıkta olacağını anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

HSBC, global ağının gücünü Türkiye'de daha yüksek sesle konuşturmaya hazırlanıyor. Kredi tarafında bilançosunun dengesini de değiştirecek olan banka, bireysel tarafta orta ve üst gelir grubuna, şirketler tarafında ise kurumsal ve yatırım bankacılığına odaklanacak. Bugün kredilerinin yüzde 55’i kurumsal, yüzde 45’i bireysel segmente açılan fonlardan oluşan HSBC, 2018 yılının ortalarında bu dengeyi yüzde 65 kurumsal, yüzde 35 bireysele çevirecek.

Çok değil geçen yıl bu zamanlarda 'Türkiye’den çıkacak mı?' diye konuşuyorduk. Bir dönem yaptığı çok stratejik satın almalarla gündemde olan HSBC’nin ‘stratejik opsiyonları’ değerlendirmesi şaşırtmıştı. Tam ‘gidecekler mi? gitmeyecekleri mi?’ tartışması devam ederken ‘kalıyoruz’ mesajı geldi. Hemen ardından da 2 yabancı genel müdürün ardından yurtdışında görevde olan bir Türk, dümene geçti. Selim Kervancı, HSBC’nin Piraye Antika’dan sonra ikinci Türk Genel Müdürü olarak kolları sıvarken geçen 6 aylık maratonu ve yeni hedefl erini anlattı. Kervancı, geçen yıl gelen ‘kalıyoruz’ mesajının altını kalın harflerle doldurdu.

HSBC uzun vadeli görünüme bakar

Kervancı, HSBC’nin 1990’larda Midland Bank döneminden bu yana Türkiye’de faaliyet gösterdiğine işaret ederek “Biz Türkiye’de Cumhuriyet tarihinin en derin krizinin yaşandığı 2001 yılında, Demirbank’ı satın alarak 1990’dan bu yana faaliyet gösterdiğimiz bir pazarda büyümüş bir bankayız. Üstelik aynı dönemde dünyanın da gidişatını değiştiren 11 Eylül olayları yaşanıyordu. O dönemde, Türkiye’nin uzun vadeli görünümüne güvenerek Türkiye’ye geldi ve bir banka satın aldı. HSBC, geleneksel olarak, bir ülkenin uzun vadeli görünümüne bakarak yatırım yapar” hatırlatmasını yaptı.

2015 senesine gelindiğinde ise HSBC, Türkiye operasyonundan arzu edilen performansı alamadığını görerek bir karar verdi. O dönem kamuoyu ile de paylaşılan ‘Türkiye operasyonumuzu gözden geçireceğiz ve farklı opsiyonlara ve stratejik alternatiflere bakacağız’ açıklaması geldi. Kervancı, bu kararın, sadece Türkiye’ye mahsus bir karar olmadığının da altını çizerek şöyle devam etti: “Farklı Latin Amerika ülkeleri de bu kararın bir parçasıydı. Nitekim, Brezilya’daki operasyonlarımızı sattık ve orada şimdi kurumsal ve yatırım bankacılığı ile HSBC devam ediyor. Türkiye’de ise 2016 Şubat ayına kadar işlettiğimiz süreç sonunda hissedar açısından değer yaratacak teklifl erin gelmediğini gördük. Tamamen yeni bir strateji belirleyerek, Türkiye’deki faaliyetlerimize devam etme kararı aldık.”

Fark yaratabileceği segmente odaklanıyor

Kervancı, banka olarak yeni stratejilerinin ne olacağını sorduğumuzda ise şu cevabı verdi: “Güçlü olduğumuz ve iyi hizmet verdiğimiz, değer yaratabileceğimiz müşteri segmentlerine odaklanarak ilerleyeceğiz. Şu anda da doğru yolda olduğumuzu görüyoruz. Çok detaylı performans analizleri yaptık. Güçlü yönlerimize, Türkiye’nin potansiyeline, nerede ne yapabileceğimize baktık. Türkiye’de çok güçlü bir bankacılık sektörü var. Uluslararası ağımız sayesinde yapabileceğimiz farklı işler var”

Midland Bank döneminden bu yana bankanın kurumsal taraftaki kaslarının sağlam olduğuna değinen Selim Kervancı, yeni dönemde fark yaratacakları segmentleri de kurumsal bankacılık ve yatırım bankacılığı, bireyselde ise orta üst - üst gelir grubu olarak belirlediklerini açıkladı.

Kervancı, “bu müşteri segmentlerine odaklanacağız ve büyümemiz buradan gelecek” dedi ve ekledi: “Biz, uluslararası ağımız sayesinde Türkiye’deki şirketlerin yurtdışına açılmasına, Türkiye’ye gelecek yatırımlara, farklı finansal enstrümanlara ve ihraçlara aracılık ediyoruz. Dış ticaretin finansmanı, aracılık işlemleri, işlem bankacılığı, kamu finansmanı tarafında fark yaratabiliyoruz. Dolayısıyla bu alanlara odaklandık. Kurumsal tarafta uluslararası şirketler, büyük kurumsal şirketler, yurtdışında büyümek isteyenler, kamu sektörü ve finansal kurumlar ile çalışacağız. Bireysel tarafta da markamızın da gücüyle orta üst-üst gelir grubunda fark yaratabileceğimizi gördük. Bu gruplara yönelik birikim ve nitelikli fon yönetimimiz ile müşterilerimize değer yaratabiliriz. Bireysel tarafta ağırlıklı olarak birikim yönetimine odaklanacağız. Kredi kartı da önemli ürünlerimizden biri. Planladığımız bazı yatırımlar var. Para piyasası ve likit fonları dışarıda bırakan valörlü yatırım fonlarından oluşan nitelikli fonlarda yüzde 4.8, bireysel emeklilik fonlarında yüzde 4.2’lik pazar payımız ile en büyük, yabancı sermayeli ve küresel faaliyet gösteren portföy yönetim şirketiyiz. 2016’nın ikinci yarısından itibaren odaklandığımız bu stratejimizle devam ediyoruz.”

Geçen yılı bu stratejiyi en iyi şekilde uygulayabilecek organizasyonu oluşturmakla geçirdikleri bilgisini de paylaşan Kervancı, şube ve ürün yapılanmasının uçtan uca gözden geçirildiğini aktardı. Artık rekabetçi olmadıkları ürünleri sunma iştahı göstermeyeceklerinin altını çizen Kervancı, “Bu sürecin radikal kısmı da Bankamız yeniden yapılandırma sürecinden geçti. 2016 yılını da, bu yapıyı en iyi şekilde uygulayacak organizasyonu oluşturmakla geçirdik. HSBC, Türkiye’nin uzun vadeli görünümüne inanıyor. Gelen ilk rakamlar da doğru bir yerde olduğumuzu gösteriyor. bitti” ifadesini kullandı. Şubeleşme konusunda ise Kervancı, “Şubelerimizi müşterilerimizin olduğu lokasyonlara göre belirledik. 90 şube ile faaliyetlerimize devam ediyoruz. Şu anda performans açısından da şubelerimizden beklediğimiz sonuçları alıyoruz” açıklamasını yaptı.

Bu odaklanmanın bilançonun kredi tarafında dağılımı nasıl şekillendireceğini sorduğumuzda ise Kervancı, “Kredi dağılımı olarak da şimdi yüzde 55 kurumsal, yüzde 45 bireysel kredidir. Bu oran ileride yüzde 65 kurumsal, yüzde 35 bireysel dengesine oturacak. 2018 senesinin ortalarında bu dengelere oturmuş olacağız. Bu sene yüzde 15 aktif, yüzde 15 kredi, yüzde 15 mevduatta büyürüz. Çok likit bir şekilde yönettik bilançoyu” bilgisini verdi.

1,5 milyon bireysel bankacılık müşterileri olduğunu kaydeden Selim Kervancı, kurumsal bankacılık çatısı altında ise 2 bin 500 müşteri olduğunu söyledi. “Kervancı, “Bizim bu sayıyı 5 bin yapalım diye bir hedefimiz yok. Bu şirketlerde derinleşmek, stratejik diyalogu artırmak istiyoruz” dedi.

Dijital altyapısı Türklere emanet

HSBC’nin yeniden yapılanmasının ve bireysel bankacılıktaki yeni stratejisinin önemli sac ayaklarından birisi de teknolojik dönüşümdü. HSBC Genel Müdürü Selim Kervancı, ana bankacılık sistemlerini tamamen değiştirmeye karar verdiklerini aktararak “Türk mühendisleri tarafından geliştirilen bir sistem aldık. Projenin toplam bütçesi 117 milyon dolar. Bu sistem bizim dijital kanallarda daha iyi hizmet vermemizi sağlayacak. Böylece dijital bankacılık stratejimizin temellerini daha sağlam atacağız. Bu yatırım da Türkiye’nin uzun vadeli görünümüne olan güvenimizin bir göstergesidir” değerlendirmesinde bulundu.

Farklı yatırımcı bazları oluşturup bahçeyi büyütüyoruz

HSBC Genel Müdürü Selim Kervancı’nın verdiği bilgiye göre banka 2016 yılında toplam 1.6 milyar dolar tutarında 6 adet sendikasyon kredisi, kulüp kredisi ve ihracatın finansmanında kullanılan ülke kredisi, toplam tutarı 6.2 milyar doları bulan 9 adet uluslararası eurobond/sukuk işlemi ve 288 milyon euro tutarlı Türkiye’nin ilk proje bonosu ihracını tamamladı. Kervancı, farklı finansman ürünlerine daha çok şirketin erişmesini sağlayacak çalışmaları olduğunu da anlattı. Kervancı, “70 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Asya’nın en büyük, Ortadoğu’nun en eski bankasıyız. Türkiye’de sektöründe lider, güçlü şirketlere büyüme potansiyeli olan şirketlere ilgi olduğunu düşünüyoruz. Biz şirketler için farklı yatırımcı bazları oluşturup bahçeyi büyütüyoruz” dedi. Satın alma ve birleşmelerde, halka arzlarda, tahvil ihraçları tarafında yatırımcı refl ekslerini sorduğumuzda ise Kervancı şöyle devam etti:

• Ortaklık arayan, yurtdışından know how arayan, stratejik işbirliği yapmak isteyen firmalara farklı seçenekler sunabiliyoruz. Onları yurtdışındaki müşterilerle farklı platformlarda biraraya getirerek daha farklı stratejik yön belirleyebiliyoruz. Murabaha ya da sendikasyon piyasalarından farklı bono-tahvil ihraçları olabilir, sukuk olabilir, farklı ürünlerle borçlanmalarını sağlayabiliyoruz. Yatırım finansmanına geldiğinde SACE-Coface-Hermes kredilerinde o müşterilerimize alternatif finansmanlar üretebiliyoruz.

• Yabancı yatırımcıların katılabileceği yüksek montanlı halka arzlar her zaman radarımızda yer alıyor. Fiyatlamaların düşük seviyelerde kaldığı bu dönemde şirket sahiplerinin de, finansal açıdan zorlanmadıkları sürece hisse satışına karşı mesafeli duracaklarını düşünüyoruz. Halka arz işlemlerini, politik gündemdeki belirsizliklerin ortadan kalkması, ekonomik göstergelerde stabilitenin sağlanması şartıyla en erken 2017’nin son çeyreğinde büyük montanlı işlemlerle görebileceğimizi düşünüyoruz.

• Türk şirketlerinin yurtdışında fabrika ve şirket alma konusunda girişimlerine şahit oluyoruz. Özellikle de bölgesel güç olma stratejisiyle çalışan Türk şirketlerden çok fazla ilgi olduğunu görüyoruz. Ayrıca taahhüt, dış ticaret tarafında faaliyetler hızlanarak devam ediyor.

• Şirket evlilikleri ve satın almalar tarafında oldukça istekliyiz ve farklı muhtemel işlemleri takip ediyoruz.

• Yatırımcılar ‘bekle-gör politikası’ izliyor ama biz her ortamda Türkiye’yi anlatıyoruz. Türkiye’nin Yatırım Elçisi gibi çalışıyoruz. Son bir ayda 3-4 defa yabancı yatırımcılara Türkiye’yi anlattık. Ayrıca, HSBC’nin Asya-Pasifik operasyonundan gelen yabancı meslektaşlarımız, buradaki müşterilerimize Asya pazarındaki fırsatları anlattı. Çin, Hong Kong ve “Kuşak ve Yol” kapsamındaki ülkelerin çoğunda faaliyet gösteren HSBC, müşterilerini bu girişim kapsamında ortaya çıkacak ticaret ve yatırımdan proje finansmanına kadar birçok fırsatla buluşturabilir. Önümüzdeki aylarda Çin’e yapacağımız road showlar var.

Müşterimizin danışmanı olalım

Bizim için önemli olan müşteri tarafında fark yaratabilmek ve derinleşme. Müşterimizle daha sıkı, daha stratejik ve adeta ortak bir bakış açısıyla çalışacağımız bir bankacılık anlayışımız var. İşi kredi vermenin ötesine taşıyalım. Müşterimize sektörüyle ya da iş yaptığı pazarlarla ilgili stratejik fi kirler de verelim. Onun fi nansmanını yapalım ama danışmanı da olalım.”

Büyük olmak için küçük küçük olmak için büyük

“Geçmiş dönemde biz büyük olmak için çok küçük, küçük olmak içinse çok büyüktük. Halbuki Türkiye’de bireysel bankacılık ve KOBİ segmenti çok farklı strateji gerektiren alanlar. Üstelik bunu çok iyi yapan Türk bankaları var. O nedenle biz global ağımızla değer yaratabileceğimiz alanlara odaklanacağız. Stratejimizi ve operasyonumuzu da ona göre şekillendirdik. Bizim hacim ya da aktif sıralamada bir hedef stratejimiz yok.”