Katalonya krizi AB'yi nasıl etkiler?
İspanya'nın özerk yönetim bölgesi Katalonya 1 Ekim'de bağımsızlık referandumuna gitmeyi planlıyor. Merkezi hükümet ile özerk yönetim arasında ipler iyice gerildi. Ekonomistler ise bu durumu Avrupa ekonomisini sarsmayacağı görüşünde...
İspanya'nın Katalonya Bölgesi'ndeki bağımsızlık yanlısı girişimlerde kriz giderek derinleşiyor. Bu kriz İspanya için belirsizlik konusu olmaya devam ediyor ancak krizin Avrupa ekonomisine önemli bir etkisinin olmayacağı öngörülüyor.
Katalonya Özerk yönetiminin 1 Ekim'de yapılmasını planladığı referandum İspanya'da otomatik olarak askıya alınmıştı. Ancak buna karşın Katalonya Özerk Yönetimi referandum talebinden vazgeçmedi.
İspanya Maliye Bakanlığı, yasa dışı ilan edilmesine rağmen 1 Ekim'deki bağımsızlık referandumuyla ilgili girişimlerini durdurmayan Katalonya Özerk Yönetiminin tüm mali kaynaklarına el koydu ve İspanyol hükümeti Katalonya yönetimine bağlı resmi kuruluşlara baskın yaptı.
Ülkedeki kriz sokaklara da taşındı. Bağımsızlık referandumu girişimine ilişkin başta Barselona olmak üzere birçok kentte sokaklara çıkan bağımsızlık yanlıları, protesto gösterileri düzenledi.
İspanya basınında krizin ülke ekonomisi için risk oluşturduğuna dair yorumlara da yer verildi.
Konuya ilişkin olarak soruları yanıtlayan Berenberg Gelişmekte Olan Piyasalar Hisse Senedi Stratejisti Carsten Hesse, Katalonya krizinin Avrupa ekonomisine önemli bir etkisinin olmayacağı öngörüsünde bulundu.
Hesse, İspanya'daki bu kriz ortamının belli bir süre sonra sona ereceğini belirtti. Krizin İspanya ekonomisine de önemli bir etkisinin olmayacağını ifade eden Hesse, ülkedeki güçlü büyümeye ve düşen işsizlik oranına dikkati çekti.
"Her rüya gerçek olmaz"
Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding de bu kısa vadeli gerilimlerin uzun vadede Avrupa piyasalarına etkisinin sınırlı olacağını aktardı.
Schmieding, Katalonya Özerk Bölgesi'nin bağımsızlık yanlısı girişimlerine ilişkin olarak "Her rüya gerçek olmaz" ifadelerini kullandı. Referandumun olması durumunda sonuca ilişkin kesin bir tablo olmadığının altını çizen Schmieding ülkenin işsizlik oranındaki düşüşün 2013 yılından bu yana bağımsızlık konusunda zayıflama meydana getirdiğini belirtti.
Schmieding, Katalonya Özerk Yönetiminin bağımsız olması için bir yol olmadığını ifade etti. Avrupa Birliği'nin (AB), yeni bir üyeyi ancak tüm üyelerin onaylaması durumunda kabul edebileceğini aktaran Schmieding, Katalonya'nın bu durumuda İspanya'ya ihtiyacı olduğunu dile getirdi.
"Sınırlı seviyelerde etki eder"
Dekabank Başekonomisti Ulrich Kater ise Katalonya Özerk Bölgesi'nin bağımsız bir ülke ihtimalinin olduğunu aktardı. Ancak bunun gerçekleşmesi durumunda ekonomik sonuçlarının sınırlı seviyelerde olacağını dile getiren Kater, Brexit'ten kaynaklanan soru işaretlerinin de zor olmadığını söyledi.
"Yatırımcı güvenini etkileyebilir"
IHS Markit Kıdemli Ekonomi ve Finansal Uzmanı Brian Lawson ise Katalonya Özerk Yönetiminin 1 Ekim'de yapmak istediği referandumun İspanya anayasasına göre yasadışı olduğunu belirtti.
Referandumun muhtemelen istenilen bir etkiyi vermeyeceğini ifade eden Lawson, İspanyol hükümetinin referandumun önüne geçmek için önlemler aldığını bildirdi. Lawson, Katalonya Bölgesi'nde özellikle Barcelona'da gerçekleşen protesto ve yürüyüşlerin bölge için önemli risk içerdiğini aktardı.
Söz konusu protestoların bölgeyi ekonomik açıdan kötü etkileyebileceğini dile getiren Lawson, özellikle bölgedeki emlak ve turizm sektörünün zarar görme riskinin olduğunu vurguladı.
Lawson, Katalonya'daki istikrarsızlığın iş dünyasının ve firmaların zamanla Madrid'e kaymasına sebep olabileceği ancak bunun İspanya'nın büyümesini etkilemeyeceği öngörüsünde bulundu.
Sınırlı sayıda Katalan siyasetçinin hapis cezası alabileceğini kaydeden Lawson, Katalonya konusunun İspanya için negatif bir durum içerdiğini belirtti. Lawson, olayların Katalonya bölgesindeki yatırımcı güvenini olumsuz etkileyebileceğini dile getirerek bunun üretim kaybına neden olabileceğini anlattı.
Lawson, askeri bir müdahalenin olmayacağı öngörüsünde bulundu.