Kredi büyümesinde çıta yüzde 15!

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, yıl sonunda kredi büyümesinin yüzde 15'e yaklaşmasını beklediklerini ve bu seviyenin yüzde 4'lük büyüme hedefi için yeterli olduğunu söyleyerek, bunun üzerinde kredi büyümesi olduğunda gerekli görüldükçe makro ihtiyatı sıkılaştırma adımlarının atılabileceğini söyledi.

Davos'ta CNBC-e televizyonunun yayınına katılan Başçı, kredi büyümesi için referans değerleri olan yüzde 15'in Türkiye için makul sürdürülebilir ve Türkiye'nin dayanıklılığını artıracak bir unsur olduğunu söyledi. Başçı, şöyle devam etti:

"Bunun üzerinde kredi büyümesi olduğu sürece gerekli görüldükçe zaman zaman bu tür makro ihtiyatı sıkılaştırma adımları atılabilir. Benzer şekilde reel efektif döviz kuru için de bir referans değerden bahsettik, TL referans değer ve aralıkları içinde seyrettiği sürece, ona yönelik dengeleyici yönde politika adımları atabiliyoruz, ileride de atabiliriz."

Başçı, yıl sonunda kredi büyümesinin yüzde 15'e yaklaşacağını tahmin ettiklerini ve gereken politika adımı varsa ilave adımlar da atmayı düşünebileceklerini söyledi.

Bu adımların genelde ölçülü adımlar olacağını, şu anda yürürlüğe koydukları yapısal mekanizmaların çalışmaya başladığını ve etkisini gösterdiğini belirten Başçı, "Geçen yılın son çeyreğinde kredi stoku 780 milyar TL idi, buna yaklaşık yüzde 15'lik artış eklendiğinde yılsonunda kredi hacmi 900 milyar TL'ye ulaşacak" dedi ve şöyle devam etti:

"Bu da hem büyüme için yetiyor, hem enflasyon yüzde 5'e tekabül ediyor, hem de ilave 5puanlık bir finansal derinleşmeye müsaade ediyor. Orada rahatlıkla yüzde 4 hatta üzerinde büyümeye müsait olduğunu düşünüyoruz."

Başçı, "İç talep çok güçlü olduğu için büyümede bu yıl rahatlıkla yüzde 4'ü aşarız. Buradai lave politika tedbirine canlandırıcı anlamda bir ihtiyaç yok" dedi.

Kredi not artışından daha çok önem kazanan trendin gelişmekte olan ülkelere yatırımların artması olduğuna dikkat çeken Başçı, "Eskiden ratinglere bağlı olarak izlenen yatırım stratejileri kademeli şekilde GSHY'ya orantılı yatırım stratejilerine dönüyor. Kredi derecesinden tamamen bağımsız olarak bu tür akımların artma ihtimali oldukça yüksek. Sermayeyi iten faktörler bulunduğu sürece bizim de mutlaka çeken faktörlerle ilgili cazibeyi biraz azaltmamız lazım" dedi.

"Enflasyon tahminimizi değiştirmeyi öngörmüyorum"

Başçı, Salı günü Enflasyon Raporu için bir basın toplantısı yapacaklarını hatırlatarak,"Tütün zamları ile ilgili olan bir miktar etkinin geleceğini Ekim ayındaki enflasyon raporunda öngörmüştük. O öngördüğümüze yakın bir gerçekleşme oldu, dolayısıyla enflasyon tahminimizi çok fazla değiştireceğimizi öngörmüyorum" dedi.

Türkiye'de enflasyonun mutlaka yüzde 5, hatta ilerleyen dönemlerde daha da düşük bir hedefe doğru yavaş yavaş yönelmekte fayda olduğunu söyleyen Başçı, fiyat istikrarının her zaman için bir numaralı öncelik olduğunu belirtti.

Bugün itibariyle Türkiye'de sürdürülebilir cari açık düzeyinin mevcut küresel finansman bolluğu şartlarında GSHY'ya göre yüzde 6'lı bir seviye olduğunu söyleyen Başçı, "Ama daha orta-uzun vadede bu oranı yüzde 5 hatta altına çekmemiz gerekiyor. Mutlaka cari açık/GSYH'nın yüzde 5'in altına inmesi büyümeyi daha dayanıklı daha sürdürülebilir hala getirecektir" dedi.

Başçı ayrıca, "Reel efektif döviz kuru endeksinin bu ay 120'yi hafif geçtiğini tahmin ediyoruz. Piyasa bu referans değeri dikkate aldığın için kurlardaki oynaklık son derece azaldı. İletişim ve bir iki ufak politika tedbiri şu anda etkili olmuş görünüyor" diye konuştu.

"Dış borçlanmayı 3 yıldan uzun vadeye yaymaya çalışıyoruz"

Kaldıraca dayalı sistemin şu anda hiçbir bankayı etkilemeyeceğini söyleyen Başçı, sadece bankaların bundan sonra kaldıraçlara dikkat edeceklerini, bunun da finansal istikrar açısından faydaları olacağını belirtti.

Türkiye'deki risklerin yurtdışına göre tamamen ters yönde olduğunu belirten Başçı,"Türkiye'de yurtdışı finansman imkanları çok bol ve ucuz. Bizim yapmaya çalıştığımız bu finansmanı uzun vadeye yönlendirmek, yurtdışından üç yıldan uzun vadeli borçlansınlar o yüzden daha ziyade kısa vadeli zorunlu karşılıkları artırıyoruz. Türkiye olarak düşük faiz ortamından yararlanın ancak yararlanırken mümkün olduğu kadar borçlanma vadelerini de uzatın diyoruz. Ve aşırıya kaçmamak gerekiyor" dedi.

Başçı önümüzdeki aylarda özelikle 1 yıl ve daha uzun vadeli mevduatın payının daha da artmasını beklediklerini söyleyerek, buradaki teşviki de giderek kademeli şekilde artırdıklarını, ileride zorunlu karşılık artışı gelirse bunu yine kısa vadelerde yapacaklarını söyledi.