Krizin global etkisi yaklaşık 2 trilyon $
İSTANBUL - Denetim, vergi ve danışmanlık firması Grant Thornton'un dünya genelinde gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, her 10 işletmeden 4'ü Euro bölgesinde yaşanan ekonomik krizden olumsuz şekilde etkilendi.
Grant Thornton'un araştırması, bu etkinin yaklaşık 2 trilyon USD'lik bir gelir kaybına yol açtığını ortaya koyuyor. Krizin hala devam etmekte olduğu ve uzun vadeli olumsuz potansiyel etkileri de dikkate alındığında, bölge ile iş yapan şirketlerin gelecekte bölge ile iş hacmini azaltmayı planladıkları araştırmanın sonuçlarından bir diğeri olarak ortaya çıkıyor.
Yöneticilerin cevaplarından ortaya çıkan istatistikler çarpıcı ve etkileri değişken. Dünya ortalamasına bakıldığında, yüzde 40'lık bir oran ile negatif etkilendiklerini belirten grubun yarısından fazlası (yüzde 54), krizin işletme gelirlerini yüzde 3'ten daha fazla düşürdüğünü ifade ediyor ve her 3 işletmeden 1 tanesi (yüzde 32'lik bir grup) en az yüzde 6'lık bir gelir kaybı yaşadığını ifade ediyor.
Dünyanın en büyük ekonomisi olan Amerika'da ise katılımcıların yüzde 11'i, euro bölgesindeki krizin, gelirlerini yüzde 10 veya daha fazla düşürdüğünü ifade ediyorlar.
Araştırmaya Türkiye'den katılanlarda ise negatif etkilendiklerini belirtenlerin oranı yüzde 56. 40 ülkenin ortalaması ile kıyaslandığında (yüzde 40) Türkiye'de negatif etkilendiklerini belirtenler 16 puan daha fazla.
Araştırma sonuçlarına göre, Euro bölgesi krizinin etkileri daha çok Avrupa ülkelerinde hissedilirken, dünyanın geri kalanı da Avrupa kıtası ile yarışır durumda. G7 ülkeleri katılımcılarının yüzde 37'si, BRIC ülkeleri katılımcılarının yüzde 36'sı ve Latin Amerika katılımcılarının yüzde 30'u negatif bir etkiden bahsediyorlar. Türkiye yüzde 56 ile en çok etkilenen ülkeler arasında. Bu grupta başı çekenler ise, yüzde 88 ile Yunanistan, yüzde 82 ile İspanya ve yüzde 74 ile İtalya.
Grant Thornton Türkiye Başkanı Aykut Halit 'Euro bölgesinde süregelen krizin ekonomik etkilerinin rakamsal değerini ifade etmenin zor olduğunu fakat Grant Thornton araştırmalarının sonuçları ve şirket gelirlerinin GSYH'ye oranındaki değişimi üzerinden yapılan hesaplamalara göre kaybın yaklaşık olarak 2 trilyon USD'yi bulduğunun tahmin edildiğini' ifade ediyor. 'Açık bir şekilde kriz, halihazırda gelirleri düşürürken, uzun vadeli planları da etkiliyor.'
Türk katılımcıların yüzde 30'u Euro bölgesi ile iş yapma konusunda artık daha az istekli. Daha da önemlisi, dünya genelinde tüm katılımcıların yanıtlarına bakıldığında, katılımcıların yüzde 17'si Avrupa kıtasında iş yapmak konusunda daha az istekli. Bu süreçte Avrupa'dan uzak durmalı diyen grubun başında yüzde 30'luk bir oranla Türkiye var.
Hemen ardından yüzde 25 ile Çin ve yüzde 18 ile Latin Amerika ülkeleri geliyor. Avrupa Kıtası'nda, kendi içinde de büyük bir temkinlilik göze çarpıyor. Avrupa Kıtası'ndan katılımcıların yüzde 27'si, Euro birliğindeki diğer ülkeler ile iş yapmak konusunda daha az istekli. Türkiye'de ise, artık Avrupa ile iş yapmak konusunda daha az istekliyiz diyenlerin oranı yüzde 30. Türkiye bu oran ile yüzde 50 ile Filipinler ve yüzde 42 ile İsviçre'nin hemen ardında.
Aykut Halit'e göre 'Kriz devam ettikçe, bir iş ortağı olarak Avrupa cazibesini kaybetmeye devam edecek fakat asıl sorun, hızlı gelişmekte olan ülkelerin, teknoloji ve gerekli diğer desteği başka yerlerde aramaya başlaması olacaktır ki bu durum Avrupa'nın toparlanmasını daha da güçleştirecektir'
Türk katılımcıların yüzde 62'si krizin etkilerinin önümüzdeki 12 ay içinde daha fazla hissedileceğini düşündüklerini belirtiyor.
Önümüzdeki 12 ay içinde krizin global etkilerinin derinleşeceğini düşünenler Türkiye'de yüzde 62'lik bir grup. Globalde ise yüzde 70'lik bir grup aynı fikirde. Bu konudaki en karamsar yaklaşım yüzde 81 ile Polonya, İspanya, Yunanistan ve İtalya ortalaması. Ardından yüzde 75 ile Kuzey Amerika ülkeleri geliyor.
Ekonomiyi canlandırmak için yapılması gerekenler nelerdir sorusuna verilen cevaplarda ise Türk katılımcıların yüzde 62'si vergi politikalarında değişiklik, yüzde 62'si finansmana erişimin kolaylaştırılması, yüzde 50'si işsizliği azaltacak politikalar ve yüzde 44'ü ticareti kolaylaştıracak ve önündeki engelleri kaldıracak politikalar uygulanması olduğuna vurgu yapıyor.