Merkez daha öngörülebilir olacak

Gaziantep’te Para Politikaları Konferansı’nda konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye’nin portföy girişleri olmadan cari açığını finanse edebilir durumda olduğunu söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

Tekin ÇİÇEK

Orhan KARADAĞ

GAZİANTEP - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, bundan sonra daha öngörülebilir olacaklarının mesajını verdi. Başçı, 24 Aralık’ta yapılacak ve 2014 yılının para ve kur politikalarının anlatılacağı toplantıda faiz, likidite ve kur konusunda daha net mesajlar geleceğini de söyledi. Başçı, 18 Aralık’taki Fed toplantısından sonra da piyasanın öngörülebilirliğinin artacağını da ifade ederek piyasanın artık verilere daha doğru tepki verdiğini ve piyasalardaki Fed korkusunun da azaldığını anlattı. Başçı, TL’nin de ABD Merkez Bankası belirsizliklerin ortadan kalkmasıyla ‘kimsenin beklemediği kadar değer kazanabileceğini’ ifade ederek “Mümkün olduğu kadar öngörülebilir olmak istiyoruz” dedi ve bunun piyasalar açısından bir işaretinin de son olarak açıklanan 50 milyon dolara çıkartılan döviz satışları olduğunu kaydetti.

DÜNYA Gazetesi ve Gaziantep Sanayi Odası tarafından düzenlenen moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman Saffet Arolat’ın yaptığı Para Politikaları Konferansı’nda konuşan Başkan Erdem Başçı, “Portföy girişlerinin başlaması halinde TL’de kimsenin tahmin etmediği bir değer kazancının başlama ihtimali var” dedi ve şöyle devam etti: “Sermaye akımlarında en ufak bir yön değişikliği liraya tekrar değer kazandırabilir. TL’nin değer kaybetme ihtimali daha zayıf. Dövizin artması, doların, euronu daha da yükselme ihtimali düşük.”

Başçı, sermaye akımları hızlanırsa yüzde 7.75 faizlerini indirmek yerine rezerv artırıcı önlemlere yönelmeye tercih edeceklerini de kaydetti.

Faizde iletişim değişiyor

Merkez Bankası bundan sonra uluslararası literatüre de uygun olarak faizde iletişimini de değiştiriyor. Erdem Başçı TCMB’nin bundan sonra yüzde 4.5 ve yüzde 6.75 olan “istikrarlı fonlama oranları” ve yüzde 7.75 olan “marjinal fonlama oranı” (margin fund/interest rate) olmak üzere 3 tane politika faizi olduğunu aktardı. Başçı, daha önce söylediği ‘Bizden yıl sonuna kadar faiz artırımı beklemeyin’ netliğinde bir açıklama yapmayı haftaya salı günü yapılacak PPK’da görüşeceklerini de aktararak “Ayağını yorganına göre çeken banka avantaj elde eder” diye konuştu.

TCMB’nin şu an uyguladığı yüzde 4.5 yüzde 6.75 ve yüzde 7.75 oranlarının her birinin politika faizi olduğunu vurgulayan Başçı, enflasyon için şu anki para politika duruşunun yeterli olduğunu ve değişiklik öngörmediklerini de söyledi. Başçı şöyle devam etti: “Marjinal faiz oranı olarak nitelendireceğimiz yüzde 7.75’in şu anda yeterli olduğunu ve bugün için artırma ve düşürme konusunda ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz. Aldığımız tedbirlerin önce sonuç vermesini bekliyoruz. Her ay PPK’da değerlendiriyoruz . Marjinal fonlama oranı faiz koridorunun üst sınırı olarak biliyor. Son aldığımız PPK kararıyla burada oynaklığı burada sıfıra indirdik. Olumlu netice aldık diye düşünüyoruz. Faiz ve döviz oranlarında daha istikralı bir seyir var. Önümüzdeki hafta PPK ve ardından 24 Aralık’ta Para ve Kur Politikaları açıklamalarımız var. Şu anda marjinal fonlama oranımız yüzde 7.75 bir de istikrarlı fonlama oranı diyeceğimiz yüzde 6.75 ve yüzde 4.5 var.”

ZK yükümlülüğü kadar fonlama

Başçı, 24 Aralık’ta bir haftalık repo faizi ile yapılan fonlamanın zorunlu karşılıklara ilişkilendirilmesine ilişkin çalışmanın sonuçlarını da açıklayacaklarını söyledi. Başçı, “Bankacılar zorunlu karşılıklara faiz ödemiyorsunuz diye bizi eleştiriyorlar. Biz de buna karşılık 70 milyar TL civarındaki zorunlu karşılıkların önemli bir kısmının maliyeti rezerv opsiyonları ile düşüyoruz. Yabancı para maliyetleri şuan sıfıra yakın. Kalan 14 milyar TL bunun da 7.5 milyar TL’sini yüzde 4.5’ten veriyoruz. Bunu da daha orantısal olarak vereceğiz. Elimizde bir parametre daha oluyor. Yüzde 4.5’tan yapılacak fonlama miktarı ve yüzde 4.5’in seviyesi. 2014 te ayarlamalar yaparak şartlara bağlı olarak bankaların maliyetlerini daha da düşürebiliriz” dedi.

Başçı, soru-cevap bölümünde ise konuyla ilgili şu eklemede bulundu: “Fonlama ihaleleri devam edecek. Eskiden herkese eşit fonlama yaparken bundan zorunlu karşılıklarla ilişkilendireceğimiz yeni bir formüle geçeceğiz. Sadece usulünü değiştirmiş olacağız.”

LPG zammının enflasyona katkısı 0.15

Enflasyon yakın zamanda TL’deki değer kaybından etkilenerek yüzde 8’e çıktığını ancak aralık ayına ilişkin gözlemlerimiz de olumlu olduğunu belirten Başçı, “Dalgalı olan kalemlere bakıyoruz ve gidişat çok olumlu. En son verdiğimiz tahmin yüzde 6.8 şu anda ilk 11 aylık birikimli enflasyon ise yüzde 6.9; LGP fiyatlarından enflasyona 0.15 puan artı yönlü katkı gelecek. Ancak diğer taraftan olumlu bir resim var. Bu ay da sıfıra yakın gelirse enflasyon piyasanın değil bizim tahminlerimize daha yakın bir şekilde yılı tamamlamış olacak. Piyasa beklentileri oldukça yüksek bu beklentilerden oldukça iyi gelme ihtimali var” dedi.

TL’de değer kazancı ihtimali yüksek

Başçı, en önemli mesajlarının önümüzdeki dönemde belirsizliğin azaltılması olduğunu kaydederek şöyle devam etti: “TL’deki oynaklık son dönemde biraz arttı. Ancak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında bizde hala daha oynaklık daha az. Hatta cari açık veren ülkeler arasında bile bizde oynaklık en az seviyede. Reel efektif döviz kuru bugünlerde 109.4 civarında ve aşırı değerli olmaktan çok uzak. Burada herhangi bir sorun görmüyoruz. Dolayısıyla burada sermaye akımlarında en ufak bir yön değişikliği TL’ye değer kazandırabilir. Böyle bir ihtimal mevcut. Dövizin değer kaybetme ihtimali ise çok daha zayıf. Çok anormal gelişmeler olması lazım bunun için. İşler sakinleştiğinde dünyada para politikası belirsizlikleri bittiğinde portföy girişlerinin başlayabileceğini ve TL’de kimsenin tahmin etmediği bir değer kazancının başlama ihtimali olduğunu düşünüyoruz.”

Kurda 1.92 TL için ‘ocak’ı bekleyin

Başçı, dolar/TL kurunda 1.92 tahmini için ‘Keşke vermeseydik diyor musunuz? Bu hedefe ulaşmak için müdahale düşünüyor musunuz?’ sorusuna ise “Bekleyelim bu sorunun cevabını ocak ayında vereyim. Hiç kimsenin önünü göremediği dönemde böyle bir mesaj (1.92) gerekliydi” dedi. Müdahalelerin ise sürpriz olması gerektiğinin altını çizen Başçı, “Bu konuda hiç bir sinyal vermiyoruz” dedi.

Cari açık için ‘sıcak para’ya ihtiyaç yok

 Altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığındaki kademeli iyileşme eğilimi devam edeceğini belirten Başçı, “Bugün açıklanan veriye baktığımızda son 12 ay için 51.9 milyar dolarlık bir cari açık var. Son 3 aya göre aynı fakat Kasım ayından itibaren altın hariç cari dengede bir iyileşme bekliyoruz Bu iyileşmenin 2014 yılında da süreceğini tahmin ediyoruz. Cari açığın finansmanı  doğrudan yatırım, bankaların ve banka dışı firmaların yurt dışından doğrudan borçlanmaları ve portföy giriş ve çıkışları ile yapılmaya devam ediyor” dedi ve şöyle devam etti: “Portföy girişlerinde çok kuvvetli bir ivmelenme beklemiyoruz. Ancak yatay ve dalgalı bir seyir izliyoruz. Peki bu portföy yatırımları hiç olmasa Türkiye bu cari açığı finanse edebilir mi?. Banka ve banka dışı borçlanma ve doğrudan yatırımlar bu kalemler cari açığı finanse etmeye yetiyor. Biraz daha da azalacağı içinde biz bu cari açığı çok rahat finanse edebileceğiz... Altın hariç 50 milyar dolarlık bir cari açığı Türkiye kısa vadede rahatlıkla finanse eder.” 

Piyasa normal tepki vermeye döndü

Erdem Başçı, piyasanın geçen hafta cuma günü açıklanan istihdam verisine doğru tepkiyi verdiğini kaydederek şartlar normalleştikçe, Fed’in 18 Aralık’ta ne yapacağı görülünce,  ekparasal sıkılaştırmanın da normalleşebileceğini hatta belki şubatta kalkabileceğini de anlattı. Başçı, durum normalleşmez ise döviz likiditesi sağlamaya devam edeceklerini de aktardı.

Başçı döviz satışlarında da öngörülebilirliği artırmak istediklerini belirterek, “Bazı günlerde enerji ithalatçısı kurumlardan yüklü bir döviz talebi gelir ancak yurtdışından o kadar giriş iştahı yoktur o zaman biz döviz satışımızı biraz yüksek tutarız ve o talebi bir miktar karşılarız. Diğer zamanlarda ise düşük tutar ve rezerv biriktiririz bu şekilde regülatör gibi çalışırız ancak tamam oynaklığı sıfıra indirmek mümkün değil. Mümkün olduğu kadar öngörülebilir olmak istiyoruz. Bunu da en son en düşük döviz satışını 50 milyon dolara çıkardık” dedi.

2014’te Türkiye hızlı büyüyecek

Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu, “Biz her şeye rağmen, yeni yıla umutla bakıyoruz, 2014 yılında Türkiye’nin hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz” dedi. İşadamları olarak istikrarlı bir kur istediklerini söyleyen Konukoğlu, “Mevcut risklerin iyi yönetilmesi gerekiyor” vurgusunu yaptı ve şu ifadeleri kullandı: “Ekonominin lokomotifi olan reel sektörün, verimliliğini ve rekabet gücünü artıracak, yapısal reformların devam etmesi gerekiyor. İşadamları olarak,  istikrarlı bir kur istiyoruz. Dalgalanmanın yüksek olduğu bir ortamda, kurun daha yukarılara çıkması, üreticilerin girdi maliyetlerinde sıkıntı yaratacaktır. Oysa istikrarlı bir kur, dünya piyasalarında rekabet gücümüzü artıracaktır. Biz her şeye rağmen, yeni yıla umutla bakıyoruz, 2014 yılında Türkiye’nin hızlı büyüyeceğini düşünüyoruz.” Konukoğlu, Gaziantep olarak Türkiye ortalamasından daha hızlı büyüdüklerini, yatırıma, üretime, istihdam yaratmaya ve ihracat yapmaya devam ettiklerini belirterek “Gaziantep’in toplam sanayi elektrik tüketimi yüzde 21 arttı. Sigortalı çalışan sayısı ortalaması 245 binkişiye ulaştı. İhracatta ise rekorlar kırdığımız bu yılı yaklaşık 6.5 milyar dolarla kapatmayı hedefliyoruz. ‘Sanayi üssüne’’ dönüşen şehrimizde, üretim zincirinin yeni halkası olan, 5.organize sanayi bölgesinde arsalar dağıtıldı. Gelen talep üzerine ek alan ilave edildi” dedi.

Konukoğlu, 2013 yılında, küresel ekonomide toparlanmanın, zayıf bir seyir izlediğini görüldüğünü ifade ederek şöyle devam etti: “Türkiye ise ilk dokuz ayda yüzde 4 büyüdü. Global olumsuzluklara rağmen, Türkiye’nin bunu gerçekleştirmesi önemli başarıdır. 2013 yılı sonunda öngörülen, büyüme hedefini de yakalayacağımıza inanıyoruz. Şimdi gözler 2014 yılında. Küresel ekonomide durgunluk sürecinin geride bırakılarak, ılımlı bir büyüme ve iyileşme sürecine girmesini bekliyoruz.  Yeni yılın başında  gözlenenen büyük iktisadi risk ise, Amerikan Merkez Bankası’nın likidite politikasının, hem piyasalarda yarattığı belirsizlik, hem de ortaya çıkaracağı daralma etkisi olacaktır.”

İşadamları için yakalanan ekonomik ve siyasi istikrarın devamının önemine de işaret eden Konukoğlu, “Bu çerçevede Türkiye’nin, büyük ve dinamik iç pazara, sağlıklı kamu maliyesine,  sağlam bankacılık sektörüne, yüksek sanayi üretimi  ile istihdam yaratma kapasitesine sahip olması, hane halkı borçluluk oranının düşük olması, büyümesini destekleyici faktörlerdir. Diğer yandan, çevremizdeki ülkelerde belirsizlik ortamının ihracatımızı olumsuz etkilemesi, cari açık sorunu, dış finansman ihtiyacının büyüklüğü, yüksek enflasyon ve istikrarsız bir kur, üzerinde durulması gereken riskler arasındadır” ifadelerini kullandı.  Konukoğlu, Gaziantepli sanayiciler olarak, ortak akılla ortaya koydukları 2023 yılında,30milyar dolarlık ihracat yapma ve 350 bin kişiye istihdam sağlama hedeflerine ulaşma konusunda birbirlerine kenetlendiklerini de söyledi.

Piyasadan Başçı’nın konuşmasına farklı yorumlar geldi

‘Türk Lirası’nda oynak seyir devam edecek’

HSBC Portföy Yönetimi tarafından hazırlanan analiz raporunda “Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın temkinli para politikası duruşunun devam edeceğine işaret edenaçıklamaları, politika faizlerinin mevcut seviyelerde kalmaya devam edeceğine referans veriyor. Bu haliyle bakıldığında açıklamalar sonrasında Türk Lirası’ndaki oynaklığı yüksek seyrin sürebileceğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte, tahvil piyasası açısından öngörülebilirliğin bir kademe arttığını düşünüyoruz” denildi.

‘Başçı güven ortamı oluşturmaya çalışıyor’

XTB Menkul Değerler uzmanları, Erdem Başçı’nın “Önümüzdeki süreçte portföy girişlerinin başlaması halinde TL’de kimsenin tahmin edemediği bir değer kazancının başlama ihtimali” sözlerini yorumladı. Analizde, “TCMB, piyasaların ABD’den gelen olumlu verilere aşırı tepki vermediğine, verilerle ilgili olumlu havanın sadece 10 dakikada sürdüğünü belirtti. TCMB’nin bu sözleriyle ABD’deki parasal genişlemede zayıflama olduğu takdirde TL’de aşırı bir değer kaybı beklenmediği şeklinde yorumlanabilir.

‘Sermaye akımlarında sınırlı etki bekleniyor’

Başçı’nın parasal sıkılaştırmada sınırlı etki beklendiğini belirten Halk Yatırım, analizinde TCMB’nin Fed toplantısını beklediğini kaydetti. Raporda, “TCMB’nin anlaşılabilir ve öngörülebilir olmak adına daha fazla bilgilendirici yaklaşımının devam ettiği görülürken, para politikası duruşuna daha fazla belirginlik kazandırmak için Fed’in bu ayki kritik toplantısının beklendiği izlenimi alıyoruz. Kısa vadede, genişlemeci para politikalarından çıkış hareketinin sermaye akımları üzerindeki olumsuz etkisinin sınırlı kalması beklentisinin ağır bastığı hissediliyor” denildi.

‘Başçı projeksiyona imkan vermiyor’

ATIG Menkul Değerler’in raporunda, Başçı’nın açıklamaları eleştirilerek, “FED,ECB,BOJ,BOE gibi küresel merkez bankalarının politika  gerekçeleri ile uygulamaları çözümlenebilirken TCMB’nin açıklamaları  analistler için projeksiyon oluşturabilmeyi imkansız kılıyor” sözlerine yer verildi. Raporda, “Başçı, ilave ek parasal sıkılaştırma ihtiyacı doğarsa yeni EPS’lerin ilan edilebileceğini, şartların normalleşmesi durumunda EPS’lerin uygulamadan kaldırılabileceği belirtilirken marjinal fonlama oranının  yüzde 7,75 olduğuna dikkat çekti” ifadeleri yer aldı.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir